SERDAR ÜNSAL

Doğu Anadolu’da besiciliğin merkezi olan Iğdır’da çiftçiler maliyetlerdeki artışın et fiyatlarına da yansıdığını belirtirken Iğdır’da kasaplık yapan Resul Argıç, “Her gün dibe vuruyoruz. Vatandaş et alamıyor. Kelle eti alıyor, kemik alıyor; kemiği kaynatıp suyunu çoluk çocuğuna yediriyor” dedi.

Iğdır’da besicilik yapan çiftçiler, maliyetlerdeki yükseklikten yakındı. Iğdırlı besici yapan Hükümdar Arat, et fiyatlarındaki artışın maliyetlerin yüksekliğinden kaynaklandığını belirterek hayvancılığın desteklenmesini istedi. Arat, şunları söyledi:

"MALİYETLERİN YÜKSEK OLMASI TÜKETİCİYE YANSIYOR"

"Iğdır'da hayvancılık ve tarım sektöründe çalışıyorum. Şimdi genelde piyasada konuşulan; tüketiciler tarafından et fiyatlarının çok yüksek olduğu söyleniyor. Et fiyatlarının yüksek olmasının nedenlerinden biri, girdi maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Yani yem, hazır yem, yonca, bunların maliyeti yüksek. Bundan dolayı da maliyet yükseliyor. İşçi maliyeti yüksek. Mazot, gübre fiyatları yüksek olduğundan maliyetler et fiyatlarına yansıyor. Hayvan üreticileri hiçbir zaman maliyetlerin çok yükselmesini istemez, çünkü yüksek olan maliyet tüketici tarafından kullanılamıyor, yani tüketemiyor. Neden yapamıyor? Kazanç düşük, maliyet yüksek. Biz istiyoruz ki herkes kazancından tüketim yapsın, protein alsın, iyi beslensin. Bakliyatta da maliyet yüksek. Hükümet tarafından maliyet düşürülsün. Elektrik maliyeti çok yüksek. Bizim buranın elektrik gideri aylık 7 binin üzerindedir. Bunlar maliyeti yükseltiyor, etkiliyor.

HAYVANCILIK DESTEKLENMELİ”

Bunun için özel bir fiyat çıkarmalıdır, özellikle gerçek tarım, hayvancılık yapan işletmeler için destek verilmelidir ki herkes tarıma, hayvancılığa dönsün. Sanayiye gidemiyoruz, maliyetler yüksek. ‘Bunu şu fiyata almıştık; dolar yükselmedi, mazot artmadı, niye bu fiyat’ diyorlar. Elektrik, işçilik arttı. Girdiler çok yüksek olduğu için maliyet artışı oluyor, bu da tüketicilere yansıyor. Bunun için maliyetlerin düşürülmesi lazım."

"TÜRKİYE'DE HAYVAN KALMADI"

Iğdırlı kasap Resul Argış da şunları söyledi:

"Burada bir fiyat listemiz vardı, bir hafta, bir ay kalırdı. Şimdi bu listeyi, fiyatlar günlük değiştiği için kaldırdık, aşağıya indirmek zorunda kaldık. Bugün kuzu etini 130'a alıp 140 satıyoruz, ertesi gün gidip 150'ye alıyoruz. Öyle bir duruma düştük şu anda. Yani müşteri de kalmadı artık. Piyasa çok kötü. Eskiden bir müşterimiz geliyordu; haftalık, ailesine 5 kiloluk et alan müşterimiz, şimdi ayda bir kilo et alıyor ya da hiç almıyor. Şu anda gidişat pek iyi değil. Bir hafta evvel kuzu eti 140 liraydı, şimdi 175 lira. Yetişemiyoruz. Türkiye’de şu anda hayvan kalmadı ki. Büyükbaş hayvan kalmadı. Yetkililer buna el atmalı, destek vermelidir. Yem pahalı, her şey pahalı, masraflar yükselmiş. Fazlasıyla yükselmiş. Ben burada geçen yıl aylık 2 bin lira öderken şimdi aylık 10-15 bin lira geliyor. Ben bunu nasıl ödeyeyim? Aylık giderim 65-70 bin liraya geliyor. Ben bu nasıl ödeyeyim? Nasıl çevireceksin bu işi?

"İTHAL ET KESİNLİKLE ÇÖZÜM OLMAZ"

Yanımdaki köşe başı iş yeri açmıştı, gece kapatıp kaçıp gitmiş. İş yapamıyor, masrafını kurtaramıyor. İşçisi, elektriği, sigortası; masrafı kurtaramıyor. Çözüm; maliyet artışının önünü kesmesi lazım devletimizin, besicilere destek vermesi lazım. Hayvancılık konusunda çok ihtiyaç var. Hem destek verecek hem sahip çıkacak. Üretim olacak, üretim şart. Öncelikli olarak üretim olmalı, üretim olmadığı zaman insanın sonu gelir. İthal et çözüm değil, kesinlikle çözüm olamaz. Eskiden ‘Köylü şehrin efendisi’ diyorduk. Eskiden veresiye et veriyorduk, çünkü Iğdır’da pancar ekiliyordu. Köylü avans alıyordu, borcunu ödüyordu. Şimdi yok, bir kilo et bile veresiye vermiyoruz. Üretim şart, bu ülke bitti. Şimdi ciddi şekilde desteklenmeli. Üretimin varsa sen varsın, üretimin yoksa sen yoksun. Adam bir kuzu getirip satıyordu, aldığı para ile bir evinin masrafını karşılıyordu. Şimdi 10 kuzu da satsa aldığı para ile 10 günlük yiyecek alıyor. Bir markete girip çıkmak 2 bin liradır.

“KEMİK ALIYOR, KAYNATIP SUYUNU ÇOLUĞUNA ÇOCUĞUNA YEDİRİYOR”

Her gün dibe gidiyoruz. Vatandaş alamıyor. Kelle eti alıyor, -etten ayrılan kemikler var bizde- kemik alıyor; kemiği kaynatıp suyunu çoluk çocuğuna yediriyor. 50 TL'den veresiye et vermişim, eti şimdi 230 lira alamıyorum. Her şeyin çaresi üretim. Şu anda üzülüyoruz. Gün geçtikçe geri gidiyoruz. Yerimiz de saysak iyi. Bir an önce bu durumun düzelmesi lazım, böyle olmaz."

Kaynak: anka