Onların hiçbiri sabah kahvaltısı yapmadı;

Çünkü içecek sıcak bir çayları, ballı-tereyağlı ekmeği, peyniri,zeytini vs. olmadı. Eğer bulabildiyse kuru bir parça ekmek ve bir damla suyla güne başladı.Kimse ona ''seni lunaparka götüreceğim, sana hamburger yedireceğim diye'' söz vermedi.

Gün boyunca yarı açık  çadırların arasında ;

Ayağına giyinmek için ayakkabısı yok,üzerinde elbisesi yok,plastik hurdalardan eline oyuncak geçmiş ve gözlerinin içi gülüyor.+40 - 45 derece sıcağa aldırmadan kilometrelerce uzaktan günlük su ihtayıcı karşılamak için kilolarca ağırlığın altında ezilmesine rağmen bir yudum su içebileceğini düşünerek gözlerinin içi parlıyor.

Eğlencenin ne olduğunu hiç bilmediler onlar;

Onların tek eğlencesi sokakta kendi akranları ile beraber olmak.

Okul mu?

Onların gidebileceği bir okulları yok.Çünkü iç savaştan dolayı yıkılmış.Defteri,kalemi,silgisi yok.

Gün içerisinde açlık;

Babalar hiç bir zaman çocuklarının elinden tutup pizza,hamburger,lahmacun vs. yediremedi.Çünkü çocuğuna yemek yedirecek parası yoktu cebinde ve onun ezikliğini yaşıyordu.

Soğuk ve yağmurlu gecelerde;

Hiçbir zaman sarılacak bir battaniyesi,yağmurdan korunmak için yağmurluğu,şemsiyesi ve su geçirmeyen bir ayakkabısı olmadı.Yağmur altında hastalandı.Çünkü sıcak bir yuvasıda olmadı onun.Yırtık naylonlarla kapatılmış etrafı ve üzeri açık kalabalık bir çadırın içinde kaldı. 

Onlar 20 yıldır süren iç savaşın içerisinde silah sesleri ile uyurken  silahtan başka birşey görmediler.

 ŞİMDİ BİZİM ÇOCUKLARIMIZA SORUYORUM ?

 NEYİNİZ EKSİK?

Ahmet BOZDAŞ