DÜN kaldığımız yerden devam edelim mi? 
Dedim ya, "Suçu niye müteahhitlere atıyoruz. Bunları denetlemeyen, üç kuruşluk avanta için milyonluk rantlara göz yuman belediyelerin, belediye başkanlarının suçu yok mu?"diye. 
Bu sorunun yanıtı aslında belli. 
Yok!
Türkiye'de herkes, her konuda suçlu olabilir. 
Siyasetçiler ise asla. 
Onlar her zaman suçsuzdur. 
Belediye başkanları da suçsuzdur. 
Hatırlayın 17 Ağustos Depremi'ni. 
Kaç kişi öldü biliyorsunuz. 
18.000. 
On sekiz bin. 
Bildiğimiz, açıklanan. Tespit edilebilen 18 bin vatandaşımız. 
Kaç kişiden hesap soruldu? 
1.
Bir.
Bu 18 bin kişinin hesabı tek bir kişiden soruldu. 
Veli Göçer isimli müteahhitten. 
Peki Veli Göçer'in yaptığı binalarda hayatını kaybeden kaç kişi vardı onu biliyor musunuz? 
Söyleyeyim. 
70. 
Yetmiş. 
Peki geri kalan 17 bin 930 kişinin hesabı nerede? 
İnek içti. Dağa kaçtı. Dağ yandı bitti kül oldu. 
Geri kalanın hesabı falan yok. Attılar Veli'yi içeriye. Hesap kapandı. 
Ne diğer 17.930 kişinin öldüğü binaları yapanlara, ne de Veli Göçerde dahil tüm bu binaların izinlerini veren, kontrolünü yapmayan belediyelere hesap soruldu. 
Hatta belki bunların bazıları sonra milletvekili falan da olmuşlardır. 
Bilmiyorum. 
Merak etmeyin, hiç aklınızda kalmasın. 
Bu kez de öyle olacak. 
İpe geçirecek bir müteahhit bulacağız, her şeyi ona yıkacağız. 
Vicdanlarımızı da yıkayacağız. 
Veli Göçer soyadından kaybetmişti. 
Göçer diye müteahhit olur, binası da göçerse tabii suçlu olur. 
Şimdi de aslan gibi Salih Ölmez'imiz var. 
Ölmez isimli müteahhidin binasında onlarca kişi ölünce al sana yeniVeli Göçer. 
Atarız Salih'i içeriye. Rahatlarız hesap soruldu diye. 
Neysi ki geçen sefer 18 binde 70 hesap sorulmuştu. 
Bu kez oran daha düşük. 
Şimdilik 600'de 30 gibi. 
Gelişiyoruz anlayacağınız. 
Hesap sorma konusunda da gelişiyoruz. 
500 seneye kalmaz yüzde yüz hesap sormayı da öğreniriz inşallah. 
Bir 20-30 deprem daha yaşayalım da hayırlısıyla!
http://www.fatihaltayli.com.tr/