RAMİZ KAAN OKTAR
Sakarya’nın Akyazı ilçesinde geçen ay yaşanan sel felaketinde bir ahırını kaybeden ve evinin bahçesinde tahribat oluşan Sami Yemenici, yetkililerin bölgeye gelip inceleme yaptığını ve ağır hasar kaydı tutulmasına rağmen yapının "konut olmadığı" gerekçesi ile yardım alamayacağının söylendiğini iddia etti.
Temmuz ayının başında etkili olan yağışlar Sakarya’nın Akyazı ilçesinde sele neden olmuş, bir kişinin hayatını kaybettiği felakette birçok vatandaşın ev ve arsalarında tahribat oluşmuştu. Sel, Altındere Osmanağa Mahallesinde yaşayan Sami Yemenici’nin de hayvanlarının bulunduğu ahırı yıkmış, evinin bahçesinde ise tahribat yaratmıştı.
‘SEL BİZİ YIKTI GEÇTİ’
Yemenici, selin Keremali dağındaki yolların düzenlenmesi nedeniyle oluştuğunu da ileri sürerek, “Bugüne kadar böyle bir felaket görmedik. Yukarıda bulunan Keremali dağında, devletin koruma altına aldığı dağda, fındık bahçelerinin yollarını düzenleyip vatandaşları araçlarıyla rahat çıksın diye yolları genişleterek açtılar. Daha sonra kuru viyadükten aşağıya suyu verdiler, bütün suları bağladılar. Sağanak suyu gelince aşağıda birikti. Bu su birikince de ne yaptı, bizi yıktı geçti” dedi.
‘KONUT DEĞİL YARDIM YAPAMAYIZ’
Yaşanan sel sonucu bir ahırı ve küçükbaş hayvanlarını kaybettiğini ifade eden Yemenici, “Büyükşehir Belediyesi, Kaymakamlık, Valilik, AFAD, Akyazı Belediyesi ağır hasarlı raporu tuttular. Raporları da mevcut ama konut olmadığı için ‘konut değil biz yardım yapamayız’ dediler. Mevcut burası işte. Hayvanlarımızın barınağı. ÇKS belgem var. İlçe Tarım Müdürlüğüne kayıtlıyım. Küçükbaş hayvan işi yapıyordum. Yan tarafta bir ağırımız daha vardı. Bu ahırımız selden dolayı komple gitti. Sel yüzünden yıkılan ağırın hurdalarını ayırdım köşeye. İşe yaramayanları da hurdacıya verdim” diye konuştu.
“100 BİN LİRA ZARARIM VAR”
Daha önce ufak çaplı yaşanan sel nedeniyle durumu yetkililere haber verdiğini söyleyen Yemenici, şöyle devam etti:
“Bir ay önce Kurban Bayramı’ndan 10 gün önce bu sel felaketi oldu. Yetkililere ulaştım ve “gereğini yapın” dedim. Tabi hafif bir zarar gördük o zaman. Akabinde bir sel felaketi daha geldi. Bu sefer yıkıp geçti. Geliyorlar hafriyatı alıyorlar ‘gereken yapılacak’ diyorlar. Hafriyatı kaldırdılar haklarını yemeyelim. Daha sonra hiçbir çalışma yok. Üçüncü bir felaket geliyor ki yıkıp gidiyor. İşte durumum bu. Benim bugün 100 bin liraya yakın zararım var.
“BİZİ MUHATAP ALMIYORLAR”
Devlet bana kalkıp ‘Kastamonu’da, Sinop’ta, Trabzon’da, Rize’de, Artvin’de her yerde sel felaketi var. Her tarafla uğraşıyoruz. Terörle uğraşıyoruz. Bizim sana yapacağımız katkı 20 bin lira. Zararının tamamını ödeyemeyiz…’ bırak zararı, onun karşılığını muhatap bile almıyorlar bizi. Muhatap alıp telefonla bile bilgi dahi vermiyorlar. Gittim yetkililerle görüştüm. Geldi rapor tuttular. Ağır hasarlı rapor, belirttiler. Raporlar da mevcut bende. Sonuç; bir süre bekledim herhangi bir bilgi gelmeyince gittim yetkililerle görüştüm. ‘Senin orası konut değil ahır olduğu için biz katkı ve yardım yapamıyoruz. İlgi alanımızın dışında’ diye aldığımız bilgiler bu.”