Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde yer alan basın özgürlüğünün sağlanmasına yönelik hedeflere ilişkin “Önemli olan elbette ki uygulama olacaktır. Muhalefette iken söylenenlerin iktidarda yasalaştırılması ve uygulamaya sokulmalarının elbette takipçisi olacağız” açıklamasını yaptı.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’yle ilgili açıklama yaptı. Bilgin, şunları kaydetti:

“Önemli olan elbette ki uygulama olacaktır. Muhalefette iken söylenenlerin iktidarda yasalaştırılması ve uygulamaya sokulmalarının elbette takipçisi olacağız. ‘Basın özgürlüğünü güçlendireceğiz. Kamuoyunun serbestçe oluşması ve medyanın çoğulcu bir yapı kazanması için Devlet’in gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünü açıkça düzenleyeceğiz’ ifadesi çok güzel olmakla birlikte basın özgürlüğünü kısıtlayan anti-terör yasaları dahil mevzuatın tümüyle gözden geçirilmesi, bütünlüklü ve özgürlükçü yeni bir basın yasası çıkartılması gerekmektedir.

“DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ KURUMLARIN SANSÜR KURUMLARI YA DA İKTİDARIN CEZALANDIRMA AYGITLARINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLDİKLERİ UNUTULMAMALI”

Baskıcı yönetimlerde, halen Türkiye’de yaşadığımız gibi, Basın İlan Kurumu, Radyo Televizyon Üst Kurumu, Teknolojileri ve İletişim Kurumu ya da İletişim Başkanlığı gibi denetleyici ve düzenleyici kurumların sansür kurumları ya da iktidarın cezalandırma aygıtlarına dönüştürülebildikleri unutulmamalı.

"BASINLA İLGİLİ YASALAR VE GENELGELER BASIN ÖRGÜTLERİNİN AKTİF VE ETKİN KATKISIYLA OLUŞTURULMALIDIR"

Muhakkak ki, Basınla ilgili yasalar ve genelgeler basın örgütlerinin aktif ve etkin katkısıyla oluşturulmalıdır. Bu çerçevede aralık ayında Altılı Masa liderlerine ve TBMM’de grupları olanların grup başkan vekillerine sektörün sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi sunmuştuk. Bizim ve paydaşlarımızın hiçbir karşılık beklemeden yeni ve kapsayıcı bir basın yasası hazırlanması için her türlü katkıya hazır olduğumuzu vurgulamıştık. Ayrıca RTÜK, BİK gibi kurumların özerkliğini sağlayacak, yapılarında gazetecilerin temsilini karar verici düzeye taşıyacak, siyasi vesayeti sona erdirecek bir çalışma yapılmasını önermiştik. Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde benzer ifadelerin yer almasından çalışmamızın dikkate alındığını gördük ve mutlu olduk. Aynı şekilde TRT ve Anadolu Ajansı’nı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılmaları gereğinin metinde yer alması olumlu bir durumdur.

“BASIN KARTLARINA TEKRAR SAYGINLIK KAZANDIRACAK ADIMLAR ATILMALI, GAZETECİ OLMAYANLARIN KARTLARI İPTAL EDİLMELİ”

Özellikle ‘Basın kartlarının verilmesinde ve mesleğe kabulde meslek kuruluşlarının belirleyici olmasını sağlayacağız’ ifadesi sesimizin duyulduğunu göstermektedir. Şüphesiz basın kartlarına tekrar saygınlık kazandıracak adımlar atılmalı, gazeteci olmayanların kartları iptal edilmeli, mesleki aidiyeti gösteren bu değerli, belgenin enformasyon görevlilerine ya da dernek ve vakıf yetkililerine verilmemesi sağlanmalıdır.

“İKTİDAR VEYA DEVLET KURUMLARI MEDYA ÜZERİNDEKİ SEÇKİNCİ VESAYET UYGULAMALARINI SONA ERDİRMELİDİRLER”

Hangi gazetecinin nerede görevlendirileceğine medya kurumu kendisi belirleyebilmeli. İktidar veya devlet kurumları medya üzerindeki seçkinci vesayet uygulamalarını sona erdirmelidirler.

“BASIN AHLAK ESASLARI, GENEL AHLAK VE SAİR MUĞLAK İFADELERLE İLAN KESME PARA CEZASI VERME UYGULAMASINA SON VERİLMELİDİR”

BİK kararlarının ve uygulamalarının şeffaflığı sağlanmalıdır. Bu kurumun ve RTÜK’ün hükümet yargı-ceza organı gibi basın mahallesini ‘terbiye’ maksatlı uygulamalarına son verilmelidir. Her iki kurumda da basın ahlak esasları, genel ahlak ve sair muğlak ifadelerle ilan kesme para cezası verme uygulamasına son verilmelidir. Bu kurumlar özerk yapıya kavuşturulmalı, her ikisinde de medya örgütlerinin katılımı etkin ve yetkin bir yapıya taşınmalıdır. Siyasi vesayet sona erdirilmeli, sadece sekretarya hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır.

“BU YASA SADECE BİR SANSÜR YASASI DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR YEREL MEDYAYI HADIM ETME, İNTERNET MEDYASINI ARZU EDİLEN ŞEKİLDE SİYASİ VESAYET ALTINA ALMA OPERASYONUNUN AYGITIDIR”

Hep söylediğimiz gibi ‘Ben yaptım, oldu’ anlayışı terk edilmeli, sektörün sesine kulak verilmelidir. İnternet medyası için belki RTÜK gelirlerinden, belki bir başka kaynaktan yaratılacak bütçe ile destek verilmelidir. Mevcut haliyle bu yasa sadece bir sansür yasası değil, aynı zamanda bir yerel medyayı hadım etme, internet medyasını arzu edilen şekilde siyasi vesayet altına alma operasyonunun aygıtıdır. Elbette o güne kadar AYM tarafından iptal edilmez ise, ilk iptal edilecek yasalardan birisi olmalıdır. Elbette Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde ‘İnternete erişimi temel bir insan hakkı olarak tanımlayacak, vatandaşlarımızın her yerde, güvenli, hızlı, ucuz ve sansürsüz internete erişimini sağlayacağız’ vaadi güzel ancak uygulamayı bekleyip görmek lazım.”

 

Kaynak: anka