Haber: EDDA SÖNMEZ – ÇAĞATAN AKYOL / Kamera: ADEM KARABAYIR – SADIK KARAKULOĞLU

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde, "İstanbulluların iradesini beğenmeyenler seçimi iptal ettirmişlerdi. O gün utanmadan 'Sandıktan biz çıkmazsak, o seçim geçerli sayılmaz' dediler. Sonra millet onlara öyle bir demokrasi tokadı attı ki saymayı öğrendiler. Hem milletin kararına saygı duymayı hem de oyları saymayı öğrendiler. 23 Haziran’da, 806 bin oy farkını tek tek saydırdı bu millet onlara. 14 Mayıs’ta da milyonlarca oy farkını tek tek sayacaklar. Milletin iradesine saygı duyacak, iktidarı millete teslim edecekler" dedi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

İmamoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"BU MİLLETİN EN GÜÇLÜ, EN GÜR SESİ İSTANBUL’DAN YÜKSELİR: İstanbul, tarihi mitingler yaşamış bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı döneminin Sultanahmet mitinglerinden bugüne, bu milletin en güçlü, en gür sesi İstanbul’dan yükselir. İstanbul mitingleri, Türkiye’nin tarihini şekillendirir. Bugün de tarihi bir buluşma yaşıyoruz. Bu muhteşem tablo gösteriyor ki…Türkiye değişiyor dostlar, Türkiye değişiyor. Kazanıyoruz, kazanıyoruz, kazanıyoruz… Birliğimizi kazanıyoruz, kardeşliğimizi kazanıyoruz, geleceğimizi kazanıyoruz, barışı-sevgiyi kazanıyoruz. Bugün, Türkiye tarihinin unutulmaz 6 Mayıslarından birini yaşıyoruz.

MİLLET ÖYLE BİR TOKAT ATTI Kİ SAYMAYI ÖĞRENDİLER: Bundan 4 yıl önce, 6 Mayıs 2019 günü, bir yargı darbesiyle karşı karşıya kalmıştık. (Yuh sesleri yükselince) Genelde yuhalamayın derim ama bu kararı alanları yuhalayın ki bir daha cesaret edemesinler. İstanbulluların iradesini beğenmeyenler seçimi iptal ettirmişlerdi. O gün utanmadan 'Sandıktan biz çıkmazsak, o seçim geçerli sayılmaz' dediler. Sonra millet onlara öyle bir demokrasi tokadı attı ki saymayı öğrendiler. Hem milletin kararına saygı duymayı hem de oyları saymayı öğrendiler. 23 Haziran’da, 806 bin oy farkını tek tek saydırdı bu millet onlara. 14 Mayıs’ta da milyonlarca oy farkını tek tek sayacaklar. Milletin iradesine saygı duyacak, iktidarı millete teslim edecekler. Milletin iradesine saygı duyacak, iktidarı millete teslim edecekler, millete.

PATATES- SOĞAN GÜLE GÜLE ERDOĞAN, GÜLE GÜLE KARDEŞİM, GÜLE GÜLE: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü altı dolu bir sözdür. Bugün hep beraber ekonomiyi konuşuyoruz, konuşacağız. Ama onlar, ekonominin e’sini ağızlarına almaya cesaret edemiyorlar tarihin en büyük ekonomik krizini unutturmak için, kötü dillerini, milletimizi bölmek için kullanıyor. Sanıyorlar ki ‘bu milleti kandıracaklar’… yemez… Artık yemiyor bu numaralar, yemiyor… Millet güzel bir slogan buldu: Patates- soğan güle güle Erdoğan güle güle kardeşim, güle güle…

MİTİNG ALANLARINDA EŞLERİMİZİN GÖRÜNTÜLERİNİ YAYINLAYARAK OY KAPMA UCUZLUĞUNA BAŞLADILAR: Bunlar, kötülüğü o kadar büyüttüler ki artık miting alanlarında eşlerimizin görüntülerini yayınlayarak oy kapma ucuzluğuna başladılar. Biz sana benzemeyiz, eyy benzersiz kötülüklerin sahibi, biz kutsal saydığımız aileleri, oy uğruna seçim meydanlarına katmayız. Eşleri, çocukları siyaset mücadelesinden muaf tutarız. O yüzden, bugün buradaki yüzbinlerce insana görüntüler izletip, aileleri hedef yapmayız. Oysa ne kadar kolay, o kadar çok malzeme verdiniz ki ama biz aileye kutsal olarak yaklaşırız. Siyasi rakiplerimizin eşlerini, çocuklarını hiçbir zaman hedef haline getirmeyiz. Miting meydanlarında görüntülerini sergilemeyiz. Bizim aile terbiyemizde, ahlakımızda, vicdanımızda bunu yapmaz. Biz de mertlik vardır. Serde mertlik vardır, kadına çocuğa dokunmayız biz. Çünkü; biz anne-babamızdan bu ahlakı aldık, sevgiyle büyütüldük. Allah kalbinde sevgi olmayana da iyilik versin. Allah, ona da doğru yolu göstersin inşallah. Ahlakı ve erdemi bulmasına vesile olsun inşallah. İşin özü; Allah senin iyiliğini versin be kardeşim.

MİLLETİN İKTİDARINDA DA BÖYLE OLACAK. ARACILAR, YANCILAR, KOMİSYONCULAR DEĞİL, HALK KAZANACAK: Milyonlarca vatandaş hakkıyla işe girecek hak, hukuk, adalet mücadelesinin simgesi, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde, bir devir kapanacak. Bir avuç insanın torpilli yaşamı bitecek, millet huzura erecek. 15 Mayıs’tan itibaren, Türkiye güçlü ülke olma yolunda büyük adımlar atacak. Güçlü ülke, herkesin 'çalışır kazanırım, ne ihtiyacım varsa kendim alırım' diyebildiği ülkedir. Türkiye öyle bir ülke olacak. Eli ekmek tutanların, işiyle gurur duyanların ülkesi olacak. Bu yolda atılması gereken ilk adım, yöneticilerin, vatandaşa iş bulma sorumluluğunu hissetmeleridir. Biz, İstanbul’da bu sorumlulukla hareket ediyoruz. 

100 BİNDEN ÇOK YURTTAŞIMIZIN İŞE YERLEŞMESİNİ SAĞLADIK: Bizden önceki 25 yıl İstanbul’u yönetenlerin, insanlara iş bulmak gibi bir derdi hiç olmadı. Biz göreve gelir gelmez, Bölgesel İstihdam Ofisleri açmaya başladık. 100 binden çok yurttaşımızın özel sektörde işe yerleşmesini sağladık. 100 bin hanenin geliri arttı. 100 bin hanenin huzuru ve mutluluğu arttı.  Bu yönetimin, uyguladığı model istihdam yaratmıyor hükümetin böyle bir derdi yok. Türkiye OECD ülkeleri arasında yüzde 54’e yakın bir oranla en düşük istihdam oranına sahip ülke. Ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis edeceğiz. Böylece, yatırım ortamını iyileştirerek sürdürülebilir büyümeyi sağlayacağız. Çok yönlü ve kapsayıcı işgücü ve mesleki eğitim politikaları uygulayarak işsizlikle ilgili yapısal sorunları çözüme kavuşturacağız. İstihdamda ve eğitimde yer almayan gençlere öncelik vereceğiz. Gençlerin doğru istihdamı için 'Garantili Yetenek Programları' başlatacağız. 

BİZDEN ÖNCE İSTANBUL’U YÖNETENLERİN, KADINLARIN ÇALIŞMASINI SAĞLAMAK GİBİ BİR DERDİ HİÇ OLMADI: Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla İstanbul’da başlattığımız kreş seferberliğini tüm Türkiye’ye yayacağız. İstanbul’da nasıl yaptıysak, Türkiye’de de yapacağız. Maalesef iş bulma ümidini kaybetmiş veya uzun süredir işsiz olan insanlarımız/gençlerimiz var. Bu bireylere yeni beceriler ve yetenekler kazandırarak istihdama geçmelerini sağlamayı amaçlayan yapılar oluşturacağız. Bizden önce İstanbul’u yönetenlerin, kadınların çalışmasını sağlamak gibi bir derdi hiç olmadı. Biz, ilk kez üst düzey yönetim kadrolarına kadın yöneticiler atadık. Bizden önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 12 meslek dalında kadınlara fırsat verilmemişti. Mesela hiç kadın otobüs şoförü, vatman, zabıta, cankurtaran, Şehir Hatları’nda denizci yoktu. Bugün 90 bin çalışanımız arasında o meslekleri yapan yüzlerce kadın çalışanımız var. Kadınlar, torpilleri veya tanıdıkları olduğu için değil liyakat sahibi oldukları için çalışıyorlar. Bu memlekette liyakat zincirini yok ettiler. Mülakat çöpe liyakat memleketin gündemine. … 

İSTANBUL'DA ÇİFTÇİ SAYIMIZ 8 BİN 200'Ü ÜZERİNE ÇIKTI: Milletin iktidarında böyle olacak. Erkekler, kadınlar, gençler, engelliler Milyonlarca vatandaş hakkıyla işe girecek. Bizden önce İstanbul’u yönetenlerin, çiftçileri desteklemek gibi bir dertleri hiç olmadı.  Biz göreve geldik ve İstanbul’un çiftçilerini, hayvan yetiştiricilerini, arıcılarını ve balıkçılarını desteklemeye başladık. İstanbul’da 700’ün altına inmiş olan çiftçi sayısı bugün tam 8 bin 200’ün üzerine çıktı. Halk Ekmek buğdayımızı ve ücretsiz dağıttığımız HalkSüt’ü artık tamamen İstanbullu çiftçilerden alıyoruz. İstanbul’da tarım da var. Bin mahalle bakkalını İstanbulkart ile alışveriş yapılabilir hale getirdik. Sosyal destek sunduğumuz binlerce yurttaşımız doğrudan Halk Bakkallardan alışveriş yapıyor.  Milletin iktidarında da böyle olacak. Aracı olmayacak yancılar, komisyoncular olmayacak, Halk kazanacak. Gıda fiyatları düşecek.

ANKARA'DA DA İSTANBUL'DA DA 4 YIL ÖNCEKİNİN 10 PUAN DAHA ÖNÜNDE DESTEK ALIYORUZ: Bunların hepsi nasıl olacak? diye düşünebilirsiniz. Diyebilirsiniz ki bunlar 20 yıldır iktidarda, siz daha yenisiniz. Kaygı duyanlar olabilir. Bu kaygıların çok güzel bir yanıtı var. Bakın, az önce yanıtında biri buradaydı Mansur Başkanım, o Ankara’da başardı. Değil 20 yıl bunlar 25 yıldır iktidardaydı. Ankara’ya Mansur Başkanım geldi. 25 yıllık kadrolaşmanın üstüne. Adana’da başardık, Mersin’de başardık, Antalya’da İstanbul’da başardık. Üstelik her işimize köstek olan hükümete rağmen. Ankara’da İstanbul da bugün en güzel günlerini yaşıyor. Ankara’da da İstanbul’da da bugün 4 yıl önce bize duyulan halk desteğinin 10 puan daha önünde destek alıyoruz. Her işimize köstek olan hükümete rağmen, bu kadar iş yapıyorsak, şu iktidarı bize verin de cümle aleme iş nasıl yapılır bir gösterelim.

BAK BU ALAVERECİ DALAVERECİ İKTİDAR, 2. TURA KALIRSA HER TÜRLÜ NUMARAYI ÇEKER: Bu memleketi uçuracağız. Bir gösterelim… Bu fırsatı verecek misiniz? O zaman bu iş ilk turda bitsin. Bak bu alavereci dalavereci iktidar, 2. tura kalırsa ellerinden geleni yapacaklar. Ama 2. tura bu işi bırakmayın, her türlü numarayı çeker. Bunların fıtratında var, 31 Mart seçimi örnektir. Dövizi de patlatır, borsayı da çökertir, emekliye maaş bile vermez daha beter işler de yaparlar sonra da suçu bize atmaya kalkarlar. Bu işi ilk turda bitirmek farzdır farz. Artık bu ülkede 'ben devri' bitecek, 'biz dönemi' başlayacak. 15 Mayıs sabahı, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile güneş bir başka doğacak. Milletin ittifakıyla bu memlekete güneş bir başka doğacak. 15 Mayıs sabahı kalktığınızda içinize derin bir nefes aldığınızda diyeceksiniz ki ‘Mis gibi demokrasi kokuyor, mis gibi cumhuriyet kokuyor, mis gibi eşitlik kokuyor.’ Haksızlığa uğrayan herkese adalet istiyorum. Tayfun kardeşim bir yıldır Gezi davasında haksız yere hapiste tutuluyor. Hiçbir suçu yokken, Gezi davası dahil haksız yere, hukuksuz yere hapiste tutulan herkese adalet istiyoruz. Adalet kişiye göre olmaz. Adalet iktidara yakınlığına göre olmaz. Adalet millete göre olur, millete adalet olur. Devlet insanı, vatandaşına iyi davranır, düzgün davranır. Devlet güçlü olur. Devletimiz güçlü olacak. Ama devletimiz, insanına gücünü değil, şefkatini, vicdanını, adaletini, erdemini gösterecek. Her şey çok güzel olacak.”

 

 

Kaynak: anka