HDP’nin, “Çocuk yoksulluğunun nedenlerinin araştırılması” amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, “Ülkemiz gerçekten derin bir iktisadi kriz içerisinde. İnsanlar en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda; barınamıyor, yeterli gıdayı alamıyor ve maalesef çok ciddi bir ekonomik kriz her kesim tarafından hissediliyor ama bu derin iktisadi krizden en çok etkilenenler maalesef çocuklarımız” dedi.

HDP'nin “Çocuk yoksulluğunun nedenlerinin araştırılması” amacıyla TBMM Başkanlığı’na verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün Genel Kurul’da görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Önergeyle ilgili TBMM Genel Kurulu’nda konuşan HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul şunları söyledi:

“ÜLKEMİZ GERÇEKTEN DERİN BİR İKTİSADİ KRİZ İÇERİSİNDE”

“Ülkemiz gerçekten derin bir iktisadi kriz içerisinde. İnsanlar en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda; barınamıyor, yeterli gıdayı alamıyor ve maalesef çok ciddi bir ekonomik kriz her kesim tarafından hissediliyor ama bu derin iktisadi krizden en çok etkilenenler maalesef çocuklarımız. OECD ülkeleri içerisinde çocuk yoksulluğunda ülkemiz 1’inci sıradadır. Derinleşen bu ekonomik krizle beraber çocuklar maalesef, temel besin gıdalarına dahi ulaşamıyor, çocuklar yetersiz beslendikleri için ciddi fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişim sorunlarıyla karşı karşıya.

TÜİK’in 22 Mart 2022 yılı için açıkladığı bir rapora göre, Türkiye’de 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların yüzde 62,4’ü her gün sadece ekmek veya makarna gibi yiyeceklerle beslenmek zorunda kalıyor. Yine, çocukların sadece yüzde 12,7’si her gün et, tavuk veya balık alabiliyor ve yine, çocukların yüzde 10,9’u fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri alabiliyor; sebze ve meyveye ulaşım oranı da neredeyse bu seviyelerde. Çocuk yoksulluğunun sonuçları, gelecek nesiller için gerçekten büyük bir sorun olmaya devam ediyor.

“SON ON İKİ AYDA HİÇBİR SANATSAL FAALİYETE KATILMAYANLARIN ORANI YÜZDE 40’LARIN ÜZERİNDE”

Çocukların sadece bedensel gelişimleri de etkilenmiyor; dikkat ederseniz nesil bodurlaşıyor, boy kısalığı ve benzeri fiziksel rahatsızlıkların yanında, aynı şekilde zihinsel ve psikolojik sorunlar da baş gösteriyor. Bu sorunlar aynı zamanda bu çocukların örneğin sanatsal faaliyetlere ulaşımını da engelliyor. Yine bu rapora göre, sanatsal faaliyetlere katılımda, son on iki ayda hiçbir sanatsal faaliyete katılmayanların oranı yüzde 40’ların üzerinde. On iki ayda ne bir tiyatro ne bir sinema ne de bir sanatsal faaliyet gösterebiliyorlar; bu da tabii ki çocukların gelişimi üzerinde son derece etkili. Yine, yoksulluk çocukların eğitime ulaşmasını da engelliyor.

“DEVLET, ÇOCUKLARI KORUMAKLA YÜKÜMLÜDÜR VE BU GÖREVİNİ OYNAMAK ZORUNDADIR”

Maalesef çocuklar, çocuk yaşta işçilikle, çocuk işçiliğiyle tanışıyorlar. Özellikle çıraklık eğitimi, açık ortaokul, açık lise gibi olanaklar çocukları ailelerine daha çok katkıda bulunmak üzere örgün eğitimden alıkoyuyor ve çocuk işçiliğine daha çok yönlendiriyor. Bugün ülkemizde resmî rakamlara göre 720 bin çocuk işçi var ve 616 çocuk işçi maalesef yaşamını yitirmiş. Benim vekili olduğum Gaziantep’e gidin, Ünaldı’daki, Karatarla’daki terzi atölyelerine bakın, çalışan 7-8-9 yaşlarında onlarca çocukla karşılaşıyorsunuz. Dolayısıyla bu çok ciddi bir sorundur. Çocuk işçiliği çocukların bedensel gelişimini de engelliyor; oyun çağında olması, eğitim çağında olması gereken çocuklar çocuk işçiliğiyle karşı karşıya bırakılıyor.

Bu konuyu gündeme alıp gelecek nesillerimizin protein eksikliğinden dolayı malnütrisyon veya obezite sorununu yaşamaması, önümüzdeki nesillerin sağlıklı olması için bu Meclis’e önemli görevler düşüyor. Gelin, çocuklarımız için çocuk yoksulluğuna engel olalım, çocuk yoksulluğuna son verecek bir çalışma yürütelim. Tüm Meclis bu konuda görev alsın, sorumluluk alsın ve gelecek nesillerle ilgili böylesi bir sorunu hep birlikte ortadan kaldıralım. Devlet, çocukları korumakla yükümlüdür ve bu görevini oynamak zorundadır.”

İYİ Parti adına söz alan Mersin Milletvekili Behiç Çelik de konuşmasında şunları kaydetti:

“2002 YILINDAN BUGÜNE KADAR, AKP İKTİDARLARI, KIRSAL KESİMİ NEREDEYSE BÜTÜNÜYLE TÜKETMİŞTİR”

“Çocuk yoksulluğunun ve yarattığı çok yönlü şiddetin nedenlerinin araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması hususu çok öncelikli, çok derin ve çok hassas bir konudur. 2002 yılından bugüne kadar, AKP iktidarları, kırsal kesimi neredeyse bütünüyle tüketmiştir; tarımsal üretim kültürü yok edilmiştir, 27 milyon hektar tarım alanı 23 milyon hektara gerilemiştir. Tarımdan geçinen kırsal kesim nüfusu toplam nüfusun yüzde 30’una tekabül ederken bugün yüzde 7’lere gerilemiştir. Bu ne demektir? Organik gıdaya doyan milyonlar ve onların çocukları evlerini, tarlalarını, köylerini ve kasabalarını terk ederek büyükşehirlere göçmeye özendirilmişlerdir; işte, kucağımızda bulduğumuz ‘kent yoksulluğu’ kavramı böyle doğmuştur.

Büyük kentlerin banliyöleri geçim zorlukları çeken vatandaşlarımızla doludur. Bu ailelerin çocuklarının sefaletini bilmem söylemeye gerek var mı? Açlık ve sağlıksız beslenme, tüm çocuklarımızın başına bela olmuştur. Bir tedbir alınıyor mu? Asla alınmıyor. İYİ Parti olarak biz, Rüzgâr Gülü Proje’mizle ve Millet İttifakı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’mizle duyurduğumuz gibi en az 16 milyon çocuğumuzun okullarda her gün kahvaltı ve yemek yemesini sağlayacağız. Çocukların ailelerinin gelir düzeylerine bakılmaksızın eşit gıda almaları bu şekilde temin edilmiş olacaktır. 0-36 ay çocuklara mama, gıda ve bez desteği verilecektir. Çocukların şiddet, cinsel istismar ve sömürüsüne karşı her türlü tedbiri alacak, Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin yükümlülüklerine uyacağız. Bağımsız çocuk hakları izleme kurulu kuracağız. Her türlü çocuk istismarı suçunun failleri ve bu suçları gizleyenler hakkında en ağır cezai yaptırımların tavizsiz uygulanmasını sağlayacağız. Sokakta yaşamak zorunda bırakılan, çalıştırılan ve dilendirilen tüm çocukları koruma altına alacağız.”

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise şunları söyledi:

“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ DEMEK YOKSULLUK DEMEKTİR, SEFALET DEMEKTİR, YASAKLAR DEMEKTİR VE YOLSUZLUK DEMEKTİR”

“Millet İttifakı’nın iktidarında, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’nda Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk sözü olarak hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Cumhuriyet Halk Partisi ülkeyi kuran ve kurtaran bir parti olarak, sosyal devleti yaratan parti olarak çocuk yoksulluğunu tarihe gömecektir; ülkemizin gelirlerini yandaşlara değil, çocuklara ve vatandaşlara harcayacaktır.

AK Parti iktidarının vaadi şuydu: ‘3Y’yi -3Y’nin açılımı da yoksulluktu, yasaklardı, yolsuzluktu- bitireceğiz’ demişlerdi. Peki, yolsuzluğu bitirdiler mi? Yolsuzluk bitmedi; yoksulluk da bitmedi. Yolsuzluğun yaptığı tahribat ne oldu bu ülkede? Yoksulluğu daha derinleştirdi, gelir eşitsizliğini daha da artırdı, kayırmacılığı daha da artırdı, bunların sonucunda yoksulluk dediğimiz ta çocukların yoksulluğu oldu.

Bu ülkede eğitimsiz olan insanlar daha fazla yoksul. Az gelişmiş olan ülkelerdeki olaya baktığımız zaman eğitimsizlikle birlikte işsizlik artıyor, yoksulluk artıyor. Bu başkanlık sistemiyle birlikte; bir, Türkiye’de çocuk yoksulluğu arttı, iki, çocuk işçiliği arttı, üç, cezaevine giren çocukların sayısı da arttı. Aslında mevcut olan Cumhurbaşkanlığı sistemi demek yoksulluk demektir, sefalet demektir, yasaklar demektir ve yolsuzluk demektir. Bu fakir fukara olan aç çocukların, yoksul olan çocukların vebali, günahı AK Parti’nin boynundadır; eğer MHP de onlara destek veremeye devam ederse, onlar da onun iştirakçisi olacaktır.”

 

 

Kaynak: anka