TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla “Geride kalan 75 yıllık sürece baktığımızda, insanlığın farklı kıtalarda, farklı zaman dilimlerinde birçok sınamadan geçtiği ve çoğunda küresel ölçekte sınıfta kaldığı maalesef ortadadır. Dün Irak, Suriye, Srebrenitsa, bugün ise Gazze; insanlığın ve insan haklarının can çekiştiğinin delilidir” açıklamasını yaptı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 75'inci yıl dönümü ile Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, insanlık ailesini saygı, dostluk, barış, adalet, özgürlük, eşitlik gibi etik ve değerli idealler etrafında buluşturmak üzere 10 Aralık 1948 yılında kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin üzerinden 75 yıl geçti.

Geride kalan 75 yıllık sürece baktığımızda, insanlığın farklı kıtalarda, farklı zaman dilimlerinde birçok sınamadan geçtiği ve çoğunda küresel ölçekte sınıfta kaldığı maalesef ortadadır. Dün Irak, Suriye, Srebrenitsa, bugün ise Gazze; insanlığın ve insan haklarının can çekiştiğinin delilidir.

‘Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar’ çağrısında bulunan Beyanname’nin yalnızca birinci maddesi bile tam mânâsıyla uygulanabilseydi, insan onurunu, hayatını ve geleceğini hiçe sayan bu dramların hiçbiri yaşanmayabilirdi.

Gelinen noktada açıkça görülmektedir ki; dünya devletleri imza attıkları bu Beyanname’nin gerektirdiği sorumluluktan kaçınmışlardır.

İnsan hakları evrenseldir ve herkesi eşit şekilde kapsamalı, korumalıdır. Bazılarının eşit ama bazılarının daha fazla eşit olduğu bir dünya düzeninin sürdürülebilir olmadığı aşikârdır.

Savaşlar, göçler, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, şiddet ve hak ihlalleri her gün daha da büyüyen devasa sorunlarımızdır. Bu meyanda mevcut kurumların yeniden yapılandırılması zorunluluğa dönüşmüştür. Türkiye olarak insanlığın geleceği için inisiyatif almaya ve öncülük etmeye her zaman hazırız.

Bu düşüncelerle, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nün, başta savaş ve soykırımın yok ettiği Gazzeliler olmak üzere tüm dünya için bir çıkış kapısı, bir çözüm noktası, bir kurtuluş vesilesi olmasını diliyorum.”