ESMA TURAN

Menteşe'de, 17 yaşındaki Oğuzhan Kemçin’in evine dönerken bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetmesi ile ilgili davada, mahkeme hâkimi; olay sırasında 112’yi aramayan muhtara, “İnsanlar sana mahallelerini emanet ediyorlar, iyi ki bizim mahallenin muhtarı değilsin” dedi.

Muğla Menteşe'de, 7 Temmuz gecesi Denizli yolu üzerinde bir restoranda garson olarak çalışan Oğuzhan Kemçin, saat 00:30'da Yeniköy’deki evlerine dönmek için bisikletle yola çıktı. Oğuzhan'a saat 00:40'ta Mestan Göksal'ın kullandığı otomobil çarptı. Sürücü Göksal, olay yerinden kaçarak 500 metre ilerideki Yeniköy muhtarı ve dayısı Bayram Güner'in evine gitti. Güner ve Göksal, 50 dakika evde kaldıktan sonra yürüyerek olay yerine gitti. Oğuzhan'ın cansız bedeni, 3 saat 20 dakika sonra devriye gezen polisler tarafından bulundu.

Oğuzhan Kemçin’in ölümüne ilişkin yargılama bugün devam etti. Duruşmada tanık olarak dinlenen Mestan Göksal’ın anneannesi Fatma Güner, şunları söyledi:

“Gece yarısı oğlum evde beni uyandırdı, kazayı öğrenince. Fırıncı Muhammet’in arabasıyla olay yerine gittik. Muhtar Bayram Güner polisi aradı. Polisin ağzından hayat belirtisi var diye bir şey duymadım. Mestan, dayısını aramış, kaza yaptım diye. Oraya gidince yerde yatan şahsı görmedim. Olay yerine bir kere gittim.”

Baba Hasan Göksal ise şöyle konuştu:

“Gece kaç olduğunu bilmiyorum. Eşim beni kaldırdı, Mestan’ın kaza yaptığını söyledi. Oğlum bana ‘kaza yaptım, korktum kaçtım’ dedi. Muhtarı aradım olay yerine gittiğimizde telefonun ışığı ile baktığımızda çalıların arasında maktulün kolunu gördüm. Seslendik, cansızdı. Muhtar hemen polisi aradı, kısa süre sonra devriye gezen polisler geldi. Polislerden dakika sonra ambulans geldi.”

 “YAŞIYORSAN SES VER” DEMİŞ

Anne Fatma Göksal ise “Gece kızımla oğlumun sesine uyandım. Oğlum şoktaydı. Bisikletli birine çarptığını söyledi. Otomobilin yanına gittim, kan lekesi vardı, inandım. Eşimi uyandırdım. Hep beraber muhtarın evine, oradan da olay yerine gittik. Bisiklet yol kenarındaydı. Çocuk aşağıdaydı, oraya inmek imkansızdı. ‘Eğer yaşıyorsan ses ver. Seni hastaneye yetiştirelim, yaşatalım’ dedik. Ses çıkmadı” dedi.

"İYİ Kİ BİZİM MUHTAR DEĞİLSİN"

Mestan Göksal’ın muhtar dayısı Bayram Güner ise şunları söyledi:

"Mestan 01:45’te beni aradı ve kaza yaptığını söyledi. Ardından eve geldi, alkollüydü. Beraber olay yerine gittik. Sadece bisiklet vardı. Telefonun ışığı ile maktulü aradım, bulamadım. Çarptığına emin misin diye Mestan’a sordum. Maktulü olay yerinden geçen bir aracın aldığını ya da kurtulduğunu ve yürüyerek gittiğini düşündüm. Ardından evlerimize gittik, yarım saat Hasan Göksal beni aradı, ‘Çocuk burada çukurun içinde’ dedi. Ben de olay yerine gittiklerini anladım. Tekrar bana geldiler, fırıncının aracıyla bir daha olay yerine gittik. Özay abi gelinceye kadar oğlu olduğunu bilmiyordum.”

Hakimenin “Neden hemen 112’yi aramadın?” sorusuna muhtar Güner, “Korktum. Şoktaydım. Ne yapacağımı bilemedim. İlk defa başıma böyle bir şey geldi. Polisi ararken devriye gezen ekip geldi. Polisler hemen ambulansı aradı” yanıtını verdi.

Bunun üzerine hakim, “İnsanlar sana mahallelerini emanet ediyor. İyi ki bizim mahalle muhtarı değilsin” dedi.

Oğuzhan Kemçin’in annesi Ayşe Kemçin duruşmanın ardından, “Çocuğuma can çekiştirenlerin cezasını çekmesini istiyorum” dedi.

Baba Özay Kemçin, 03.30'da uyandığını ve oğlunu odasında göremediğini belirterek, şunları söyledi:

"Telefonunu defalarca aradım, açılmadı. Mesaj attım cevap gelmedi. Sabaha karşı eşim uyandı. Bu defa o aradı, polis memuru açtı telefonu. Telefonun karakolda olduğunu, yolda bulan bir kişinin kontrol noktasındaki ekiplere bıraktığını söyledi. Bir akrabamı uyandırdım, otomobilini aldım ve karakola gitmek için yola çıktım. Karayoluna çıktığımda polis, ambulans ve cenaze araçlarını gördüm. Çok kalabalıktı. Polis beni durdurdu, nereye gittiğimi sordu. Ben de durumu anlattım. Bunun üzerine beklememi istedi ve beni olay yeri savcısının yanına götürdü. Savcı bey benimle konuşurken şüphelendim ve kazanın oğlumla ilgisi olup olmadığını sordum. Savcı bir yandan teselli etmeye çalışırken bir yandan gerçeği söyledi. Dünya başıma yıkıldı. Muhtar, katil, katilin ailesi oradaydı ve beni aramamışlardı. Oğlumu teşhis etmek istedim. Ceset torbasına koymuşlardı. Baktım, her yanı kan içindeydi. Gözleri açıktı. Gözlerini ellerimle kapadım. Muhtar Bayram Güner olayı baştan beri biliyor beni aramıyor. Oysa ben kendisini aradım, oğlumun kayıp olduğunu söyledim, bilgisinin olmadığını söyledi. Meğer benle konuşurken oğlumun can çekişerek ölmesini izliyorlarmış.”

Mahkeme duruşmayı 20 Ekim’e erteledi, 4 Ekim’de de olay yerinde keşif yapılmasını karar verdi.

Kaynak: anka