Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, iktidarla muhalefet arasındaki karla mücadele tartışmasına ilişkin, “Kar üzerinden siyaset yapma peşindeler. Bir ülkede kar yağıyor. Normal, mevsimsel vaka. Biraz daha fazla kar yağıyor. Yerel yönetimlerle genel yönetimler, kar üzerinden, milletin ıstırabını yok sayarak, yolda kalmış milletin ıstırabını yok sayarak ‘sen şöyle yaptın, ben böyle yaptım’ diye birbirleriyle oyun oynuyorlar, didişiyorlar, itişiyorlar. Buna itiraz ediyoruz. Sizin bu siyasetiniz batsın. Milletin derdi ne, sizin derdiniz ne? Siz neyin peşindesiniz” dedi.

Remzi Çayır, bugün partisinin genel merkezinde haftalık değerlendirme toplantısı yaptı. Eğitim sistemindeki sorunlara, ülke genelini etkileyen olumsuz hava koşullarına ve dış siyasete ilişkin konuşan Çayır, şunları söyledi:

“Türkiye, son dönemlerde birçok problem yaşarken ne yazık ki birçok ana problemi de görmezlikten geliyor ve hiç problemlere çözüm üretmeden yoluna devam ediyor. Bu hepimizi üzen bir husus. Genel anlamıyla bugün gençlerimizin içinde bulunduğu durum, milli eğitimde bugüne kadar uygulanan sistemlerle ilgilidir. Eğitimde gerçekten Türkiye’nin bir sistem problemi vardır. Günlük çözümler, bakanlara göre değişen yöntemler, iktidarlara göre değişen milli eğitim yöntemleri ve metotları Türkiye’yi yazboz tahtasına çevirmiş, gençlerin gelecekle ilgili beklentilerini olumsuzlaştırmıştır. Milli eğitimin, adından da anlaşılacağı üzere iktidarlara ve hükümetlere göre değil, bir milli karakteri ve milli bir amacı olmalıdır. Milli Kapsayıcı düşünen, düşündüğünü ifade eden, itiraz edebilen, problemler karşısında dik durabilen bireylerin yetiştirildiği bir sistemin mutlak anlamda bu ülkede var olması gerekiyor. Düşünmeyi düşündürebilen bir sistem; ezberci değil, kalıpçı değil, düşünebilen bireyler üreten bir sistem Türkiye için elzemdir, mutlaka hakim olmalıdır. Şu anda 1 milyon 171 bin öğretmenin görev aldığı bir ülkede yaşamaktayız. Yine 18 milyon öğrencimiz var. Yani 80 milyonluk bir ülkenin, 18 milyon, 22 yaş altı genci var. Bu, kimi ülkelerin gıptayla baktığı bir tablo. Çocuk yapsınlar diye, çocuklar çoğalsın diye teşvik verilen Avrupa ülkelerini göz önüne aldığınızda, şu an ülkemizin elindeki bu enerjiyi, bu istikbale matuf gücü ne yazık ki iktidarlar değerlendirmemiştir.

“GENÇLİĞİN YÜZDE 65’İ KENDİ İSTİKBALİNİ KENDİ ÜLKESİNDE GÖREMEMEKTEDİR”

Gençler ne istiyor? Gençler, gelecekten emin bir hayat, emin bir yol umudundadırlar. Böyle bir umutları var. Çalışabilir miyim, çalışamaz mıyım? İş bulabilir miyim, bulamaz mıyım? Düşündüğümü ifade ettiğim için başıma bir bela gelir mi? Başkası gibi düşünmedim diye yarın bir gün herhangi bir problem yaşar mıyım? Bu ülkede kendi geleceğimi kendi irademle ve kendi gücümle kurabilir miyim, kuramaz mıyım? Bunlar, gençlerimizin kafasını gerçekten meşgul eden sorular. Genç, istikbalini bu ülkede görememektedir. Genç, istikbalini başka başka ülkelerde, daha refah düzeyi yüksek ülkelerde… Ama bitirdiği okulla ilgili hayal de kuramamaktadır. Adam mühendis, başka bir ülkede sıradan bir işçi olarak çalışmayı göze alabilmektedir. Bugün bir anket var. Türkiye’deki üniversite gençliğinin yüzde 65’i kendi istikbalini kendi ülkesinde görememektedir. Bu, aslında ülkeyi yönetenlerin de ülkeyi yönetme iddiasında olanların da büyük bir ayıbıdır. Hepimizin ayıbıdır. ‘İstikbalimiz gençlerimizdir’ demek sıradan bir ifade olsa dahi gerçekten bir ülkenin istikbali gençleridir.

Biz, geleceğinden güven duyan, geleceği hayal ettiğinde mutlu olan, ‘ben bu ülkede işsiz kalmam, ben bu ülkenin üniversitesinde okum diye yarın bir gün evime devletin verdiği krediyi faiziyle isteyen bir anlayış kapımı çalmaz’ diyen bir geleceği, milletin ve gençlerin önüne koymak istiyoruz. Eğer koyamazsak gelecek kapkara bir yol olur.

“MİLLETİN DERDİ NE, SİZİN DERDİNİZ NE”

Kar üzerinden siyaset yapma peşindeler. Bir ülkede kar yağıyor. Normal, mevsimsel vaka. Biraz daha fazla kar yağıyor. Yerel yönetimlerle genel yönetimler, kar üzerinden, milletin ıstırabını yok sayarak, yolda kalmış milletin ıstırabını yok sayarak ‘sen şöyle yaptın, ben böyle yaptım’ diye birbirleriyle oyun oynuyorlar, didişiyorlar, itişiyorlar. Buna itiraz ediyoruz. Sizin bu siyasetiniz batsın. Milletin derdi ne, sizin derdiniz ne? Siz neyin peşindesiniz? Bir ülkede yerel yönetimlerle hükümet oturup da problemi beraber çözemez mi? Yollar kapalıyken birbirinizle konuşamaz mısınız siz?

“UKRAYNA İLE RUSYA ARASINDAKİ SAVAŞ ASLINDA GÜÇ SAVAŞI”

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, aslında güç savaşı. Bu Ruslar ne yazık ki yüzyıllardır bizim komşumuz. Kavgalar etmişiz, savaşlar etmişiz. Rusların emeli hiç bitmiyor. İşgalcidir Rusya, kim ne derse desin. Aynı şey Amerika için de geçerlidir. Bunların tek dertleri güçlü olmak, güçlü kalmak.

“BİZ, BU ÜLKENİN ADALET ÖZLEMİYİZ”

Biz, bu ülkenin adalet özlemiyiz. Biz, bu ülkenin kalkınma özlemiyiz. Hukuk herkes içindir, herkes için olmalıdır. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. İktidarın yanında duranların para kazandığı, pul kazandığı, mevki kazandığı bir ortam değil işini iyi yapanların, işini iyi bilenlerin, bu memlekete hizmet etmek isteyenlerin öne çıktığı bir liyakat sisteminin temsilcileriyiz biz. Bu ülkede ne olursa olsun bir liyakat sistemini getireceğiz. Sadece bu iktidara demiyorum. Gelmiş geçmiş 150 yıllık iktidarlara bakın. Adamın derdi ne biliyor musunuz? ‘Geldim, buradan nasıl gitmeyeceğim? Bu elimdeki gücü nasıl olur da tutarım?’ Tutsan ne, tutmasan ne?”

Kaynak: anka