CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, “Kızılay’ın eski saygınlığına kavuşturulması” için Meclis araştırması açılmasını istedi. Emre, “Eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye kadar hemen hemen her alanda öngörüsüz, ranta dayalı politikalarla kaosa sebep olan AKP iktidarının, deprem vesilesiyle yardım ve dayanışma kuruluşlarında da ağır tahribatlara yol açtığı görüldü. Afet günlerinde vatandaşlarımızın yanında görmek istediği yardım ve dayanışma kuruluşlarının başında olan Kızılay, tahribatın yaşandığı kuruluşların başında gelmektedir” değerlendirmesini yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, TBMM Başkanlığı’na Kızılay’ın eski saygınlığına kavuşturulmasına amacıyla araştırma önergesi verdi. Önergede, şu ifadeler yer aldı:

“Merkezi Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ve Elbistan ilçelerinin olduğu 6 Şubat 2023 Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depreme ilişkin son verilere -19 Şubat 2023 tarihi itibariyle- göre; Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde 41 bin 020 vatandaşımız hayatını kaybetti, 108 bini aşan sayıda vatandaşımız yaralandı. Devam eden hasar tespit çalışmaları kapsamında 61 bin 722 binada yer alan 263 bin 800 bağımsız birimin ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edilirken, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının, enkaz kaldırma çalışmalarına paralel artması kaçınılmaz gözükmekte.

“6 ŞUBAT DEPREMLERİ ÜLKEMİZİN YAŞADIĞI EN BÜYÜK DEPREM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞ DURUMDADIR”

Kahramanmaraş’ın yanı sıra 10 ilimizde can ve mal kaybına yol açan 6 Şubat tarihli iki deprem, neden olduğu ağır kayıplar da dikkate alındığında ülkemizin yaşadığı en büyük deprem olarak kayıtlara geçmiş durumdadır. Bu yıl itibariyle 100. yılına gireceğimiz Cumhuriyeti’miz boyunca yaşanan ve ağır kayıplar verdiğimiz diğer depremler ise; 1930 Hakkari Depremi  (7.2 büyüklüğünde, 2 bin 514 kişi hayatını kaybetti), 1939 Erzincan Depremi (7.9 büyüklüğünde, 32 bin 962 kişi hayatını kaybetti, 100 binden fazla kişi yaralandı), 1942 Niksar-Erbaa Depremi (7.0 büyüklüğünde, 3 bin kişi hayatını kaybetti, 6 bin 300 kişi yaralandı), 1944 Bolu-Gerede Depremi (7.2 büyüklüğünde, 3 bin 959 kişi hayatını kaybetti), 1966 Varto Depremi (6.9 büyüklüğünde, 2 bin 394 kişi hayatını kaybetti, bin 489 kişi yaralandı), 1975 Lice Depremi (6.2 büyüklüğünde, 2 bin 385 kişi hayatını kaybetti), 1976 Çaldıran Depremi (7.5 büyüklüğünde, 3 bin 840 kişi hayatını kaybetti), 1999 Gölcük Depremi (7.5 büyüklüğünde, 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi yaralandı) olmuştur. Yüksek can kayıplarının yaşandığı bu depremlerin yanı sıra çok sayıda başka depremde de yüzlerce vatandaşımızı kaybettik, binlerce vatandaşımız yaralandı.

“KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ İKİ DEPREMİN ARDINDAN YAŞANANLAR YETERSİZLİK VE EKSİKLİKLERİNİN RESMİ OLMUŞTUR”

Yaşadığımız depremler ve bilimsel çalışmalar, ülkemizin yüzölçümünün yüzde 96’sının, nüfusunun da yüzde 99’unun deprem riski altında olduğunu göstermektedir. Tüm veriler ve yaşanmışlıklar, ansızın yeni bir depremle karşı karşıya kalabileceğimizi; dolayısıyla da depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Depremlerin felaketlere dönüşmemesi için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde hazırlıklı olunması yaşamsal önem arz etmekte. Bu gerçeğe karşın Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından yaşananlar; özellikle deprem ve benzeri afetlere yönelik çalışmalar yürüten kurum ve kuruluşların, ne yazık ki içinde yüzbinlerce insanımızın büyük acılarının yansıdığı yetersizlik ve eksikliklerinin resmi olmuştur.

“AKP’NİN NEDEN OLDUĞU TAHRİBAT ARTIK GİZLENEMEYECEK DÜZEYDEDİR”

İktidarının başından itibaren Cumhuriyet’imizin hukuksal ve kurumsal hüviyetine karşı bilinçli bir saldırı yürüten AKP’nin neden olduğu tahribat, Kahramanmaraş depremleri sonrası ortaya çıkan yıkım, arama-kurtarma ve yardım çalışmalarındaki yoksunluklarla artık gizlenemeyecek düzeydedir.

“AKP İKTİDARININ, DEPREM VESİLESİYLE YARDIM VE DAYANIŞMA KURULUŞLARINDA DA AĞIR TAHRİBATLARA YOL AÇTIĞI GÖRÜLDÜ”

Eğitimden sağlığa, hukuktan ekonomiye kadar hemen hemen her alanda öngörüsüz, ranta dayalı politikalarla kaosa sebep olan AKP iktidarının, deprem vesilesiyle yardım ve dayanışma kuruluşlarında da ağır tahribatlara yol açtığı görüldü. Afet günlerinde vatandaşlarımızın yanında görmek istediği yardım ve dayanışma kuruluşlarının başında olan Kızılay, tahribatın yaşandığı kuruluşların başında gelmektedir. 1867 yılında savaşta yaralanan askerlere ayrım gözetmeksizin yardım amacıyla Kızılhaç’ın uluslararası temel ilkeleri esas alınarak Hilal-i Ahmer Cemiyeti adıyla kurulan; 1912 yılında Trablusgarp Savaşı’nda binbaşı olarak görev yaparken yaralanan Atatürk’ün de Libya, Derne’de kurulu aynı adı taşıyan hastanede sağlığına kavuştuğu; Cumhuriyet ile birlikte toplumsal hayatımızın dönüşümüne olumlu katkılar sağlayan ve 1935 yılından itibaren Kızılay olarak bildiğimiz yardımlaşma ve dayanışma kuruluşu, AKP iktidarına kadar toplumun gözünde en güvenilir ve saygın kuruluşlardandı. AKP iktidarı sonrası ise Kızılay’da ciddi bir dönüşüm yaşandı ve kuruluş, yardım ve dayanışma misyon ve niteliğinden her geçen gün uzaklaştı. Bünyesinde, sanayi ve ticaret alanına yönelik çeşitli şirketler kurulan ve adeta holding haline gelen Kızılay’da, herhangi bir ücret almaması gereken yöneticiler, şirketler üzerinden ‘huzur hakkı’ adı altında gelirler elde etmeye başladı. Hem merkez hem de taşra teşkilatlarında görev alanların AKP kadrolarından seçilmesiyle arpalık haline dönüşen Kızılay’a ilişkin birkaç yıl önce yayınlanan, yoksul vatandaşlara dağıtılmak üzere hazırlanan konserve etlerin Kızılay’ın Bitlis Şube Başkanı ve aynı zamanda AKP Bitlis Milletvekili Cemal Taşar’ın kardeşi Battal Taşar’ın Bitlis’teki otelinin mutfağında görüntülenmesine ilişkin haber, yaşanan yozlaşmayı net anlatan örneklerden biri oldu. Kızılay’ın son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile üyelerinin de görev aldığı ifade edilen ABD’deki TURKEN Vakfı’na, ‘bağış’ adı altında para aktarılmasına köprü olduğu kamuoyuna yansımıştı.

“KIZILAY’IN ESKİ SAYGINLIĞINA KAVUŞTURULMASI İÇİN MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINI ARZ EDERİZ”

Geçmişi 156 yıl önceye dayanan ve bir dönem Türkiye’nin yardım ve dayanışma açısından en saygın kuruluşlarından biriyken, son yıllarda iktidarın dar siyasi anlayışına hapsedilerek kurumsal kimliğini, yardım misyonunu; Kahramanmaraş depremleri sonrasında da organizasyon niteliğini kaybettiği görülen Kızılay’ın eski saygınlığına ve afetlerde en önemli kuruluşlardan biri olma özelliğine tekrar kavuşturulması için sorunların tespiti ve çözüm önerilerini belirlemek üzere Anayasamızın 98, TBMM İç Tüzüğü’nün 104 ve 105’nci maddeleri kapsamında Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.” 

 

Kaynak: anka