Haber: BERKAY VAROL - Kamera: ÜNAL AYDIN 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü'nde kalecilik yaptığı dönemde takımın antrenörü olan Güvenç Ersever, "Kaleciliği de iyiydi. Her kaleci gibi gol yediğinde de kızdık. Çok da vefalıdır. Yıllar yılı Kıbrıs’a gider, gelir; Türk Ocağı Spor Kulübü’nü hiç yalnız bırakmaz" dedi. Takımın o dönemki kaptanı Orhan Kaptan ise “Başkanın kaleciliğinden çok insanlığı, saygısı bizi cezbetti" diye konuştu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC), öğrencilik yıllarında futbol oynadığı Girne'deki Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü'nü ziyaret etti. İmamoğlu, burada, antrenörü Güvenç Ersever ve takım kaptanı Orhan Kaptan ile bir araya geldi. İmamoğlu, Ersever ve Kaptan, o günleri ANKA Haber Ajansı'na anlattı. 

“KIBRIS’A BAĞLILIĞIMI VE SEVGİMİ BÜYÜTEN ASLINDA KIBRIS’IN İNSANLARIYDI”

Kıbrıs'ta yaşadığı iki yılı unutmadığını belirten İmamoğlu, “Güvenç Hoca, zannediyor hala 17 yaşında, bırakmıyor bizi, yanlış, eksik yapar diye. Bizim ev komşuluğumuz da var, takım hocalığımız da var. 17-19 yaş dönemi, Orhan kaptanımız… Çok keyifli yıllardı. Bugün ile kıyaslanamayacak kadar küçüktü o zaman şehirler. Girne, sanki masaldan çıkmış, biblo gibi bir yerdi. Tarihi dokusu, limanı, kalesi, her şeyiyle biblo gibiydi. Çok sevmiştim Girne’yi. Benim Kıbrıs’a bağlılığımı ve sevgimi büyüten, aslında Kıbrıs’ın insanlarıydı. Bu güzel ülkenin, bu güzel insanlarıydı. Çok arkadaşımız oldu, ama sağ olsunlar, takımın kaptanı ve hocası olarak beni yalnız bırakmıyorlar. Bu güzel Kıbrıs buluşmamızda, o anıların en taze haliyle bir parçası olmaktan büyük keyif duydum” diye konuştu.

“BU ÇOCUK NEREDE DİYE BENİ ARADIKLARI OLMUŞTUR”

Kıbrıs’ta futbol oynadığı dönemde anılarına ilişkin İmamoğlu, “Ben o dönemde, Allah kabul etsin, beş vakit namaz kılmaya çalışan bir genç delikanlıydım. Bazen soyunma odasından kaybolup, stadın arka tarafında namaz kılarken ‘bu çocuk nerede’ diye beni aradıkları olmuştur. İlginç anılarımdan birisi. Tabii her maçın kendi heyecanı içerisinde anıları vardır. Salih Miroğlu diye başkanımız vardı, Allah rahmet etsin, burada özel bir siyasi geçmişi de oldu, başbakan yardımcılığı yaptı. Onunla başladık, sonra Aysol Cibo başkanımız başkanlık yaptı. Onunla devam ettik. Onların yöneticiliği esnasında bana çok sahip çıktılar. Top oynarken para da kazandım, para verdiler. Cibo başkanım da kalmam için çok ısrar etti, ‘Gitme Türkiye’ye’ diye ama benim Türkiye’de üniversiteye geçişim kabul olmuştu. ‘Gitmem lazım’ dedim, anlaşamadık. 90 yılında Türkiye’ye dönüş yaptım. Güzel anılarla dolu iki yıldı” dedi.

“KALECİLİĞİ DE İYİYDİ”

Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü’nde Ekrem İmamoğlu’nun antrenörü olan Güvenç Ersever ise “Sporculuğu önce şansla oldu. O dönemde kaleci sakatlanmıştı, biri de cezalıydı. Başkanı hemen kaleye koyduk. Açıkça söyleyeyim, hiç sırıtmadı. Hemen bizimle beraber oldu. O yıllardan beri de zaten beraberiz. Başkanı hiç yalnız bırakmıyoruz. Sağ olsun, başkan olmadan önce de aynıydı. Çünkü son derece demokrat, arkadaşlarına bağlı biriydi. Kaleciliği de iyiydi. Artık ‘gol yerdi’ dersek başkan kızacak bana. Her kaleci gibi gol yediğinde de kızdık. Yiyecek, onun görevi de oydu, gol yemek, gol tutmak. Çok da vefalıdır. Yıllar yılı Kıbrıs’a gider, gelir. Türk Ocağı Spor Kulübü’nü hiç yalnız bırakmaz. Her zaman için bize gerek maddi gerek manevi desteğini esirgemez. Biz son derece memnunuz, bizi hiç unutmadı” diye konuştu.

“BAŞKANIN KALECİLİĞİNDEN ÇOK İNSANLIĞI, SAYGISI BİZİ CEZBETTİ”

Ekrem İmamoğlu Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü’nde oynadığı yıllarda takımın kaptanı olan Orhan Kaptan, İmamoğlu’nun Kıbrıs’a geldiği zaman genç bir çocuk olduğunu ifade ederek, takıma katılma sürecini şöyle anlattı:

“Antrenman sahasında bulduk. Kendi başına antrenman yapardı. Mehmet Ekşi diye bir arkadaşımız dedi, ‘Böyle bir çocuk var, getirelim mi?’ ‘Tabii, iki kalecimiz zaten var da birini daha alalım hem gençlerde oynatırız hem A takımda’ dedik. Başkanın şansına da biri sakatlandı, öbürü cezalı oldu. Başkanın kaleciliğinden çok insanlığı, saygısı bizi cezbetti. Çünkü toplu bir takımdık. Çocukluktan her beraber gelen ve 17 yaşında yabancı bir çocuk geldi. Sahip çıkmaz lazımdı. O zaman talebelik şimdiki gibi basit değildi.”

“MEĞER BAŞKAN BİR ODADA NAMAZ KILIYORDU”

İmamoğlu’na Kıbrıs’ın kültürünü, adetlerini anlattıklarını söyleyen Kaptan, “Bir gün maça çıkacağız, Güvenç Hocam sayıyor sayıyor, 10 kişi. ‘Hocam 10 kişi nasıl başlayacağız’ dedim. Bir kişi eksik. Ee kaleci eksik. Meğer başkan bir odada namaz kılıyordu. İşte maç zamanları namazı yavaş yavaş baktırmaya çalıştık. Baktı da. Çok iyi uydu. Gitti, bizi hiç unutmadı. Türk Ocağı futbolcularının yüzde 90’ı alt gelirli olan topçulardan oluşmuştu. Başkan hepsine yardım etmeye, arka durmaya çalıştı. Her geldiğinde bizi ziyaret etti. Kulübü hiç unutmadı tabii ama arkadaşları da onu hiç unutmadı. Sevgi verirsen sevgi görürsün. Başkandan biz o sevgiyi gördük. İnşallah da vermişizdir” diye konuştu.  

“GERÇEKTEN KÖTÜ BİR ANIM YOK”

Kaptan’a sevginin karşılıklı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Benim üç şehrim var derim her zaman. Biri Trabzon, biri Girne, biri de İstanbul. Trabzon’da 17 yıl yaşadım. İki yıl burada, yaklaşık 31 yıldır da İstanbul’dayım. Üç şehir beni büyüttü. Çok keyifliydi, çok güzel anlar yaşadık. Gerçekten kötü bir anım yok. Arkadaşlarım mı iyiydi…” dedi.

“ARAMIZDAN SİVRİLDİ ÇIKTI, KENDİMİZE PAY BİÇİYORUZ”

Kaptan, İmamoğlu ile gurur duyduklarını belirtirken, “İçimizde politikaya girebilen, bir yerlere gelebilen bir Ekrem Başkan’ımız oldu. Tabii hepsi onur duyar. Aramızdan sivrildi çıktı. Kendimize pay biçiyoruz; biz yetiştirdik, yolu biz gösterdik, gençlik heyecanını biz verdik diye. Biz de kendimizi böyle memnun ediyoruz” sözleri İmamoğlu ve Güvenç Ersever’i gülümsetti.

Kaynak: anka