CEM HAYAT

Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, torba yasa şeklinde TBMM'de görüşülen kanun teklifi ile ilgili, "TRT payı reklamdır. Bu olayın maskesidir, o maskenin arkasında tuzak vardır. Bu tuzağı iyi görmek lazım. Ormanlara ilişkin, özellikle yine ormanlarda verilecek izinler görüşülüyor” dedi.

Resmi Gazete'de iki gün önce Orman Kanunu'nun 17. maddesini genişleten bir yönetmelik yayınlandığını söyleyen Şükrü Durmuş, "Uygulama yönetmeliği çok geniş olarak yayınlandı. Onu da yasal hale getiren, 6831’de değişiklik" dedi. Yönetmelikle birlikte orman alanlarında turizm tesisi, eğitim tesisi, dini eğitim tesisi gibi faaliyetlere izin verilebileceğini belirten Durmuş, torba kanun teklifinde de orman alanlarına verilecek izinlerin görüşüldüğünü söyledi.

Şükrü Durmuş, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"TÜRKİYE ORMANCILIK TARİHİNE YENİ BİR HANÇER SAPLANMIŞTIR"

"30 Kasım 2021’de Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesinin kapsamını genişleten bir uygulama. Türkiye ormancılık tarihine yeni bir hançer saplanmıştır. Türkiye ormanları sermayenin çıkarları uğruna maalesef birilerine peşkeş çekiliyor ve siyasal iktidar, bu konuda da acımasızca bu uygulamaların üzerine gidiyor. 17. madde orman alanlarında verilecek izinleri düzenleyen bir maddedir. Burada yüksek kamu yararı dediğimiz, yani kamusal faydayı düzenleyen bir uygulama... Enerji nakil hattı toplumun tümünü ilgilendiren bir kamusal hizmettir, bunun için izin verilebilir. Su hattı için izin verilebilir, doğal gaz hatları için izin verilebilir, otoyollar için izin verilebilir, bunlar kamusal faydadır.

"ANAYASA MAHKEMESİ DAHA ÖNCE İPTAL ETTİ"

Ama bugün uygulama yönetmeliği, kamu yararı adı altında birçok faaliyete izin veriyor. Yani kişi ve tüzel kişiliklerin orman alanlarında dilediği işi yapabilmesi… Turizm tesisi, eğitim tesisi, dini eğitim tesisi, balıkçılık, petrol arama gibi faaliyetlere izin veren bir düzenleme. Yine ‘orman alanlarında imar planının yapılması’ ifadesi var ki asla kabul edilemez, bu bir ihanettir. Ormanlarda yapılaşmaya yol açacak bu düzenleme Anayasa’mıza aykırıdır. Bu konuda daha önce böyle bir teklif 2007’de gelmişti. Anayasa Mahkemesi 22/11/2007 tarihinde 2007/83 sayılı kararı ile bu düzenlemeyi iptal etti. Yani Anayasa’nın 2, 11 ve 169. maddelerine aykırı buldu.

"TRT PAYI BİR MASKE, ARKASINDAN YIKICI YASALAR GELİYOR. ORMANLARDA VERİLECEK İZİNLER GÖRÜŞÜLÜYOR"

Çıkan birçok yasada algı yaratılıyor. Mesela torba yasada, ‘TRT payını bazı kalemlerden düşüreceğiz’ deniyor. Bunu duyan halk, kendi giderlerinden bazı kalemlerde TRT payı düşecek diye olumlu yaklaşabilir. Ama bu bir maske, arkasından bunun gibi yıkıcı yasalar geliyor. Bu tuzağı iyi görmek lazım. Ormanlara ilişkin, özellikle yine ormanlarda verilecek izinler görüşülüyor. Mesela balıkçılığın tesis kurması gibi. Birçok sanayi tesisinin orman alanında tesis kurması, depolama izinleri, turizm tesisi, havalimanı, tenis kortu… Geçmişte mesela biz Antalya Manavgat’ta Sorgun Ormanı’nda golf sahası oluşturmak isteyenlere karşı ciddi bir mücadele yürütmüştük. Ama o zaman 17. madde kapsamı bu kadar genişletilmemişti ve yargı da lehimize karar veriyordu, bundan sonra vay haline. Birileri, ‘O ormanın ne kadar verimli olduğu önemli değil, ben burada golf sahası kuracağım’ dediğinde kuracak, o izin verilecek.

"ORMANLARIN AMAÇ DIŞI KULLANIMI VE RANTA DEVŞİRİLMESİ UYGULAMALARIDIR"

Tek bir torbada tümünü harmanlayarak görüşülmesi, daha kolay geçilmesi içindir. Bu aslında parlamentoyu da bypass eden, oradaki parlamenterlerin görüşünü almayan; kapsamlı değişiklikler olmasına rağmen tek tek bu maddelerin görüşülüp kamuoyunun da bilgilenmesinin de engellendiği bir yöntemdir torba yasa. Türkiye halkına bir tuzaktır torba yasa yöntemi. Bu yöntem demokratik bir yöntem değildir, faşizan bir uygulamadır. TRT payı reklamdır. Bu olayın maskesidir, o maskenin arkasında tuzak vardır. Esas o arka taraftaki tuzağı görmek gerekir. Bizim alanımız ormanlar. Ormanların amaç dışı kullanımı ve sermayenin çıkarına, ranta devşirilmesi uygulamalarıdır, sonuç olarak budur. Özellikle 17. maddenin kapsamının genişletilmesi, orman alanlarındaki insan hareketini ikiye, üçe katlayacak. Türkiye, bu yıl tarihinin en büyük yangınını yaşadı. Eğer orman alanlarında bu hareketlilik artacaksa seneye belki çok daha büyük bir yangın yaşayacağız.

"İKİ AŞAMALI BİR HUKUK MÜCADELESİ YÜRÜTÜLECEK"

Uygulama yönetmeliği çok geniş olarak yayınlandı. Onu da yasal hale getiren, 6831’de değişiklik. Burada iki aşamalı bir hukuk mücadelesi yürütülecek. Yönetmeliği sendikalar yargıya taşıyabiliyor, Danıştay’a dava açabiliyoruz, bunu yapacağız. Ayrıca Anayasa boyutu var. Onun için yine siyasi partilerle ilişki içindeyiz. CHP ile bu konuda bir diyaloğumuz gelişti, İYİ Parti ve diğer partilerle de olacak. Onlar da katkıda bulunursa birlikte bir hukuk mücadelesini yürüteceğiz."

Kaynak: anka