Haber: TAMER ARDA ERŞİN - Kamera: FURKAN ERDEM

Hatay’da depremin büyük yıkıma neden olduğu ilçelerde yaşayan yurttaşlar ve Suriyeliler, depremden daha az etkilenen Reyhanlı ilçesine sığındı. Ancak ilçeye gelenlerin büyük kısmı çadırsız kaldı. Suriyeli Hasan Abit, bir çocuğunun engelli olduğunu belirterek, “Çadır istedik, vermediler. Kendi imkanımla yaptım. İki aile, 10 kişi kalıyoruz” dedi. Suriyelilerle beraber kalan atık kağıt toplayıcısı Rıfat Çelik ise “Evimin tavanları düştü, ev çatladı. Komşular çadır kurup oturdular. Bana bir şey gelmedi, sadece bir tane kullanılmış battaniye geldi. Bir çadır istiyorum ki millet gibi oturayım dışarıda” diye konuştu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 6.4 büyüklüğündeki depremin ve artçıların vuruğu Hatay’da enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Hatay’da depremin büyük yıkıma neden olduğu ilçelerdeki yurttaşlar da depremden daha az etkilenen Reyhanlı ilçesine sığındı.

Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen ve Antakya’da yaşayan Halit Satuf, “Birinci ve ikinci gün kimse yoktu. Ne polis ne asker... Ben, can kurtarmak için arkadaşım ile beraber 4 yaşlı çıkardım, bir de kız kurtardım. Birinci, ikinci ve üçüncü gün çalıştım” dedi.

“BİRİNCİ GÜN KİMSE YOKTU”

Depremden 15 gün sonra Reyhanlı’ya geldiğini anlatan Halit Satuf, ilk iki gün yemek yardımının dahi ulaşmadığını dile getirerek şunları söyledi:

“Birinci gün kimse yok. İkinci gün, bizim eve biraz zarar geldi. Bizde yemek ve ekmek vardı. Millet dağıtıyor, biraz. Bendeki fazla ondaki eksik, ondaki fazla benimki eksik; bana veriyordu. Üçüncü gün deprem geldi, herkes korkuyor. Bir tane arkadaşın abisi içeride yaşıyor, gittik kurtarmak için. Merdiven üstüne geldi, iki kişi canını kaybetti. Kurtarmak için bizde malzeme yoktu. 15 gün Antakya’da oturdum. Çadır geldi, AFAD ve asker her şeyi dağıttı. Bana çadır verdiler. Aldım, benim kimliğimi yazdım. Üç gün önce deprem oldu; 6.4. Benim aile çok korktu. Onun için çıktım, Reyhanlı’ya geldim. Ama çadır Antakya’da kaldı. Bana bir polis ‘Yasak, kaldırma. Çadırı burada aldın, burada kalsın’. Onun için benim çadırım yok.”

Satuf, şu an boş bir arazide kendi imkanları ile çadır kuran Suriyeli ailelerle beraber kaldıklarını ve bir çadıra 8 kişi sığındıklarını dile getirerek, yemeği ise mahalle muhtarının getirdiğini aktardı. Suriye’de de yıkım olduğunu ve ailesinin orada olduğunu kaydeden Satuf, “Orada kimse yok, bunun gibi. Orada devlet yok, burada devlet var. Burada çok şükür devlet var” dedi.

“ORADA DURUM ÇOK KÖTÜ. BURADA EV, AKRABA YOK”

Halit Satuf, artık ne yapacağını bilmez halde olduğunu dile getirerek, “Bundan sonrasını ben bilmiyorum. ‘Git Suriye’ye’ diyorlar. Orada durum çok kötü. Çok tehlikeli. Burada kalsam, burada evsiz… Su yok, elektrik yok. Benim akrabam burada yok. İstanbul, Ankara’da da benim akrabam, arkadaşım yok. Onun için burada bekliyorum” diye konuştu.

“MASUM ÇIKTIM, MASUM KALIYORUM”

Satuf, kendilerine “Suriye’ye git” denilmesine üzüldüğünü belirterek, “Türkiye’ye geldim, ne için? Kan dökmemek için. Masum çıktım, masum kalıyorum. Ne asker ne Esat ne polis. 2013’te çıktım geldim. Sadece Suriye’ye bir kere ailemi ziyarete gittim. Sonra geldim. Ondan sora gitmedim” dedi.

“BOMBAYI AŞTIM, ÇOK ŞEYİ AŞTIM”

Halit Satuf, “Bombayı aştım, çok şeyi aştım. Depremi aştım. Kendimi, ailemi kurtardım. Ama zor bir şey. Beton altında çocuk varsa, vefat ettiyse o ne yapacak? Benim kalbim kalmadı, gördüm. Ne gördüm Antakya’da? Benim kalbim kalmadı, kalbim çok ağrıyor. Hayat çok zor. Daha ne yaşanacak, ne yapacağım ileride bilmem” diye konuştu.

“ÇADIR İSTEDİK, VERMEDİLER. KENDİ İMKANIMLA YAPTIM. İKİ AİLE, 10 KİŞİ KALIYORUZ”

Suriye’deyken lokantacılık yapan ve savaştan kaçmak zorunda kalan Hasan Abit ise bir çocuğunun engelli olduğunu ve onu tedavi ettirmek istediğini belirterek, “Çadır istedik, vermediler. Kendi imkanımla yaptım. İki aile, 10 kişi kalıyoruz. (Gece) Soğuk, oturamıyorum. Kızım aciz, kalkamıyor. Hareket edemiyor” dedi.

Kolu kırıldıktan sonra ameliyat olmadığı için engelli kalan Abit, çocuğunun durumunu göstererek, tek istediğinin çadır olduğunu vurguladı. Abit, beklemekten başka çaresi olmadığını kaydederek, “Allah’tan bekliyorum, belki bir yol açar kızım için. Önce kızım, sonra ben” diye konuştu.

“HAYAT ARTIK BİTTİ”

Suriyelilerle beraber kalan atık kağıt toplayıcısı Rıfat Çelik’in de tek isteği çadır. Geceleri dışarıda yattığını ve zor durumda olduğunu söyleyen Çelik, “Evimin tavanları düştü, ev çatladı. Çadır istiyorum. Sabahlara kadar dışarıda oturuyorum. Komşular çadır kurup oturdular. Bana bir şey gelmedi, sadece bir tane kullanılmış battaniye geldi. Bir çadır istiyorum ki millet gibi oturayım dışarıda” dedi.

Çelik, tek başına yaşadığını ve kardeşlerinin yanına da gidemediğini aktararak, “Çöp topluyorum, geçiniyorum. Hiç kimseden bir şey görmedim, sadece kafamı sokacak bir çadır istiyorum. Bir şey istemiyorum” diye konuştu.

Çelik, “Hayat artık bitti. Annem ve babam ölmüş. İstiyorum ki bir çadır, kafamı koyayım yeter” dedi.

Kaynak: anka