GENÇAĞA KARAFAZLI

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Rize İl Müdürlüğü’nde çalışan Mehmet Çolak, İl Müdürü Mustafa Bakırcı’nın kendisine mobbing uyguladığı iddiasıyla Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na şikayette bulundu. Çolak, Müdür Bakırcı görevden alınana kadar sakal tıraşı olmayacağını söyledi. Mustafa Bakırcı ise mobbing iddialarının gerçek dışı olduğunu savundu.

SGK Rize İl Müdürlüğü’nün evrak kayıt bölümünde görevli olan Mehmet Çolak, SGK İl Müdürü Mustafa Bakırcı'nın kendisine ve birçok çalışana mobbing uyguladığını, baskılar sonrası şeker hastası olduğunu ve psikolojisinin bozulduğunu öne sürdü. 

“BENİ ÇAYELİ'NE SÜRGÜN ETTİ, DAVA AÇTIM, KAZANDIM”

Mehmet Çolak, şunları söyledi:

"Rize Sosyal Güvenlik Kurumu’nda 18 yıldır evrak kayıt bölümünde çalışıyorum. Evrak kayıtın girişinde bir yer vardı insanların girdiği, üç sene önce kapattırdı. Müdüre sordum, 'Burayı neden kapattırdınız, kapatmaya gerek yok ki bizim gelen gidenimiz oluyor' deyince, ‘Olmaz’ diyerek üzerime yürüdü. Bağırdı, 'Sana mı soracağım' dedi. Ben de 'Haddime değil il müdürüne iş öğretmek' dedim. ‘Ben, ilkokul mezunu, memur kadrosunda çalışan biriyim ama yaptığın yanlış’ dedim, ‘gelen giden eş dost var’. ‘Gelmeyecek’ dedi. Sesini yükseltince ben de sesimi yükselttim, kavga ettik. Çalışan arkadaşlar, bana, ‘Müdür seni Çayeli’ne verdi’ dediler. Müdüre telefon açtım, cevap vermedi. İki gün çok stres yaptım. Rize Adliyesi’ne giderek yürütmeyi durdurma davası açtım. Davam 8,5 ay sürdü. Davamı kazandım, çünkü hiçbir suçum yok. Geceleri uykum kaçtı, halsizlik oldu, meğerse sinirden şeker hastası olmuşum. Mahkeme sonrası Rize İl Sosyal Güvenlik Kurumu’na geri döndüm, evrak kayıta vermedi beni. Beni farklı bölümler arasında gezdirip durdu.

"CUMHURBAŞKANI RİZE’YE GELDİĞİNDE ONA PANKART AÇACAĞIM "

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e yazdım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’mıza yazdım, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı’na yazdım. Cumhurbaşkanı Rize’ye geldiği zaman pankart açacağım ona. Senin anlayacağın ben, bu işe gözümü kararttım. Suçsuz yere azar işitmekten sıkıldım. Sabah işe gelir gelmez bağırıp çağırarak geziyor. Milletin psikolojisi bozulmuş, herkes çekiniyor, korkuyor müdürden. Çalışanlardan ne istiyor bilmiyorum. Dışarıdan bir sorunu mu var bilmiyorum. Kimi gözüne kestiriyorsa ona yapıyor. Birgün Müdür’e, ‘Allah aşkına, bu milletten ne istiyorsun’ diye sordum. Saf ve temiz S.T., şimdi emekli oldu, kapıyı temizlerken gelip bağırdı ona. O da ‘Allah’ını seversen elini çek üstümüzden, sen insan değil misin’ diye isyan etti. Müdür de kahkaha atarak gitti.

"BENİM CANIM YANDI, BAŞKALARININ CANI YANMASIN DİYE UĞRAŞIYORUM"

Özellikle benim yanıma gelenlere alerjisi var. Beni kıskanıyor. AKP Rize il binasına gittim, AKP Çayeli İlçe Başkanı’na gittim, ‘Bana sahip çıkın, ben Rize’yi sırtlıyorum’ dedim. Ben, namusum ve şerefim üzerine insanlara yardım edeceğime ant içtim. Müdür Mustafa Bakırcı’nın gücü yetmeyecek, gerekirse canlı yayına çıkacağım. En fazla cezaevine girerim, hak aradığım için. En fazla olacağı budur. Mesai arkadaşlarımın eşlerini daireden geri çevirdiler, onlara bağırıyor. Gelip konuşacaklar, kavga mı edecekler bilmiyorum. Sağ olsun güvenlikçi arkadaşlarımız olayı engelledi ama bu müdür her sabah aynı. Acaba bu sabah kime çatacak diye bekliyoruz. Böyle bir idarecilik olabilir mi? Egoyla, öfkeyle bir resmi daire, Sosyal Güvenlik Rize İl Müdürlüğü yönetilir mi? Yemin ediyorum bütün mesai arkadaşlarım şikayetçi ama içlerinden belki 15 tane konuşan çıkacak. Bugüne kadar benim canımı yaktı, başkalarının canı yanmasını diye uğraşıyorum. Benim müdürüm sert olsun ama adil olsun. Bana diktatörlük yapıp da kendi yandaşlarına ‘kurbanım’ demekle idarecilik olmaz. Şu an ki müdür böyle yapıyor. Kendi gruplarına ‘kurbanım’… Böyle idarecilik olmaz. Yetkililere sesleniyorum; kimi suçlu bulacaklar bilmiyorum, bunu görevden alın.

"MÜDÜR'ÜN ŞAHSINA KARŞI PROTESTO OLARAK SAKALIMI KESMEYİ REDDEDİYORUM"

AK Parti Rize İl Başkanlığı’na ben ve arkadaşlarım, en az 100 kişi gidip şikayet ettik bu müdürü. Şu anda milletvekili aday adayı olan eski il başkanı İshak Alim’e kaç kere yazdım, 138 gün benim mesajıma bakmadı, sonunda sildi beni. AKP Çayeli İlçe Başkanı hiç ilgilenmedi. AKP’li yetkililerin hepsine ilettim, işleri düştüğü zaman benle konuştular ama benim işim düşünce yok. Niye yok? Çünkü ben eğilmiyorum, bugün başka iktidar da gelse ben yine işimi yaparım, ama eğilmem. Onun gücü siyasiyse benim gücüm de Allah’tır. Ben yüzüne söylüyorum; ‘Sayın Müdür, ben haksızlık olan yerde eğilmem, makam mevki tanımam’ diyorum. Dairenin yüzde 70’i müdürden şikayetçi ama yürek yok. Rize’nin bütün yüreklerini ben yiyorum. Benim Çayeli’nden tekrar buraya gelmem için sendikamızın il başkanı İbrahim Hacımustafa devreye girdi, dairede iş yeri temsilcimiz Ahmet Kaytaz devreye girdi. Ancak Müdür, hiç kimseyi takmıyor; astığı astık, kestiği kestik. En son nasıl olduysa beni evrak kayıta geri verdi, anlamış değilim. Dün akşam sabaha kadar uyku uyuyamadım. Bu, insanlık mıdır? Bu, müdürlük müdür? Beni şeker hastası yaptı, diğer arkadaşlarım sorun yaşamasın. Sosyal Güvenlik Kurumu Rize İl Müdürü Mustafa Bakırcı kurumdan ayrılana kadar sakal tıraşı olmayacağım. Sosyal medyada duysunlar ki ben bu kadar canımdan usandım, sırf müdürün şahsına karşı protesto olarak sakalımı kesmeyi reddediyorum. Bir idari amirin yandaşlarına karşı ‘kurbanım’ aşağı ‘kurbanım’ yukarı şeklinde ayrımcılık yapması yanlıştır. İkilik, üçlük yaratamaz."

"İDDİALAR GERÇEK DIŞIDIR"

SGK Rize İl Müdürü Mustafa Bakırcı ise Mehmet Çolak’ın iddialarının gerçek dışı olduğunu kaydederek şunları söyledi:

"Mehmet Çolak kardeşimiz, işinde iyi çalışan bir elemanımızdır. Kendisiyle ilgili bizim bir sorunumuz yoktur. Kendisi Çayeli ilçesinde yaşadığı için orada görevini sürdürmesini sağladık. Süre koymadığımız için, geriye dönmek için mahkemeye başvurdu ve davayı kazanınca tekrar Rize’ye geri dönüş yapmıştır. Ardından araya bazı insanları sokarak yeniden Çayeli’ne görevlendirmesini yaptık, yine geldi. Çalıştığı birim, SGK’nin namusu denen yerdir, yani evrak kayıt bölümünde görevlidir. Bu bölüm çok önemlidir, gizli gelen evraklar, yurttaşların müracaatları, her şey burada kayıt altına alınıyor. Bu yerde dışarıdan başkalarının gelip oturması doğru değildir. Biz bu durumu kendisine bildirdik, ancak bu konuda yeterli duyarlılığı göstermedi. Kendisi, sosyal medya üzerinden bazı paylaşımlarda bulunarak bizim kendisine baskı uyguladığımızı iddia etmiş. Burada sadece benim değil müdür yardımcısı arkadaşlarımızın da görüşlerini alabilirsiniz. Kesinlikle kendisine yönelik mobbing asla söz konusu değildir. İş disiplini ve kuralları var, bizler de çalışanlarımız da bu kurallar çerçevesinde davranmak zorundayız."

Kaynak: anka