Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Muhsin Yazıcıoğlu’nun 14’üncü ölüm yıl dönümü dolayısıyla mezarı başında düzenlenen anma töreninde; “Bu ülke asla ve asla faili meçhuller ülkesi olmamalıdır. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları asla bu işin peşini bırakmayacağız. Birilerinin bize dayatmasını asla kabul etmeyeceğiz. Sinan Ateş cinayetini de aydınlatmak zorundayız. Türkiye’nin huzura, barışa, birliğe ihtiyacı var, ayrışmaya ihtiyacı yok” dedi.

Milli Yol Partisi, 2009 yılında helikopter kazasında yaşamını yitiren dönemin Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu 14’üncü ölüm yıldönümünde Ankara’daki mezarı başında andı. Yazıcıoğlu’nun mezarı başında dua okundu, ardından Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır ve partililer mezara karanfil bıraktı.

Çayır, anma töreninin ardından şunları dile getirdi:

“BİRİLERİ BU İŞİN KAZA OLDUĞUNU SÖYLEYEREK MİLLETİ VE TOPLUMU RENCİDE ETMEKTELER”

“14 yıl önce kaybetmiştik, bir suikasta kurban edilmişti. 14 yıl geçti nice dosyalar açıldı güya, hiçbir dosya esası kapsamadı, açılan mahkemeler suikastı konuşmadı, herhangi bir iddianame hazırlanmadı. Uyduruk, kamuoyunu meşgul eden hırsızlık, görevi suistimal davaları açıldı, kapandı. Şu anda Kahramanmaraş’ta görülen bir hırsızlık davası dışında herhangi bir dava söz konusu değil. Muhsin başkanımızın şehit edilmesi ile ilgili herhangi bir iddianame, soruşturma veya dosya söz konusu değil. Birileri bu işin kaza olduğunu söyleyerek milleti ve toplumu rencide etmekteler. Türk milleti diyor ki öldürüldü, suikasta uğradı; yönetenler diyor ki kaza. Hala kaza olduğunu iddia edenler çıkıp milletin huzurunda nasıl kaza olduğunu anlatmak zorundalar. Şu anda ülkeyi yönetenler her yönü ile bu konuda sorumluluk sahibidirler.

“BİZ MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN DAVA ARKADAŞLARI ASLA BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”

Bu ülke asla ve asla faili meçhuller ülkesi olmamalıdır. Sinan Ateş cinayetinde olduğu gibi insanlar ölüyor, öldürülüyor, arkası önü yok. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları asla bu işin peşini bırakmayacağız. Bıkmayacağız, usanmayacağız, yeter demeyeceğiz, birilerinin bize dayatmasını asla kabul etmeyeceğiz. Sinan Ateş cinayetini de aydınlatmak zorundayız. Hali hazırda hırsızlık davasında yargılana bir sanık çıkıyor, ben daha önce ordu mensubuydum, kaza kırım uzmanıydım, ben bu davada yargılanıyorum ama benim görüşüme ve bilgime göre bu dava suikasttır, diyor.  Devlet ne diyor, bu kazadır diyor. Böyle bir çelişkiyi asla ve asla kabul etmiyoruz. Ne olursa olsun bu dava aydınlatılacaktır, onun için biz siyaset yapıyoruz. Onun dava arkadaşlarının yaşama sebepleri bile bunun içindir.

“TÜRKİYE MUHSİN BAŞKANIN MEZARININ BAŞINDA KUCAKLAŞIYOR ONU BİLE GÖRMÜYORLAR”

Bugün Türkiye’yi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların durumuna bakın. Herkes Muhsin Yazıcıoğlu’nun siyasetine ihtiyaç duyuyor. Ötekileştirmeyen, kucaklayan hayatın ve toplumun içinde olan bir Muhsin Yazıcıoğlu portresine ve siyasetine bu milletin ihtiyacı var, onun bu millet, keşke yaşasaydı şu an Türkiye bu halde olmazdı, diyor. Biz kimliği, hali, fikri ne olursa olsun hiçbir kimsenin öldürülmesine, faili meçhuller raflarına kaldırılmasına razı değiliz, izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin huzura, barışa, birliğe ihtiyacı var, ayrışmaya ihtiyacı yok. Mezarın başına gidin, Türkiye Muhsin Başkanın mezarının başında kucaklaşıyor onu bile görmüyorlar. Muhsin başkan bu milleti birleştirmiş zaten ama birileri ayrıştırıyor.”

Kaynak: anka