İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tüm dünyada uygulanabilecek bir büyükşehir yönetim modeli oluşturmak için yaklaşık bir yıldır üzerinde çalışılan CittaSlow Metropol Projesi'ni tanıttı. İzmir'in "Dünyanın ilk CittaSlow Metropolü" unvanını kazandığını anımsatan Soyer, "Tüm dünyada şehirler bir yol ayrımında. Ya umudun şehirleri olacağız ya da korkuya teslim olacağız. Biz tercihimizi yaptık. İzmir’de korkulara yer yok. CittaSlow Metropol, dünyanın umutlu şehirlerinin simgesidir. İzmir, umudun şehridir" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CittaSlow Metropol Projesi'ni tanıttı. Kültürpark'ta İsmet İnönü Sanat Merkezi önündeki açık alanda yapılan tanıtım toplantısına Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu, Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

İtalya'da 12 Haziran'da düzenlenen Uluslararası CittaSlow Birliği Genel Kurulu’nda, İzmir; dünyanın ilk Cittaslow Metropol (sakin şehir) kenti ilan edilirken, aynı zamanda dünyanın diğer şehirlerini de ağa dahil etmek için öncülük görevi üstlendi.

İzmir'de yaklaşık bir yıldır sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, uzmanlar ve kanaat önderleri ile dünyada uygulanabilecek bir büyükşehir yönetim modeli oluşturmak için CittaSlow Metropol projesi üzerinde çalışılıyordu.

“Yavaş yaşam” felsefesiyle hazırlanan CittaSlow Metropol Projesi ile insan odaklı, kentin değerlerini koruyan, sürdürülebilir, yüksek yaşam kalitesini hedefliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer büyük titizlikle hazırlanan projenin detaylarını anlattı.

"SEFERİHİSAR CAZİBE MERKEZİ OLDU"

Cittaslow hareketine Türkiye'den ilk olarak belediye başkanlığı döneminde İzmir'in Seferihisar ilçesinin katıldığını anımsatan Soyer, sunumunda şunları söyledi:

"Seferihisar, CittaSlow olduktan sonra kendi kimliğini Türkiye ve dünyaya başarıyla anlattı. Pek az insanın bildiği bir kasabayken, ülkemizin en önemli cazibe merkezlerinden birine dönüştü. Ekonomisi büyüdü. İstihdam arttı. Köylerinde yaşayanlar doğduğu yerde doymaya başladı. Kültürü, tohumları ve doğası korundu. Tarihi sokakları yeniden canlandı. Türkiye ve dünyanın birçok yerindeki yenilikçi fikirleri kendine çekti. Kısaca, yerelden kalkınmanın Türkiye’deki simgesi oldu. Seferihisar’dan sonra Türkiye’de 17 kenti daha bu ağa üye yaptık. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin şehirlerini de bu ağa taşıdık, bugün orada 4 üyemiz var. Bense 2013’ten bu yana Uluslararası CittaSlow Birliği’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum.

CittaSlow’un logosu olan salyangoz, birbirimizle ve doğayla uyumun önemini simgeliyor. Salyangozlar, antenleri sayesinde dünya ile iyi ilişki kuruyor. Vakur bir şekilde ilerlerken, arkasında iz bırakıyor. Sert kabuğu sayesinde içindeki değerleri koruyor. Salyangoz, insanın bu gezegendeki var oluşundan çok daha eskiye giden bir geçmişe sahip. Bunu, doğanın ritmiyle uyumlu bir hızla yol almasına borçlu."

"İZMİR UMUDUN ŞEHRİDİR"

Soyer, İzmir gibi büyükşehirlerin; yeniliğin, ticaretin, eğitimin, sanatın, teknolojinin ve gelişmenin üretim merkezi haline gelmesinin yanı sıra birçok sorunla da baş başa kaldığını belirtti. "Eşitsizlik, kötü yaşam koşulları, doğanın yok edilmesi, ayrımcılık ve artan suçlar, dünyadaki tüm büyükşehirlerin ortak çıkmazları" diyen Soyer şöyle devam etti:

"CittaSlow Metropol’ün kazanımlarını altı ana başlık altında topladık. Toplum, kentsel direnç, herkes için gıda, iyi yönetişim, hareketlilik ve CittaSlow mahalleleri, yani sakin mahalleler. CittaSlow Metropol, bir metropolü küçültme veya geçmişe dönme projesi değildir. Tersine, CittaSlow Metropol, geleceğin şehirlerini inşa etme projesidir. CittaSlow Metropol, yoksulluğu değil, refahı büyütür, haksızlıkları değil, adaleti çoğaltır. Baş döndürücü bir hırs yerine, yaşamın sevinç kaynaklarını besler. Bizi birbirimizden ayırmaz. Tersine, birleştirir. Farklılıklarımızın aynı zamanda gücümüz olduğunu hatırlatır. Şehri beton sınırlara hapsetmez. İnsanı doğasıyla bütünleştirir. Citta Slow Metropol, eksiltmez, çoğaltır. Ezmez, güçlendirir. Bölmez, birleştirir. Karamsarlığı, çaresizliği siler. Yaşama sevincimizi çoğaltır.

CittaSlow Metropol ile insanı ve doğamızı sömüren, hırsı kendinden de büyük şehirlere başkaldırıyoruz. Küçük bir zümre, kendi hırsıyla, hızıyla ve bencilliğiyle koskoca bir şehri esir alamaz, almamalı. Şehrimizde adaleti ve refahı herkes için çoğaltmak, birinci önceliğimiz. CittaSlow Metropol, bedenlerimizi, duygularımızı ve düşüncelerimizi özgürleştirmek için attığımız bir adımdır. Dünyanın ve ülkemizin geldiği durumda, şehirlerimiz bir yol ayrımındadır. Ya umudun şehirleri olacağız ya da korkuya teslim olacağız. Biz büyük bir kararlılıkla tercihimizi yaptık. İzmir’de korkulara yer yok. CittaSlow Metropol, dünyanın umutlu şehirlerinin simgesidir. İzmir, umudun şehridir. Bu umudu çoğaltabilmek için her zaman olduğu gibi en çok İzmirlilere, İzmir’in hür vicdanlı halkına güveniyorum."

İZMİR TRAFİĞİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ 

Soyer sunumunda İzmir'in trafik sorununa da değindi. Trafiğin sadece İzmir’in değil tüm büyükşehirlerin en büyük sorunu olduğunu vurgulayan Soyer şöyle konuştu:

"Özellikle nüfusunuz İzmir gibi sürekli artıyorsa, sürekli göç alıyorsanız, üstelik bir de pandemi nedeniyle toplu ulaşım artık tercih edilmiyorsa bu sorun daha da büyüyor. Bunun da İzmir trafiğine yansımasını hepimiz yaşıyoruz. Bu sorunun çözümü bütün dünyada aynı; trafikteki araba sayısını azaltmak. Bunun başka çözümü yok, New York’ta da çözüm bu Bogota’da da Paris’te de. İnsanların araba kullanmayı tercih etmemesini sağlamak zorundayız. Milyonlarca insanın yaşadığı bir şehirde araba ağırlıklı bir ulaşım modelini karşılayacak altyapı sağlamak mümkün değil.

Trafiği azaltmanın ilk adımı konforlu, yaygın ve hızlı toplu taşımanın tesis edilmesi. Ulaşım Ana Planımızda ilk başta yer alan hedefimiz bu ve bu konuda raylı sistemlere büyük ağırlık veriyoruz. Toplu taşım filomuzu yeniliyoruz. Bunun yanında elbette ulaşım ana akslarındaki trafik akşını kolaylaştıracak yatırımlar yapıyoruz. Trafiği azaltmanın diğer bir adımı, motorsuz ulaşımı yaygınlaştırmak. Güvenli bisiklet yollarıyla bisiklet kullanımını teşvik ediyor ve yayaların güvenli bir şekilde yürümesi için kapsamlı bir plan uyguluyoruz."

 

Kaynak: anka