TUNAKAN YILDIRIM

Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bir “kutlama” değil, “anma” günü olması gerektiğini belirtti. Köse, “Son yıllarda artan kadına şiddet ve istismar olaylarına da bir an önce kanunlar nezdinde çözüm bulunmasını ve bunun engellenmesi için de İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar gündemimize alınması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Safranbolu’da çeyrek asır sonra 2019’da yapılan yerel seçimlerde CHP’den Safranbolu’nun ilk kadın Belediye Başkanı olarak seçilen mimar Elif Köse, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, bölgede seçilmiş ilk kadın belediye başkanı olmanın kendisine gurur verdiğini söyledi.

Köse, Safranbolulu kadınların sosyal hayatın içinde olabilmesi için pozitif ayrımcılık yaptığını ifade etti. Elif Köse kadına yönelik şiddet ve istismarın önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar gündeme alınması gerektiğini vurguladı.

"BİZLERİN ÜZERİNDE ÇOK BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR"

Elif Köse açıklamasında şunları söyledi:

"Bu bölgede seçilmiş ilk kadın belediye başkanı olmak çok gurur verici ve beni mutlu eden bir olay oldu. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de genç kızlarımıza, kız çocuklarımıza örnek olmak. Siyasette, ekonomide her alanda kadının söz sahibi olabilmesi adına, bizlerin üzerinde çok büyük görevler düşüyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlanması gereken değil anılması gereken bir gün olarak görüyorum. Bu yolda emek vermiş haklarını arayan kadınların maalesef öldürülmesiyle son bulan bir olayın ardından anma günü olarak düzenlenmiş. Bir kısım toplum tarafından bugünü bir kutlamaya dönüştürmeye çalışıyoruz ama ben öyle görmüyorum. Bunun kutlanması ancak toplumda kadının erkeklerle eşit mesafeye geldiği, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağladığımız noktada olacağına inanıyorum ama o eşitliği şu anda da sağlayabildiğimizi düşünmüyorum.

"YAPTIĞIMIZ PROJELERDE KADINLAR, GENÇLER, ÇOCUKLAR ÖN PLANDA"

Ben bir kadın Belediye Başkanı olarak özellikle Safranbolu’da yaşayan kadınların toplumsal olaylarda sosyal hayatın içinde olabilmesi için onlara pozitif ayrımcılık yapıyor, onları her alanda desteklemeye çalışıyorum. Yaptığımız projelerde kadınlar, çocuklar, gençler ön planda. Kadınlar toplumda en zayıf görünen, fiziksel olarak da kendini koruması anlamında zayıf görünen bireyler. O yüzden ülkemizde son yıllarda artan kadına şiddet ve istismar olaylarına da bir an önce kanunlar nezdinde çözüm bulunmasını ve bunun engellenmesi için de İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar gündemimize alınması gerektiğini düşünüyorum.”

 

 

Kaynak: anka