GÖKHAN TUZLADAN

Döviz kurlarında yaşanan hızlı artış ve nedenleri hakkında açıklama yapan Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Aytaç, "Siz negatif faiz vermeden sadece tasarruf edenleri kazanmaya doğru yönlendirirseniz yani daha yüksek faizle en azından bir miktar yapısal sorunları çözene kadar durabilirseniz o zaman bu baskıyı hafifletebilme şansınız var" dedi.

Dövizin hızla artması ile Türk lirasının hızlı bir şekilde eridiğini ve değersizleştiğini belirten Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Aytaç; “Türkiye’de özellikle son günlerde giderek artan Dolar kurundaki hızlı artış, Türk lirasındaki hızlı erime, aslında bilinen bir gerçeğin su yüzüne çıkması. Çünkü uzun zamandan beri Türkiye’de olumlu, ileriye dönük adımlar atılamadı. Bunların da en önemli nedenlerinden biri faiz oranlarının aşağı doğru çekilmesi hamlesi. Bu hamlenin hemen ardından döviz kurunda ciddi bir artışın ortaya çıktığını görüyoruz. Son günlerdeki artışın başka beklenti nedeni de önümüzdeki günlerde yapılacak para politikası kurulunun faiz kararı olacak. Burada yine faiz indirimi yapılırsa maalesef Dolar kurunu daha da tutabilmemiz artık mümkün değil” değerlendirmesi yaptı.

Faiz tartışmalarını ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren Prof. Dr. Aytaç, Türkiye’nin alabileceği önlemleri şöyle sıraladı:

“Siz negatif faiz vermeden sadece tasarruf edenleri kazanmaya doğru yönlendirirseniz yani daha yüksek faizle en azından bir miktar yapısal sorunları çözene kadar durabilirseniz o zaman bu baskıyı hafifletebilme şansınız var. Bunun yanında turizm sezonunun bitmiş olması, döviz girişinin azalmış olması, Kasım ve Aralık ayında Türkiye’nin ciddi miktarda yaklaşık 13 Milyar Dolar civarında bir dış borç ödemesinin olması, yine Kasım ve Ocak aylarında yaklaşık 76 Milyar liralık iç borç ödemesinin olması, kurların altının ve diğer alternatiflerin yönünü yukarıya doğru çeviren en önemli etkenlerden bir tanesi.”

"ABD'DE FAİZ ARTIRIMI DÖVİZ BASKISINI ARTIRACAK"

2022 yılında da sorunun devam edeceğini, Türkiye’nin önlem almaması durumunda provoke edecek unsurlarında eklenmesi ile zor günler geçireceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç “Eğer Türkiye sahip olduğu sorunları masaya yatırıp rasyonel çözümler üretemezse maalesef yukarı doğru gidecektir. Bunu provoke eden bir takım unsurlar da olacaktır. Örneğin Amerika’da faiz artımı 2022’de tekrardan devreye girmeye başlayacak, bu durum Türkiye’yi yine yukarı yönlü bir döviz baskısına doğru itecektir diye düşünüyoruz” dedi.

"GELECEK HER ANLAMDA FİYAT YÜKSELİŞİNİN ETKİSİ ALTINDA"

Gram altının geçen yıl sabit seyrettiğini ancak son zamanlarda yukarı seviyede tırmanışa geçtiğini belirten Aytaç “Geçtiğimiz yıl daha düşük seviyelerde bir sürünme hareketi yaparken, son zamanlarda o da yukarıya çıktı. Bu da yine beklentiler içersinde. Çünkü altının yılsonu öngörüsünün altındaydı beklenen. 2022’de uluslararası finansal çevrelerin 2 bin 150, 2 bin 200 ons başına dolar fiyatının var olduğunu görüyoruz. Yani gelecek her anlamda bir fiyat yükselişinin etkisi altında. Bunun en somut örneklerinden bir tanesi de Amerika’daki enflasyon oranı; tarihinin en yüksek enflasyon oranıdır. Bu da Amerika’da faizleri yukarı doğru itecek bir beklentidir. Maalesef tüm gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye’yi de olumsuz etkileyecektir” ifadelerini kullandı.

"DIŞARIDAN GELENLERİN SATIN ALMA GÜCÜ ARTIYOR"

Sınır kenti olan Edirne’de komşu ülke Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen turistlerin sayılarının arttığını bunun da alım gücünün yükselmesine bağlı olduğunu belirten Aytaç şunları ekledi:

“Türk parasının değeri kayboldukça dışarıdan gelenlerin yabancıların satın alma gücü gayet normal bir şekilde artış gösteriyor. Bulgaristan’ın uyguladığı standart bir para politikası yok. Para kurulu diye bir şey uyguluyor. Euro arttığı sürece onlar da bundan nemalanıyor. Burada önemli olan nokta tüketiciler gelip Türkiye’den mal alırken, biz sınırda yaşadığımız için rahatlıkla görebiliyoruz; bizden mal alırken neden yurtdışından yatırımcı Türkiye’ye gelmiyor sorusu en önemli sorulardan bir tanesi. Asgari ücretin bu kadar düşük olduğu hatta Avrupa’nın en düşük asgari ücretine sahibiz şu an, 270 Dolar civarında ve hala da aşağı doğru iniyor. Buna rağmen neden yatırımcı gelmiyor diye sorduğumuzda aslında masaya yatırılması gereken en önemli konu da bu. Yabancıların çekindikleri nedir, güven mi, belirsizlik mi, istikrarsızlık mı? Bu sorunlara yönelik bir çözüm üretebilirsek ben inanıyorum ki Türkiye’ye çok kısa zamanda çok büyük yatırım gelecektir. Çünkü bu kadar ucuz ve işçisi bu kadar verimli çalışan, kaynakları bu kadar çok olan bir ülke, üretimle ilgili üzerine düşen her görevi başarıyla yerine getirecektir.”

Kaynak: anka