Stres günümüzün en şikayet edilen ve bizleri hayatın tadını çıkartmaktan alıkoyan önemli bir olgu olarak kabul edilmekte ve stres nedeniyle insanlar çileden çıkmakta, aile kavgaları olmakta, okulda işyerinde verimlilik düşmekte ve birçok insan kökeni psikolojik olan hastalıklara yakalanmaktadır.
Daha da önemlisi stres, insanın hayata ve zorluklara karşı olan direncini kırmakta ve insanın yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir.
Stres soyut ama etkisi var olan bir olgu olmakla birlikte, bireyin kendisini kendi olmaktan alıkoyan fiziksel, zihinsel ve duygusal yük olarak kabul edilmektedir ve kişiye göre değişen ve değişkenlik gösteren bir olgudur.
Stres kaynakları ise insandan insana değişmektedir. Bir başkasını strese sokan, onu olumsuz düşüncelere, endişelere sevk eden unsurlar bir başkası için hiçte önemli olmayabilir. Bu bağlamda stres değişken ve kişiye özeldir de denilebilir.
Zorlayıcı yaşam koşulları, ayrılıklar, sevilen birinin kaybı, iş yükleri, mecburiyetler, kişilik savaşları, grubun bireyi kabul etmekte zorlanması, bireyin kendisiyle olan sorunları, gelecek kaygısı, yerli yersiz kuruntu, endişeler ve korkular stres kaynaklarının başlıcaları olarak kabul edilebilir.
Bu olumsuz koşulların yanında kötü yaşam koşukları, hareketsizlik, sigara ve alkol uyku bozuklukları, aşırı kilolu veya zayıf olmak, her şeyi dert eden, detaycı, nevrotik kişilik yapısı stresin diğer unsurlarıdır.
Belirli ve kaldırılabilir durumdaki stres kişiyi verimli, harekete geçirici bir yanı vardır. Bireyin hiç stres altında kalmaması ve yaşamında stres olmayışı o kadar da zararlıdır. Bizlerin büyümesi, gelişmesi, öğrenmesi ve gelişmesi için belirli oranda yararlı strese ihtiyacı vardır ve stres bu ölçüde önemlidir.
Aşağıda verilen koşullar bizleri hayatın tadını almaktan alıkoyan olumsuz strese karşı galip gelmemizde rol oynayan stratejileri kapsamaktadır. Bu stratejiler kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği gibi doğru ve tutarlı şekilde hayata geçirildiğinde olumlu katkılar yapacağı kesindir.

İşte sizi stresten mutlu olmaya ve hayata karşı bir tavır koymaya götüren ve yaşamsal önemi olan stratejiler:

Yaşam felsefenizi oluşturun: Nasıl yaşayacağınız ve yaşamın sizin için ne anlam taşıdığına karar verin. Bunun için “hayatın benim için anlamı nedir? hayatımın yönü nasıl olmalı, gerçekten nasıl yaşamak istiyorum?” sorularını sorun ve bu sorulara olumlu, anlamlı, kısa ve öz olarak yanıtlayarak yaşam felsefenizi oluşturun. Yaşam felsefeniz sizin bilinçdışı olarak hayatı nasıl algıladığınız, asıl yaşam enerjinizi ve insanlar ve evrenle nasıl uyumlu yaşayacağınızın göstergesidir.

Sizin için önemli olana ve ne istediğinize karar verin: Hayat size ait ve öncelikle sizin tarafınızdan yaşanması gerekmektedir. Yaşam felsefeniz sizin için hayattaki öncelliklerin neler olacağına veya olması gerektiğine yol gösterecektir. Ne istediğinize karar verin. Bun u yaparken asla kendinizi sınırlamayın veya olumsuz düşünmeyin. Sadece içinizden geleni kağıda yazın veya bir teybe okuyun. Ne istediğinize karar verdikten sonra “ bunlar yapılabilir mi ve ben bunları yapabilir miyim, bunlar benim için uygun mu” sorularını sorun ve istediklerinizi ulaşılabilir konuma getirin. Çıtayı doğru yere koymak başarının önemli etkenlerinden birisidir ve her hedef doğru ve ulaşılabilir olmalıdır.

İstediklerinize değer ve önem katın: İstediklerinizi belirledikten sonra “bunların benim için önemi nedir? Bunlara ulaşmak ve sahip olmak benim için ne anlam taşıyor” diye sorun. Bu sorular hedeflerinizi önemli hale getirecek ve bu değerler sizin en önemli enerji kaynağınız olacaktır.
Neye nasıl teki verdiğinizin farkına varın: Günlük olarak farkına vararak veya varmayarak neye nasıl tepki veriyorsunuz? Ne zaman ve hangi durumda kendinizi yetersiz veya güçsüz hissediyorsunuz? Bunların bir listesini yapın. Ve bu listede neye neden böyle tepki verdiğinizi araştırın. Sizi böyle yetersiz kılan şey nereden kaynaklanıyor? Siz misiniz sorun yoksa sizin dışınızdaki farklı şeyler mi? Bunları kabul edin ve zayıf ve yetersiz kaldığınızı kabul edin. Acı da olsa durum bu ve önemli olan bunlarla nasıl başa çıkabileceğiniz. Amacımız karanlığa sövmek değil ışık yakmak yani neyle savaşacağımızı veya neyi yeneceğimizi doğru belirlemek.
Yeni kaynaklar yaratın: Siz daha önce kendinize göre doğru şeyler yaptınız ama bazen onlar yetmeyebiliyor. Stres yaşadığınız durumlar eni kaynakların farkına varmak ve onları hayata geçirmek durumudur aslında. Onların belirleyin ve kendinize uygun olanları seçin ve sorunların üstesinden gelmeye çalışarak hayatınızı kendi kontrolünüz altına alın.
Sürekli kendinizi geliştirin: Sorunlardan çok çözüme odaklanın ve sürekli kendinizi yenileyerek mücadele gücünüzü artırın. Öğrenmeyi eve gelişmeyi durduran insan geriler, zayıf kalır, mirasyedi gibi olur ve sonunda hazıra dağlar dayanmaz. Kendinizi sürekli yenileyin ve gelişime açık olun. Başkasının veya olayların bizleri yönetmesine izin vermek yerine hayatın kontrolünü kendi elimize almalıyız.
Yaşam kalitenizi artıracak alışkanlıklar edinin: Spor stresin ve yaşam zorluklarının en önemli düşmanıdır. Her gün yapacağınız 35- 60 dakikalık yürüyüş, koşu, yoga veya buna benzer aktiviteler sizlerin yeni enerji kaynağınız olacaktır. Meditasyon, nefes egzersizleri, doğru beslenme, doğru dinlenme, düzenli uyku, gevşeme egzersizleri olan ilerleyen gevşeme egzersizi, otojen antrenman, biyo-feedback vs çalışmaları sizlerin yardımına koşan çalışmaların bazılarıdır. Bunlardan bir ya da bir kaçını öğrenerek yaşam kalitenizi geliştiren alışkanlıklar edinin.
Manevi dünyanızı geliştirin: İçsel huzurunuzu geliştirmek için manevi dünyanızı geliştirmelisiniz. Sosyal sorumluluk projeleri, başkalarına veya ihtiyacı olanlara yardım derneklerinde gönüllülük projeleri en uygun çalışmalardır ve sizleri çok yönden rahatlatır. Başka insanların gönlünde yer açmak sizleri başka bir ruh durumuna götürecek ve benlik duygunuzu yükseltecektir. 
Kötü alışkanlıklardan uzak durun: Sigara, alkol ve buna benzer sizlerin emeğini, ruhunu ve duygularını sömüren; keyif veren gibi görünen ama sizleri zayıflatan maddelerden ve alışkanlıklardan uzak durun. Yanına bile yaklaşmayın ve bu konuda hoşgörülü asla olmayın.
Yardım alın: profesyonel uzmanlardan yardım alın. Nasıl fiziksel sorunlarınızda veya başka ihtiyaçlarınızda başkalarına ihtiyaç duyuyorsak, bu gibi durumlarda kendinizle uğraşmak yerine inadı bırakın ve yardım alın. Korkmayın bir şey olmaz. O insanlar sizlere yardım edebilmek ve sorunlarınızı paylaşmak için eğitim alıyorlar ve tek amaçları sizlere yardımcı olmak. 
Hayatı sevin ve olduğu gibi kabul edin: İnişleri ve çıkışları ile hayat bir bütündür ve bize ihtiyacı vardır. Hayat her türlü zorluklarına rağmen sevilebilir ve yaşamaya değer. İnançlarınız kuvvetlendirin ve iyimser olmayı kötümser olmaya tercih edin ama Polyannacılık oynamayın. Sorunları kabul edin ama çare üretmek için de çalışın ve her şeye rağmen hayatta kalacak ve gelişecek çabalar içinde olun. İnanıyorsanız olmaya başlayacaktır…
Kolay gelsin
Sevgi ve dostlukla