Hastanemi Açın Platformu, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kadın Doğum Hastanesi’nin “yenilenme” kapsamında kapatılmak istenmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada; “Seçimin hemen öncesinde yangından mal kaçırır gibi en önemli hastanelerimizi boşaltıp yıkmanızı iyi niyetli bulmuyor, reddediyoruz. Hastanelerimizi kapatmayın, yıkmayın, yatırım yapın, güçlendirin, yenileyin. Her işin başı rant değil sağlık olsun” denildi. Hastanenin yemekhanesinde çalışan Gönül Tavus, işsiz kalacaklarını ve mağdur olduklarını dile getirerek “Kendi işimiz için, hastanenin yıkılmaması için devletimizden, hükümetimizden destek bekliyoruz. Sağlık haktır satın alınamaz” dedi. Bir yurttaş ise “Para için, birilerine yalakalık yapmak için bunlar yapılmaz. Benim vergilerimle yapılan bu hastaneleri yıkamazsınız” diye konuştu.

Hastanemi Açın Platformu, Ankara’da Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kadın Doğum Hastanesi’nin “yenilenme” adı altında kapatılmak istenmesine karşı “Hastaneler halkındır, kapatılamaz” başlıklı açıklama yaptı.

Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bugün yapılan açıklamaya; CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, çok sayıda demokratik kitle örgütü, hastane çalışanları ve yurttaşlar katıldı.

Platform adına ortak açıklamayı Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan okudu.

Karakuş Candan, açıklamada Etlik Şehir Hastanesi’nin açılması sürecinde Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Doğumevi ve Ulucanlar Göz Hastanesi’nin kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin yaşanan süreci özetleyerek şunları ifade etti:

“DIŞKAPI VE SAMİ ULUS HASTANELERİ’NİN YIKILMASI İSTENİYOR. BU İKİ HASTANEMİZİN 15 ŞUBAT’A KADAR BOŞALTILACAĞI İFADE EDİLİYOR”

“Kısmen taşındı dedikleri hastanelerimizdeki uzman hekimlerin Personel Dağılım Cetveli’ndeki sayıları 707’den 272’ye düşürüldü. Önceden yapılan hizmetlerin, ameliyatların çoğu yapılamaz hale geldi. Örneğin Sami Ulus Çocuk Hastanesi’nde aylık 300’ün üzerinde A, B ve C grubu üst düzey ameliyat yapılırken Kasım ayından bu yana ameliyatlar yapılamaz oldu, profesörler dahil hocalarımız işlerini yapamaz duruma getirildi. Etlik Şehir Hastanesi’ne gitmeyen ya da götürülmeyen pek çok hoca, hekim, sağlık çalışanı cezalandırıldı, ötekileştirildi. Hocalar asistanlarından, eğitim, tez ve sınav görevlerinden koparıldılar. Ancak belli ki mevcut hastanelerimize verilen tüm bu zararlar Etlik Şehir Hastanesi’nin hizmet alım garantilerine yetmemiş, hedeflenen doluluk oranına ulaşılamamış olacak ki saldırılar devam ediyor. İlk kez Sağlık Bakanı’nın TBMM’deki 2023 yılı Bütçe konuşmasında resmi ağızlardan dillendirilmişti, Dışkapı ve Sami Ulus Hastaneleri’nin yıkılması isteniyor. Bu iki hastanemizin 15 Şubat’a kadar boşaltılacağı ifade ediliyor. Hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız tedirgin, yarınlarını göremez oldular, aylardır kaçan huzurları büsbütün sıkıntıya dönüştü. Hastalarımız bu hastanelerimiz olabildiğine zayıflatıldığı halde buralara gelmeye devam ediyorlar, çünkü kolay erişiyorlar, hizmeti daha kolay alıyorlar. Tüm bunlar şehir hastanelerinde çok zor.

“HASTANELERİMİZE YATIRIM YAPILMASINI VE YENİLENMESİNİ İSTİYORUZ. BUNUN İÇİN HASTANELERİN YIKILMASI GEREKMİYOR”

Hastanelerimizin yıkılma gerekçesi olarak ‘eski’ oldukları dillendiriliyor. Binaların eskimiş ve bakımsız olması tabi ki hastaların, sağlık çalışanlarının, halkın değil, yıllardır ‘nasıl olsa şehir hastanesi yapıyoruz, buraları yıkacağız’ diyen siyasi iktidarın suçudur. Bizler Hastanemi Açın Platformu olarak hep söyledik, hastanelerimize yatırım yapılmasını ve yenilenmesini istiyoruz. Aynı zamanda bunun için hastanelerin yıkılmasının gerekmediğini, tarihi kimlikleri korunarak restore edilebileceklerini, modernize edilebileceğini, güçlendirilebileceğini ve bunun çok daha az maliyetle ve sağlık hizmetleri korunarak yapılabileceğini de biliyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Sami Ulus Hastanesi’nin Kültür Varlığı olarak korunması amacıyla yürüttüğü mücadele kapsamında Ankara 8. İdare Mahkemesi’ne ulaşan bilirkişi raporu durumu çok güzel anlatıyor. Raporda özetle ‘Dr. Sami Ulus Kadın Hastalıkları Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Türkiye’nin 20. yüzyıl modern mimarlığının sağlık alanındaki üretiminin örneklerinden ve başkent Ankara'nın bu alandaki simge yapılarından olduğu, hastane yapılarının sağlık alanın güncel ihtiyaçlarına yanıt verdiği, hastane kampüsünde zaman içinde ortaya çıkan ihtiyaçlara yanıt vermek üzere yeni yapılar ve plansız şekilde depo vb. ekler inşa edildiği, yapıların iç mekanları ve cephelerinde yenilemeler gerçekleştirildiği, hastanenin koruma değerlerini göz önünde bulunduran bir restorasyon projesi ile özgün işlevi ve özellikleri bozulmadan güncel ihtiyaçlara uyum sağlayarak kullanımının sürmesinin sağlanabileceği’ belirtiliyor. Daha ne denebilir ki!

“MEVCUT HASTANELERİMİZİ YOK ETMEK VE KENT RANTI YARATMAK HEVESİNDEN VAZ GEÇMEYEN BİR SİYASİ İKTİDAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

‘Yıkılıp yerine yenisi yapılacak’ deniyor. Bu konuyu ilk duyduğumuzdan beri kuşkulanıyoruz. Haksız mıyız? Mevcut siyasi iktidarın şehir hastaneleri gibi hizmet alım garantili kamu özel iş birliği projeleri için bu ülkenin hangi değerlerini yok ettiğini çok iyi hatırlıyoruz. Belki de en çarpıcısı İstanbul Atatürk Havaalanı’dır. O güzelim havaalanının nasıl adım adım sistematik biçimde yeni havaalanı uğruna katledildiğini unutmuyoruz. Nitekim geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı 2023 Yatırım Programı yayınlandı. Sami Ulus ve Dışkapı Hastaneleri’nin yerine yapılacağı, Onkoloji Hastanesi’nin yanına yapılacağı söylenen yeni hastanenin yatırım programında olmadığını görüyoruz! Haklı çıkmaktan yorulduk, mevcut hastanelerimizi yok etmek ve kent rantı yaratmak hevesinden vaz geçmeyen bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Altındağ Belediye Meclisi’nden bu hastanelerin yerleri için alınan olağanüstü yükseklik ve emsal artışlarının, 16 kat yüksekliğe kadar çıkabilecek, 2,5 ve 4 emsal kapalı alan kararlarının ne için kullanılacağı ise büsbütün soru işaretine dönüşüyor, endişelerimizi artırıyor.

“HASTANELERİMİZİ KAPATMAYIN, YIKMAYIN, YATIRIM YAPIN, GÜÇLENDİRİN, YENİLEYİN. HER İŞİN BAŞI RANT DEĞİL SAĞLIK OLSUN”

Olmaz, kabul etmiyoruz! ‘Kısmen taşıyoruz’ diyerek kamuoyunu yatıştırmaya çalıştığınız, içini boşalttığınız hastanelerimizi dört ay sonra kapatıp yıkmanıza izin vermiyoruz. Hastalarımızı, hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızı daha fazla mağdur etmenize ‘hayır’ diyoruz. Türkiye üç ay sonra kritik bir seçime gidiyor. Seçimin hemen öncesinde yangından mal kaçırır gibi en önemli hastanelerimizi boşaltıp yıkmanızı iyi niyetli bulmuyor, reddediyoruz. İçinizdeki niyetleri biraz durdurun, bu hastanelerimizin nasıl planlanacağına yeni gelen siyasi iktidar karar versin, biz de onlara taleplerimizi anlatalım. Hastanelerimizi kapatmayın, yıkmayın, yatırım yapın, güçlendirin, yenileyin. Her işin başı rant değil sağlık olsun.”

CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, “Hastane kapatılarak hastane açılmaz. 6 tane hastane kapatıldı Bilkent Hastanesi açıldı. Etlik için, 28 Eylül’de 3,5 yıl gecikmeyle açılan hastane hala ortada bir şey yok. Hekimlerimizin bir kısmı burada bir kısmı orada. Sağlık hala ranta kurban ediliyor. Ama unutmayın ki yolun sonu göründü, 3,5 ay sonra seçim var. Bizler geleceğiz ve bütün bu sıkıntıları çözeceğiz” dedi.

“ŞEHİR HASTANESİNE GİDEN BÜTÜN YEMEKÇİLER İŞSİZ KALDI”

Hastane çalışanı Gönül Tavus ise şunları söyledi:

“10 senedir Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yemekhane bölümünde çalışıyorum. Onlara küçük gibi gelebilir ama şehir hastanesine giden bütün hastanedekilerin yemekçileri işsiz kaldı. 3-5 kişi gibi görünebilir, yüzlerce, binlerce insan işsiz kaldı. Hastanenin yüzde 70’i, 80’i neredeyse gitti çok az bir kısım kaldı ve tamamı gidince bizler işsiz kalacağız. Buradaki halk çok uzak gidemiyorlar, bizler de işsiz kalacağız. Bunları düşünen hiç kimse yok; yemekçi, MR, HBSY, kiralık araç şoförleri bizlerin tamamı maalesef işsiz bırakılacağız şehir hastanesine tamamen taşınırsa. 5 sene önce kadro meselesinde bize verilmedi, ama işimiz vardı devam ettik, şu an işimiz de olmayacak. Kendi işimiz için, hastanenin yıkılmaması için devletimizden, hükümetimizden destek bekliyoruz. İnşallah hastanemiz gitmez, sağlık haktır satın alınamaz.”

Hastane çalışanı Nuran Çelik, “22 senedir, 2000’den sonra bu işe girdim. İşe girerken gençtim, şimdi belli bir yaşa geldim. EYT de vurmuyor, daha emekli olmama 4 sene var; ben nerede iş bulacağım? 57 yaşındayım, ben ne olacağım? Lütfen sesimizi herkes duysun kadro istiyoruz. Bizimle birlikte giren herkes kadro aldı, yemek şirketi almadı, hakkımızı istiyoruz” diye konuştu.

Bir yurttaş ise tepkisini şöyle dile getirdi:

Çalışırken, alışveriş yaparken vergi alındı, emekli olduk yine vergi alındı. Bizim vergilerimizle yapılan bu hastaneye bir bakar mısınız? Betonunda bir tane çatlak var mı? Boyası kırık, boyayın, camı kırık, camını yapın. Bizim doktorlarımızı, hemşirelerimizi, o hastanede çalışan sağlık emekçilerinin hakkını yemeye kimin hakkı var. Bana sordunuz mu? Ben halkım, bana uymaya sen mecbursun. Sen bana uyacaksın ben sana değil. Sen seçilerek beni temsil etmeye gelmiş bir vatandaşsın. Ben oradan buraya geliyorum şu avlunun içinde hizmet görüyoruz. Öbür yaptığı şehir hastanelerinde labirent gibi doktorlar kendileri bulamıyorlar ameliyathaneleri. Para için, birilerine yalakalık yapmak için bunlar yapılmaz. Eğer benim kellemi kesecekseniz gelin kesin, buradayım hazırım. Benim vergilerimle yapılan bu hastaneleri yıkamazsınız.”

 

Kaynak: anka