Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: ADEM KARABAYIR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bursa Nilüfer’de; “Bize yapılan hukuksuzluk, kayyum atama girişimleri, milyonlarca insanımıza; Diyarbakır'dan Mardin'e, Van'dan İstanbul'a, milyonlarca insanımıza yapılan bu haksız ve bu hukuksuz girişim, memleketimizin demokrasisine büyük bir zarar verme girişimidir. Hep birlikte buna dur diyeceğiz… Kararlılıkla yürüyeceğiz. Hak, hukuk, adalet mücadelesi vereceğiz. Demokrasi mücadelesi vereceğiz. Türkiye'mizin, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yıl dönümünde biz milletimize layık olacağız. Cumhuriyet’imize layık olacağız. Devletimize layık olacağız. Mustafa Kemal Atatürk'e layık olacağız. Ve mutlaka buna dur diyeceğiz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bursa Gemlik’teki İstiklal Caddesi’nde esnafı ziyaret etti. İmamoğlu’na, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan eşlik etti.

Bir esnaf İmamoğlu’na, “Bize huzur veriyorsunuz, güven veriyorsunuz. Çok ihtiyacımız var. Atatürkçülüğe çok ihtiyacımız var” dedi. İmamoğlu ise “Memleketimizin bütün değerlerini hep beraber yücelteceği” karşılığını verdi.

“MAYIS AYINDA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”

İmamoğlu burada, bir sehpanın üzerine çıkarak vatandaşlara seslendi. İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bu bir haysiyet mücadelesidir. Demokrasi mücadelesidir. Adalet mücadelesidir. Bu mücadelenin sonucunda, ülkemizin her ferdinin kazanacağı bir mücadele olacak. Göreceksiniz 86 milyon insanımız kazanacak. Bu birlikteliğinizi bozmayın. Gemlik'te çok başarılı bir belediye başkanımız var. Arkasında güçlü duralım. Hep birlikte olalım. İnşallah önümüzdeki mayıs ayında her şey çok güzel olacak.” 

Sözlerinin ardından yaşlı bir kadın, İmamoğlu’na “Allah seni düşmanlardan korusun” dedi.

İmamoğlu, Gemlik’ten Umurbey’e geçerek, 3’üncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın anıt mezarını, eski bakanlardan Turhan Tayan ve Mehmet Gazioğlu ile birlikte ziyaret etti. Bayar’ın kabri başında dua eden İmamoğlu, Umurbey Meydanı’nda toplanan vatandaşlara, asırlık bir çınar ağacının altında hitap etti.

Celal Bayar’ın, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ile birlikte hem Kuvayı Milliye hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında yer aldığını hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:

“ÇAĞDAŞLAŞMA ANLAMINDA ADIM ATMIŞ BİR BÜYÜĞÜMÜZ: Bugün Celal Bayar isminin tam da olduğu yerde; ülkemizin hak, hukuk, adalet, demokrasi, mücadelesinden de bahsetmeden geçilmez. Rahmetli Bayar; sadece ülkemizin Cumhurbaşkanı, sadece Kuvayı Milliyeci, kurtuluş mücadelesinde mücadele etmiş, sonrasında ülkemizin gelişimine hem iktisadi hem diğer alanlarda hizmet etmiş birisi değil. Aynı zamanda ülkemizin demokrasisine de çok özel hizmetleri olan bir insan. Çok partili sisteme geçiş ve sonrasında siyasi mücadelenin içerisinde olmuş, çağdaşlaşma anlamında adım atmış bir büyüğümüz.

MİLLET İRADESİNİN ÜLKEMİZİN HER SATHINDA ORTAYA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE KONMASI MÜCADELESİ: Türkiye’nin, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne birçok sıkıntılar yaşadı. Farklı demokrasi mücadeleleri içerisinde, farklı aşamalarda çok önemli katkıları olan insanlarımız var. 2023 yılında, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yıl dönümünde, biz, yoğun bir biçimde demokrasi mücadelesini, hak, hukuk, adalet arayışını ülkemizde bir yoksunluk olarak hala konuşuyor ve tartışıyorsak, bu gerçekten Cumhuriyet’imizin yüz yılına yapılan büyük bir ayıptır. Bu ayıbın son perdesi, İstanbul'a ne yazık ki bugünkü erkin, bugünkü hükümetin yargıyı siyasetin silahı gibi kullanma kavramıyla hareket edişinin sürece olan yansıması. Yani İstanbul halkının cezalandırılması. Yani millet iradesinin yok sayılması. Ama bu mücadeleyi şunun için veriyoruz: Ortaya konan bu müdahalenin bir an önce bertaraf edilmesinin tek yolu vardır, o da millet iradesinin ülkemizin her sathında ortaya güçlü bir şekilde konması mücadelesi. Ben, onun için bugün buradayım.

‘EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR’ ANLAYIŞINA KARŞI GELMİŞTİR: Bugün Bursa’dayız, yarın Bilecik’te olacağız. Daha sonraki günler, İstanbul'un her sokağında ve ülkemizin her sokağında, her sathında olacağım. Bunu anlatacağım. Çünkü bugünün iktidarı, verdiği cezayı ya da yaptığı bu müdahaleyi Ekrem İmamoğlu'na değil, 16 milyon İstanbulluya, hatta 86 milyon yurttaşımıza yapmıştır. Milli iradeyi yok saymıştır. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ anlayışına karşı gelmiştir. Ve insanlarımızın bu ülkenin gerçek sahibi olduğu anlayışına, prensibine karşı durmuştur. Bu bir avuç insanın duruşuna ve tek bir insanın kararına karşı, milletimizin buna en büyük ve güçlü cevabı da önümüzdeki seçimde vereceğinden en ufak bir kuşkumuz yoktur. Esas olan millettir. Esas olan milletin iradesidir, bundan daha güçlü hiçbir şey yoktur. Eğer hep birlikte, Cumhuriyet’in yüzüncü yılını güçlü demokrasiyle taçlandırır isek ve bunu hak, hukuk, adalet anlayışını en üstün seviyeye taşıyabilirsek… Bundan hiç kuşku duymuyorum. Milletimizin kararlılığını her noktada görüyorum. Çocuklarımızda görüyorum, gençlerimizde görüyorum. İşte bunu yapabilirsek, inanınız ki, önümüzdeki yüz yıl, gerçek anlamda dünyada Türkiye’nin yüz yılı olur. Bunu hep birlikte başaracağız. Haysiyet mücadelemizi hep birlikte büyütelim istiyorum. Yaşasın demokrasi. Yaşasın Cumhuriyet. Günün sonunda, mayıs ayında, unutmayın ve kalbinizden hiç çıkarmayın ki; her şey çok güzel olacak.”

İmamoğlu, konuşmasının ardından Umurbey Kadın Girişim Derneği Lokali’ni ziyaret etti. Kadın girişimcilerin ürünlerinden tadan İmamoğlu, Gemlik Belediyesi Kırsal Kalkınma Ofisi’nin açılışını, Belediye Başkanı Sertaslan ile birlikte gerçekleştirdi.

İmamoğlu’nun üçüncü durağı ise Osmangazi oldu. İmamoğlu, Ulu Camii’de Cuma namazını kıldı. Cami çıkışında İmamoğlu’nu vatandaşlar karşıladı.

İmamoğlu daha sonra, tarihi Kapalı Çarşı içinde bulunan Bakırcılar Çarşısı esnafını ziyaret etti. Bu sırada bir grup, “Recep Tayyip Erdoğan” sloganı attı. İmamoğlu’nu takip eden vatandaşlar ise “Ekrem Başkan” sloganları ile karşılık verdi.

“BENİ MİLLETİMİZLE BULUŞMAYA MECBUR ETTİLER”

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’i makamında ziyaret eden İmamoğlu, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan coşkulu bir kalabalığa konuştu. Taktığı Bursaspor atkısıyla konuşma yapacağı platforma çıkan İmamoğlu, Bursa’nın Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olduğuna vurgu yaptı. Bursa’nın hak ettiği şekilde yönetilmediğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bursa için gelecekte çok güzel günlerin bizi beklediğini hem 2023 için hem de 2024 için coşkuyla, ümitle ve de kararlılıkla söylüyorum burada. Diyecekler ki, ‘İmamoğlu’nun Bursa’da işi ne?’ Bir kere beni Bursa’ya onlar zorla yolladı. Ortaya koydukları haksızlığa, hukuksuzluğa ve demokrasiye verdiği zarara karşı, beni milletimizle buluşmaya onlar mecbur ettiler. Çünkü onlar neyi yok saydılar? Sizin iradenizi yok saydılar. Sizlerin oylarınızı yok saydılar. Mustafa Kemal Atatürk'ün, bu güzel Cumhuriyet’in kurucusunun bize o kutlu ifadesi vardır ya; ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.’ İşte o kutlu mesajı ‘Biz yok sayıyoruz’ dediler. Aslında bunu yeni demediler. Uzun zamandır diyorlar. Kendi kurmak istedikleri rejimi hayata geçirdikten sonra, ısrarlı bir biçimde diyorlar.

 

“BU SEFER SERT DUVARA TOSLADILAR”

31 Mart’ta, devletimizin kamu kurumu Anadolu Ajansı'nda verileri kapattılar ya Türkiye'ye vermeye vermemeye başladılar ya; işte o anda düğmeye basmışlardı. Ama bu sefer, sert duvara tosladılar, çatladılar, patladılar. Ne demiştim seçim akşamı kararlılıkla hepinizin huzuruna çıkıp, milletimize hangi mesajı vermiştim? ‘Hak yemedim, hakkımı da yedirmem.’ Hele hele milletimizin hakkını ve iradesini asla yedirmem, asla yedirmem.

İlk günden bugüne, mücadelemizin zor olacağını biliyorduk. Bizlere sıkıntılar yaşatacaklarını biliyorduk. Akla hayale gelmeyen kötülükleri düşüneceklerini ve onları uygulamaya koyacaklarını biliyorduk. Hiç şüphe etmedik. Ve burada bizi yanıltmadılar. Keşke yanıltsalardı. Keşke o kötü akıldan uzak dursalardı. Ama böyle bir karar verdiler. Kim bunlar? Bir avuç insan. Bir avuç ve tek kişi. Tek kişilik akıl. Ama bilmiyorlar ki; burada 86 milyon insanın aklı var. Ve aynı zamanda 86 milyon insanımızın hakkı var.

“HEP BİRLİKTE BUNA DUR DİYECEĞİZ”

Bize yapılan hukuksuzluk, kayyum atama girişimleri, milyonlarca insanımıza, Diyarbakır'dan Mardin'e, Van'dan İstanbul'a, milyonlarca insanımıza yapılan bu haksız ve bu hukuksuz girişim, memleketimizin demokrasisine büyük bir zarar verme girişimidir.

Hep birlikte buna dur diyeceğiz. Bana mahkemenin kararının çıktığı akşam, birçok basın mensubu sordu, ben de ‘Meydanda söyleyeceğim’ dedim. Ne dedim? ‘Benim şu anki umudum, dün 1 ise, şimdi milyon’ dedim. Şu anda, sizin gözlerinizdeki o ışığa baktığımda, ümidimi ve umudumu tarifleyecek kelime bulamıyorum; yetmez. Kararlılıkla yürüyeceğiz. Hak, hukuk, adalet mücadelesi vereceğiz. Demokrasi mücadelesi vereceğiz. Türkiye'mizin, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yıl dönümünde biz milletimize layık olacağız. Cumhuriyet’imize layık olacağız. Devletimize layık olacağız. Mustafa Kemal Atatürk'e layık olacağız. Ve mutlaka buna dur diyeceğiz.

“UMUDU GÖRMEK İSTEYEN AYNAYA BAKSIN”

Bu ülkede Cumhuriyet’imiz var, bize emanet. Yüzüncü yılına girdi. Şimdi iki kavramı daha bununla buluşturduğumuzda, önümüzde hiçbir engel yok. Bir tanesi; en güçlü haliyle demokrasi. Demokrasiyle buluşacağız. Bir diğeri, adaletle… Adaleti, siyasetin silahı olan olarak kullanan o akıldan kurtaracağız. Yargının bağımsızlığıyla, adil bir ülkeyi hep birlikte var edeceğiz. İşte bunları yan yana koyduğumuzda, biz, 21’nci yüzyılla ilgili o hayallerimizin her birisini teker teker hayata geçireceğiz. Kimlerin sayesinde? Deneyimli, güzel insanlarımızın sayesinde. Biz, bu güzel işleri, Türkiye'nin pırıl pırıl genç nüfusuyla başaracağız. Çok az kaldı. Çok çalışıyoruz. Hepimiz, şehrinde güzel işler yapan insanlarız. Burada Nilüfer Belediyemizde olduğu gibi, çok çalışıyoruz. Altılı Masa, çok çalışıyor. Ülkemizin demokrasisi için çok çalışıyor. Hepimiz, bu sürecin kazançla, kazanımla bitmesi için hayaller kuruyoruz. Umudumuzu tazeliyoruz. Bazen umutsuzluklar duyuyorum. Bazen gönül kırıklıkları, ‘Acaba ne olacak’ duyguları görüyorum. Asla umutsuz olmayın. Umut için ne yapın biliyor musunuz? Ben, 6 Mayıs'ta, ‘Umut burada’ demiştim ya; aslında size kendinizi işaret etmiştim. Umudu görmek isteyen, aynaya baksın, gözlerinin içine baksın. Kendi gözlerinin içine baksın. Milletçe umuduz. Onun için asla umutsuz olmayın. Asla vazgeçmeyin. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak, Her şey çok güzel olacak. Yaşasın demokrasi, yaşasın adalet, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.”

Kaynak: anka