SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın dün yayımladığı yönetmelik değişikliğiyle ormanlık alanda yapılaşmanın önünü açan düzenlemeye karşı “‘Çevrecinin daniskası benim’ diyen Cumhurbaşkanı, tüm canlıların, halkın ortak varlığı olan ormanlık arazilerini ranta ve talana açarak çevreciliğin de tarifini gerçekliği bozarak yeniden yazıyor” açıklamasını yaptı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın dün yaptığı yönetmelik değişikliğinde “Kamu yararı ve zorunluluk halinde” ormanlık alanlarda yapılaşmaya izin verilebileceği düzenlemesi getirildi. Değişiklikte şu yapıların ormanlık alanlara yapılmasını önü açıldı:

“Yol, liman, havaalanı, demiryolu, baraj, gölet, teleferik hattı, tünel, patlayıcı madde emniyet alanı ve yeraltı deposu, savunma ve güvenlik tesisi, enerji nakil hattı, trafo, enerji üretim santrali, ölçüm ve gözlem istasyonu, telefon iletim hattı ve panosu, ölçüm istasyonu, doğalgaz ve petrol boru hattı, katı atık aktarma, bertaraf ve depolama tesisi, petrol ve doğal gaz arama, işletme ve yeraltı tesisi, hayvan barınağı, mezarlık, aile sağlık merkezi, hastane, dini eğitim tesisi, futbol sahası, kapalı spor salonu, atış poligonu, ceza infaz kurumu.”

SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubu, bu değişikliğe tepki göstererek, yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:

"Yangınlar sürerken 28 Temmuz 2021 tarihli Turizm Teşvik Yasası ile ormanlara tek adam rejimi tarafından el konulmasının yolu açılmıştır. Ormanlar üzerinde yetkisi olmayan tek kurum Orman Genel Müdürlüğü haline getirilirken, orman arazileri maden ve turizm şirketlerine, 5’li-10’lu çetelere altın tepsiyle sunulmaktadır. Partimizin ekoloji çalışma grubu tarafından yaz aylarındaki orman yangınlarına dair hazırlanan rapordan alıntıladığımız yukarıdaki tespitler, 30 Kasım’da resmi gazetede yayınlanan 6831 sayılı yasanın 17. Maddesi 3. Fıkrasının uygulanmasına dair yönetmelikle tescillendi.

“TALAN ETMEK İSTİYOR”

Talanın nasıl ve kimler eliyle yapılacağına dair düzenlemeleri içeren bu yönetmelik, ormanların yok edileceğini gösteriyor. Giderayak kredi uğruna imzaladığı Paris İklim Anlaşması'na da uymayan saray rejimi, iklim krizinin şiddetlendirdiği sel, yangın, ısınma, su krizi, yoksulluk, gibi sorunlara rağmen orman arazilerini talana, ranta açmaya yelteniyor. Krize soktuğu ülke ekonomisini, orman arazilerini enerji şirketlerine, sermayeye rant aktarma aracına dönüştürüyor. Yönetmelikte yer alan enerji üretim santralleri, haberleşme tesisleri, petrol-doğalgaz arama, jeotermal kaynak, mineralli su arama vb. işlemleri için ormanlık arazilerini yok etme sözü veriyor. Yönetmeliğe sözde sosyal sos da katılarak; hastane, sokak hayvanları barınağı, ilk-orta-lise ve dini eğitim tesisi ve ibadethaneleri, çeşitli spor tesisleri için de kamu yararı maskesiyle ormanlar talan etmek istiyor.

“CUMHURBAŞKANINA TEPKİ”

‘Çevrecinin daniskası benim’ diyen Cumhurbaşkanı, tüm canlıların, halkın ortak varlığı olan ormanlık arazilerini ranta ve talana açarak çevreciliğin de tarifini gerçekliği bozarak yeniden yazıyor. Ekonomik krizle acı çektirdiğiniz halkı, doğayı yok ederek nefessiz bıraktığınız tüm canlıların ortak çığlığıdır; artık yeter. Din soslu rantçılığınızla birlikte sizi gönderecek olan halkın direniş gücüdür. Ancak biraz onurunuz varsa istifa edin.”

 

 

Kaynak: anka