Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Bu hafta başında vakıf olarak sahada çalışan bazı kadın sivil toplum örgütlerinin liderleriyle bir araya geldik. Kadın liderlere 2021 yılı ile ilgili deneyimlerini sorduğumuzda, yoksulluk meselesinin kadına şiddet sorunu kadar kritik hale geldiğini belirttiler. Bir de iklim acil durumu derken ‘Aman ha yarattığı yoksulluğu unutmayın’ diye bizi uyardılar” dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Dijital Türkiye Konferansı’nda konuşan Güler Sabancı, artan yoksulluğa vurgu yaptı. Dayanışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Sabancı, teknoloji sayesinde artık yardımların toplanması ve yerine ulaşmasının hızlandığını belirtti. Güler Sabancı, şunları söyledi:

GERİ DÖNÜLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN NOKTAYA DOĞRU İLERLİYORUZ: “Tüm dünya değişim ve dönüşümden geçiyor. 2021 pandemi, iklim aciliyetinin tetiklediği afetlere, artan eşitsizliklere ve derinleşen yoksulluğa tanıklık ettiğimiz zor yıl oldu. Dünyamızın geleceği tehdit altında. Öyle sert bir giriş yaptım ama kusura bakmayın. Geri dönülmesi mümkün olmayan noktaya doğru ilerliyoruz. İklim acil durumu ve pandeminin artırdığı eşitsizliklerin yanında dijitalleşmenin hız ve önem kazandığı bir dönemdeyiz. Yapılan son araştırmalara göre de zaten iş dünyasının pandemiden sonraki en aciliyetli konusunun yüzde 75 ile dijital dönüşüm olduğunu görüyoruz. TÜSİAD, bunu 2 senedir çok kıymetli ve kapsamlı konferanslarla anlatıyor.

GENÇLER DAYANIŞMA İÇİN BÜYÜK UMUT VE SEVİNÇ VERİYOR: TÜSİAD, gönüllü iş insanları ve sanayicileri derneği olarak bu duyarlılıkla kurulmuştur. Dijital dönüşüm dayanışma kültürünü de ciddi manada desteklemektedir. Sabancı Vakfı’nda 50 yıla yaklaşan geçmişimizle, toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Günümüzde çokça konuşulan Z kuşağının ana odağında, onların yaşamlarının bir parçası olan teknoloji ve dijitalleşme yer alıyor. Bu nesil, dünyayı iyileştirmek için teknolojiyle beraber dayanışma ve birlikte hareket etmenin etkisine derinden inanıyor. Türkiye’de 15-23 yaş arasındaki gençler üzerinde yapılan araştırmalara göre; gençlerin yüzde 78’i çevresel meselelerle ilgileniyor. Yüzde 73’ü ise çevre dostu markaları tercih ediyor. Bu anlamda gençlerin cesareti, gönüllülükle harekete geçme ve el uzatma istekleri hepimize büyük umut ve sevinç veriyor.

DİJİTALLEŞME SINIRLARI AŞARAK YARDIMSEVERLİĞİMİZİN HEDEFLERE ULAŞMASINI SAĞLIYOR: Pandemi döneminde gençler kendi aralarında kurdukları iletişim ağları aracılığıyla evden çıkamayan kişilerin alışverişlerini yaptılar. Diğer bir örnek olan, Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve mezunlarının hayata geçirdiği ‘TOKTUT’, kurumlardan ve bireylerden aldığı destekle bu dönemde maalesef sayısı artan, açlık sınırındaki insanlara sağlıklı yemekler dağıtıyor. Böylece toplum için pratik ve hızlı çözümler üretiyorlar. Dijital dünya, bireylerin katılımını ve kolektif çalışmayı olumlu yönde etkiliyor. Sınırları aşarak yardımseverliğimizin hedeflere ulaşmasını sağlıyor.

YOKSULLUK MESELESİ KADINA ŞİDDET SORUNU KADAR KRİTİK HALE GELDİ: Birbirimizle dayanışmaya çok ihtiyacımız var ve teknoloji sayesinde buna imkanlarımız da var. Bu hafta başında vakıf olarak, sahada çalışan bazı kadın sivil toplum örgütlerinin liderleriyle bir araya geldik. Kadın liderlere 2021 yılı ile ilgili deneyimlerini sorduğumuzda, yoksulluk meselesinin kadına şiddet sorunu kadar kritik hale geldiğini belirttiler. Bir de iklim acil durumu derken ‘Aman ha yarattığı yoksulluğu unutmayın’ diye bizi uyardılar. Maalesef 2022’ye bu sıkıntılarla giriyoruz.

DAYANIŞMA KÜLTÜRÜ SAYESİNDE BU ZOR GÜNLERİ HEP BİRLİKTE AŞACAĞIZ: Biliyoruz ki bu sıkıntılar bir yandan devam ederken diğer bir yandan da teknolojinin ve dijitalleşmenin dönüşümü devam edecek ve ediyor. Bu dönüşüm kapsamında umut verici gelişmeler de yaşanıyor. Kadın sivil toplum liderleri, zorluklarla mücadelede ülkemizdeki dayanışmanın çok güçlü olduğunu ifade ettiler. Ekmeğini paylaşanlardan gönüllü gençlere, sizin gibi duyarlı iş dünyası temsilcilerinden sivil topluma bu dayanışma kültürü sayesinde bu zor günleri hep birlikte aşacağız.

TÜM DÜNYADA HAYIRSEVERLİĞE AYRILAN FONLARIN KÜRESEL GAYRİ SAFİ HASILAYA ORANI YÜZDE 3: Ayrıca bu dayanışmanın etkisinin dijital teknolojiler sayesinde arttığını da vurguladılar. Bunu bilfiil sahada yaşadıklarını söylediler. Tüm dünyada hayırseverliğe ayrılan fonların küresel gayri safi hasılaya oranının yüzde 3’ü geçemediğini biliyoruz. Ancak 2020 yılında dijital ortamlarda bireysel katılımı teşvik eden kampanyalarda, 10 kat daha fazla bağışçıya ve 3 kat daha fazla bağış gelirine ulaşılabildiğini görüyoruz. Bütün zorluklara rağmen teknolojik dönüşümün katkısıyla sivil toplum örgütlerine bireysel veya kurumsal olarak destek olup, gençlerin gönüllü olma potansiyelini teşvik etmeliyiz.”

“EŞİTSİZLİKLERE KARŞI ÇÖZÜM PARMAKLARINIZIN UCUNDA”

“Dünyada artan ve kaygı veren eşitsizliklere karşı çözüm parmaklarınızın ucunda” diyen Güler Sabancı, sözlerini şöyle noktaladı:

“Tek bir tıkla verdiğimiz desteğin yerine ulaştığını görebiliyoruz. Şimdi harekete geçebiliriz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın özellikle iş dünyasının gündeminde olduğunu ve yakından takip edildiğini biliyorum. Bu hedeflere, ancak kamu, iş dünyası, sivil toplum ve akademi, hep birlikte dayanışma içinde çalışırsak ulaşabiliriz.”

Kaynak: anka