İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanı adayı konusunda bir uzlaşmaya vardığı açıklanan Altılı Masa'nın ayrılık masası olmadığını belirterek, "Altılı Masa'dan bir eksilmemeli, iki eksilmemeli. Biz daha çok insanı kucaklamalıyız. Eğri oturup doğruyu bulacağız. Burada birinin gönlü kırılıyorsa onu tamir edeceğiz. Biri kaygı duyuyorsa onu gidereceğiz. Bu konunun aşılması konusunda bir feraset gerekiyorsa o feraset dün güçlü bir şekilde bir araya gelen Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sevgili İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'de vardır. Bu konuyu oturup çözecekler” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV’de yayınlanan 'İsmail Küçükkaya ile Günaydın Türkiye' programına katılarak soruları yanıtladı. İstanbul'un depreme hazırlık çalışmalarını anlatan İmamoğlu, dün gerçekleştirilen ve cumhurbaşkanı adayının konuşulduğu Altılı Masa toplantısı hakkında da konuştu. Altılı Masa'dan bir eksilme olmaması gerektiğini dile getiren İmamoğlu, süreci basından takip ettiğini söyledi. Dünkü toplantı ile ilgili CHP Lideri kemal Kılıçdaroğlu ile de herhangi bir telefon konuşmasının olmadığını belirten İmamoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in kendisi ile birlikte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın adını gündeme getirdiği, buna karşılık CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Her iki belediye başkanı da çok başaralı, belediye çalışmaların sürdürüyorlar, sürdürecekler" dediği yönündeki kulis bilgilerine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

“İKTİDAR BİZİ YIPRATMAYA ÇALIŞIYOR. BU MEVZUYA BİZİ MALZEME ETMEYİN: Ben de bu durumu televizyon gazete ve internetten okudum. Bütün kritik vakaların değişmesi için, düzelmesi için tek rakip var oda rejim ve bugünün rejiminin savunucuları. Bizim muhalefet olarak rejime karşı mücadele ettiğimizin farkında olmalıyız. Bu rejim, binalarımızın sağlamlığını tehdit ediyor, bu rejim şehirlerimizin geleceğini tehdit ediyor, bu rejim çocuklarımızı geleceğini, bu rejim yönetim anlayışımızı tehdit ediyor, özgürlüğümüzü hürriyetimizi... Az önce hapiste olan teknik bilim insanımızdan bahsettik. Tayfun Kahraman'dan bahsettik. Ya da diğer tutuklulardan bahsettik. Bütün bu kavramlar mücadelemizin rejim olduğunu unutmayalım bu bir. İkincisi; bu konu ilk defa konuşulmuyor. İmamoğlu mu meselesi bilinçli-bilinçsiz, bugünün iktidar sahasının tartışmasını çok anormal bulmuyorum. Çünkü bizi yıpratmaya çalışıyorlar. Ancak, dönem dönem bizim sahamızın insanları da ne yazık ki içinde siyasi arkadaşlarımızın da olduğu zeminlerde bu tartışmalar yaşandı, bu mesele köpürtüldü. Her yerde şunu söyledim ya arkadaş konumuz bu değil, Ekrem İmamoğlu büyükşehir belediye başkanı, 16 milyonluk bir kentin başkanı. 25 yıllık bir sürecin değişmesini sağlamış bir ortamın temsilcisi. Buna liderlik yapan İstanbul’un Belediye Başkanı. Bu mevzuya bizi malzeme etmeyin. Ben bu mevzuyu şöyle bakarım dedim. İstanbul’un Belediye Başkanı bu mevzulardan uzak duramaz, ilgilenir. Nasıl ilgilenir? İyi olması için, doğru yürümesi için ilgilenir. Ben bu misyona kendini adamış bir neferim ve bu kavramı her daim kullandım. 'Bu sürecin neferi olmaya talibim, en fazla koşan kişi olacağım' dedim.

HER CHP'LİNİN ADAYI GENEL BAŞKANIDIR. BENİM DE ADAYIM GENEL BAŞKANIMDIR: Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı diye bir mesele yok ki. Her CHP'linin adayı Genel Başkanıdır. Benim de adayım Genel Başkan'dır. Tabii ki burada karar verici bir Altılı Masa vardır. Bu masanın kararı önemlidir. Bu masa kararını alırken birbirini tatmin etmesi, kaygılarını gidermesi önemlidir. Bu masa ayrılık masası değil, parçalanma masası değil. Bu masada hepimiz ant içtik. Ben ne dedim, 'Ben Altılı Masa'nın en çalışkanı olacağım dedim. Altılı Masa'dan bir eksilmemeli, iki eksilmemeli. Biz daha çok insanı kucaklamalıyız. Eğri oturup doğruyu bulacağız. Burada birinin gönlü kırılıyorsa onu tamir edeceğiz. Biri kaygı duyuyorsa onu gidereceğiz.

MESELE ADAYLIK YA DA SEÇİMİ KAZANMAK DEĞİL, ASIL MESELE SONRASI: Biz kolay mı kazandık İstanbul seçimini? O zamanki ölçümleri siz benden daha iyi biliyorsunuz. İlk çıkışımızda İstanbul'da 14-15 puan gerideydik. Hangi şehirde bir iktidarın en tepesindeki insan gelip 30 tane miting yaptı. Ama biz kırılganlıkları gidermeye gayret ettik. Zorlukları gidermeye gayret ettik. Siyaseten kim nereye gelecek, kim ne yapacakla zerre ilgilenmedik ama bir sorun varsa atlayıp gittim Ankara’ya. Oturdum masaya, 'Bunu düzeltin, burada uzlaşın' dedim. Her iki genel başkanla da. Yolda eften püften sebeple istifa edenleri tekrar görevine geri dönmesi için ‘ama ya faka ta gerek yok kardeşim, olan oldu önümüze bakalım' deyip geri döndürdük. Biz sürece ben ne olacağım diye bakmadık. Kaç kişi inanıyordu Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da seçimi kazanacağına? Herkes eğri otursun doğru konuşsun. Biz seçimi 31 Mart akşamı kazandık. 23 Haziran ödülü oldu. Mesele adaylık ya da seçimi kazanmak değil, asıl mesele sonrası. Sonrasına da hazır olma meselesi. Onun için de bir arada çalışmayı başarabilmekteyiz. ‘E yaptık ediyoruz', eksikler vardır. ‘E hiçbir sorunumuz yok', kaygılar vardır. Eksikler giderilecek, kaygılar giderilecek. Bir araya geleceksiniz. Bugün bile bir araya gelmenizde mâni ne? Niçin bir araya gelmiyorsunuz? Kaygıları niçin gidermiyorsunuz? Eksikleri niçin gidermiyorsunuz? Gidereceksiniz.

VEKALETLERİMİZİ VERDİĞİMİZ İNSANLAR BİR ARAYA GELECEK BU SORUNU ÇÖZECEK: Ben bu sayfayı (Altılı Masa'nın ortak açıklaması) dün okudum. Ondan sonra da yattım. Uzlaşma var, imzalamışlar. Son kez bir araya gelip toplanacaklar. Peki konuşulanlarla örtüşüyor mu, örtüşmüyor? O zaman gidereceksiniz. Milletin güvenini emanet ettiği, bizim kurumsal bağımızla emanetlerimizi vekaletlerimizi verdiğimiz insanlar bir araya gelecek, bu sorunu çözecek. Burada sorumluluk kimde? Tabii ki sorumluluğun sırası benim genel başkanımla başlar, sayın Meral Akşener ile devam eder. Diğerleriyle beraber bu süreç toparlanır. Çünkü; ana unsuru iki siyasi partidir. Bu iki siyasi partinin birlikte duruşu bize İstanbul kazandırmıştır. Başka siyasi unsurların da bize destekleri olmuştur, yani bu ittifakın içinde olmayan. Bu iki partinin oturup, memleketi düşünerek kaygıları giderecek. Konuşmadan uzlaşma olmaz. Üç saat birbirimize bakalım, toplantı yaptık diyelim. Olur mu böyle bir şey? Olmaz. Buradan uzlaşma çıkar mı? Kaygıları gidereceğiz. Yoksa ben kanaatlerimi söyledim zaten. Ben çok sesli düşünmeyi, çok şeffaf konuşmayı seven bir insanım. Evimde, eşimle, çocuklarımla hayatı nasıl dizayn ediyorsam, önceliklerim neyse, siyasette de siyaset masasında dün de öyle yaptım, bugün de öyle yapıyorum. Çünkü ben sürece memleket meselesi olarak bakıyorum.

SİYASETTE 24 SAAT ÇOK UZUNDUR: Siyaset bir araç. Amaç milletimiz, devletimiz, şehirlerimizin iyi olması. Biz ne olumsuzlukları aşmışız. Önümüzde pazartesiye kaç gün var? Bugünü de sayarsak cuma, cumartesi, pazar. Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzundur. Bu konunun aşılması konusunda bir feraset gerekiyorsa o feraset dün güçlü bir şekilde bir araya gelen Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve çok sevgili İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’de vardır. Bu konuyu oturup çözecekler. Kaygıları giderecekler. Bir arada memleketimizin geleceğini Altılı Masa'yı namus kabul ederek hepimizi bir nefer olarak oraya tanımladığımız bu süreci tamir edecekler. Vallahi benim bir sorumluluğum varsa, masaya bir çay getirmemiz gerekiyorsa ben de onlardan birisiysem kuş olur uçarım Ankara’ya. Sorun yok.”

 

Kaynak: anka