CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya Yerel Kültür Derneği'ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, "Bir toplumun zenginliği, kültürünün zenginliği ile paraleldir. Eğer kültürü zenginse o toplum zaten zengindir. Dolasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyanın pek çok ülkesine nazaran çok zengin kültüre sahip olan bir devlettir. Biz, zenginliğimizi kavga nedeni değil, zenginliğimizi barış, huzur, kucaklama için kullanmak zorundayız. Ne kadar çok kültürümüz zengin olursa o kadar çok yaklaşırız, sohbet ederiz, espriler yaparız" dedi. Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman belli güçler, kültürlerimizi çatışma alanı olarak ortaya koyabilirler. Ve bizler, bu zengin kültürü unutup zaman zaman dar kültür anlayışlarıyla birbirimizle kavga edebiliriz. Bundan Türkiye’nin süratle çıkması lazım. Kucaklaşmamız lazım" diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısını yapmak üzere bugün Sakarya'ya geldi. Kılıçdaroğlu, ilk olarak Hendek'te havai fişek fabrikasında iki yıl önce yaşanan patlamada yaşamını yitiren işçilerin aileleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, daha sonra Sakarya Yerel Kültür Derneği'ni ziyaret etti. 

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kültürünün zengin olduğunu belirterek, "Hakkari’den Tekirdağ’a kadar veya Ardahan’dan alın İzmir’e kadar bakıldığı zaman, gezdiğiniz her köyde yemek adetlerinin, oyun havalarının değiştiğini görürsünüz. Bu, olağanüstü bir zenginlik. Bu olağanüstü zenginliği unutturmamak zorundayız" dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:  

“TÜRKİYE, ÇOK ZENGİN BİR KÜLTÜRE SAHİP OLAN BİR DEVLETTİR: Bizi aslında kaynaştıran, dostlukları pekiştiren, oluşturduğumuz ortak kültürdür. Sizin, tarih boyunca edindiğiniz ve bugüne kadar yaşattığınız, bundan sonra da yaşatma azmiyle yola çıktığınız yerel kültürü yaşatma, unutturmama amacı hem sizin açınızdan hem de Türkiye Cumhuriyeti açısından son derece değerlidir. Şunun için; bir toplumun zenginliği, kültürünün zenginliği ile paraleldir. Eğer kültürü zenginse o toplum zaten zengindir. Dolasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyanın pek çok ülkesine nazaran çok zengin kültüre sahip olan bir devlettir.

ZENGİNLİĞİMİZİ BARIŞ, HUZUR, KUCAKLAMA İÇİN KULLANMAK ZORUNDAYIZ: Biz, zenginliğimizi kavga nedeni değil, zenginliğimizi barış, huzur, kucaklama için kullanmak zorundayız. Ne kadar çok kültürümüz zengin olursa o kadar çok yaklaşırız, sohbet ederiz, espriler yaparız. Her birimiz bir kültür değeri içinde doğarız zaten. İlk kültürü anneden, babadan, kardeşlerden; biraz daha büyürüz mahalleden, akrabalardan; sonra yaşadığımız kentten, sonra Türkiye’den, sonra eğitimimizi artırırsak dünyadan da kendi kültürümüze katkı yaparız. Bizi toplumda saygın kılan bu kültürdür.

BU OLAĞANÜSTÜ ZENGİNLİĞİ UNUTTURMAMAK ZORUNDAYIZ: Elbette Manavların kendilerine özgü yemekleri var; hikayeleri, fıkraları, tarihleri var. Bütün bunlara baktığınız zaman, bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel zenginliklerinden birisidir. Bugün Türkiye’yi gezdiğinizde -ki ben politikacı olarak ben çok gezerim- başlayın Hakkari’den Tekirdağ’a kadar veya Ardahan’dan alın İzmir’e kadar bakıldığı zaman, gezdiğiniz her köyde yemek adetlerinin, oyun havalarının değiştiğini görürsünüz. Bu, olağanüstü bir zenginlik. Bu olağanüstü zenginliği unutturmamak zorundayız.

SİZE YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDERİM: Kendi kültürümüzü yaşattığımız zaman; çocuklarımıza, evlatlarımıza o kültürü öğrettiğimiz zaman o kültür Türkiye’nin zenginliği olarak yazılacaktır, çizilecektir. Yeni zenginlikler katılacaktır. Dolasıyla Yerel Kültür Derneği Başkanı olarak İbrahim Bey, çok önemli bir görevi üstlenmişsiniz. Size yürekten teşekkür ederim, bu kültürü yaşatma konusunda azimle, kararlılıkla çalıştığınız için.

HER KÜLTÜRE, İNANCA, YAŞAM TARZINA SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ: Zaman zaman belli güçler, kültürlerimizi çatışma alanı olarak ortaya koyabilirler. Ve bizler, bu zengin kültürü unutup zaman zaman dar kültür anlayışlarıyla birbirimizle kavga edebiliriz. Bundan Türkiye’nin süratle çıkması lazım. Kucaklaşmamız lazım. Elbette ki kültürler zenginliğimizdir; her kültüre, her inanca, her yaşam tarzına saygı duymak zorundayız. Kimlik üzerinden siyaset, inanç üzerinden siyaset, yaşam tarzı üzerinden siyaset doğru değil. Tam tersine, herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstermek bizim temel görevimiz olmalıdır.

KÜLTÜRÜNÜZÜ YAŞATIN, EVLATLARINIZA ÖĞRETİN: Siyasetçi, eğer kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmaya kalkıyorsa toplumu ayrıştırıyor, bölüyordur. Kültür bizim kültürümüz; hangi inançtan olursa olsun bütün insanlar bizim insanlarımız, hangi kimlikten olursa olsun bu coğrafyada yaşadığı sürece vatanı ve bayrağı ile sorunu olmadığı sürece. Bayrak bizim bayrağımız, vatan bizim vatanımız. Bayrağımızın altında özgürce karnımızı doyurmak, yaşamak ve dünyaya sesimizi duyurmak isteriz. Bu mekanda beni ağırladığınız için size yürekten teşekkür ederim. Kültürünüzü yaşatın, evlatlarınıza öğretin. Çünkü onlar bizim evlatlarımız ve onlar bu kültürü yaşatacaklar. O kültür, aynı zamanda sadece sizin değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da onurla taşıyacakları, dillendirecekleri bir kültürdür.”

Kaynak: anka