301 madencinin öldüğü Soma maden kazasında oğlunu kaybeden Yeşil Sol Parti Manisa Milletvekili adayı Gülsüm Çolak, “Süreç bizim canımızı çok acıttı. Şunu diyorum, neden ezilenleri savunan bir hukuk sistemi yok. Neden ezilenleri savunan, düşünen hükümet sistemi yok. Canımızı çok acıttılar, hala da canım acıyor. 9’uncu yılını dolduracağız, benim canım hala çok acıyor. Hala sorumlular cezasını almadı” dedi.
Soma maden faciasının 9. yılında hayatını kaybeden 301 madenci bugün anılıyor. Soma maden kazasında oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Gülsüm Çolak Yeşil Sol Parti’den Manisa Milletvekili adayı oldu. Gülsüm Çolak, Soma maden faciasının 9. yıl dönümünde çektiği videoyla hem oğlunu anlattı hem de süreçle ilgili eleştirilerde bulundu. Çolak şunları söyledi:
“Hayat dolu çocuğumu benden kopardılar. Bile bile geliyorum diyen katliamda 301’e mezar oldu o maden ocağı. Sorumlular hiçbir zaman cezasını çekmedi. Kişi başı 6 gün bile yatmadılar. Anne olarak düşünüyorum da bir anne olarak ben halen vicdanımla hesaplaşıyorum. Acaba bundan sorumlu olanlar vicdanları ile hesaplaşıyorlar mı? Kendilerini sorguluyorlar mı? Ne müfettişler ne bakanlar burada hiçbir zaman ceza almadılar. Sorumlu 8 kişi gösterdiler, tuta tuta 5 kişiyi koydular. Bu 5 kişiyi de 6 gün bile yatırmadılar. Ödül gibi ceza verdiler.
“CANIMIZI ÇOK ACITTI”
Mahkeme heyeti inan olsun ki ezilenlerin hakkını savunmuyor da sermayenin hakkını savunuyor. Süreç bizim canımızı çok acıttı. Şunu diyorum, neden dedim hani ezilenleri savunan bir hukuk sistemi yok. Neden ezilenleri savunan, düşünen hükümet sistemi yok. Canımızı çok acıttılar, hala da canım acıyor. 9’uncu yılını dolduracağız, benim canım hala çok acıyor. Hala sorumlular cezasını almadı.
“SERMAYEYE ÖDÜL”
Soma davasında verilen kararlar diyorum ya sermayeye ödül. Ezilen, ölen madenci ailelerine kahredici bir karardı. Eğer 301’in davasında vicdanı rahatlatacak bir karar çıksaydı, sorumular cezasını almış olsalardı, bugün Ermenek olmazdı. Bugün Siirt olmadı, bugün Amasra olmazdı. Milyonlarca iş katliamları, iş kazaları olmazdı. Adaletin artık işçiden yana olmasını, işçi sınıfının ezilmediği, işçilerin sömürülmediği bir sistemde bir yargı talep ediyoruz.”
