Haber: EDDA SÖNMEZ - Kamera: ADEM KARABAYIR

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kararı ile ilgili, "Erdoğan, laf ediyor, ettiği laf çerçevesinde hakimler karar veriyor. Dünya bunu Hitler döneminde gördü. O zaman da hakimler, ‘Führer hangi kararı versem sevinir’ mantığı ile karar veriyorlardı. Şimdi Türkiye’de tümünü itham edersek olmaz ama yargının büyük çoğunluğu, ‘nasıl karar verirsem Erdoğan’ı hoş tutarım’ mantığı, biat ve itaat kültürü içinde karar veriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil" açıklamasını yaptı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararının ardından, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na gitti. Kılıçdaroğlu, yola çıkmadan önce tüm partili milletvekillerine, "Derhal İstanbul il başkanlığı binamıza doğru yola çıkın" çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda, parti yöneticileri ve milletvekilleri ile toplantı yaptıktan sonra, il başkanlığı önünde toplanan yurttaşlara seslendi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Yargıtay'ın kararını CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Altay'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:  

"TALİMAT İLE ALINMIŞ BİR KARAR İLAN EDİLDİ: Bu karar doğrusunu isterseniz bizi çok şaşırtmadı. Biliyorsunuz, 25 Nisan’da da Osman Kavala davasında benzer mahiyette, talimat ile alınmış bir karar ilan edildi. Onu o zaman da söylemiştim. Bu bir mahkeme kararı değil, bir talimatın ilanıdır diye.

ERDOĞAN, ARTIK YARGIYI BİR SİLAH GİBİ KULLANACAK: 26 Nisan’da sayın Genel Başkanımız, grup genel kurulunda 12 dakikalık bir konuşma yaptı. Aslında o konuşmada demokrasi karşıtları ile demokrasi yanlıları arasındaki mücadelenin bundan sonraki dönemde çok daha sert geçeceğinin ipuçları vardı. İpuçları, 25 Nisan’da 13. Ağır Ceza’da alınan, okunan karar çerçevesinde vardı. O zaman da söyledik, Erdoğan, muhalefeti susturmak, sindirmek, yıldırmak konusunda yeni bir moda geçti. Artık yargıyı bir silah gibi kullanacak. Eskiden dipçik kullandı muhalefet karşı; biber gazı, cop, panzer, plastik mermi kullandı. Muhalefet susmadı. Şimdiki yeni silahı görünüyor ki mahkeme, yargı. Yargı üzerinden muhalefeti sindirmek, susturmak konusunda yeni bir stratejisi var.

MUHALEFET, TALİMAT İLE VERİLEN MAHKEME KARARLARINA BOYUN EĞMEYECEKTİR: Dünya âlem bilsin ki Erdoğan’ın panzeri, plastik mermisi, biber gazına yenilmeyen muhalefet, talimat ile verilen mahkeme kararlarına boyun eğmeyecektir. Karar gayr-ı hukukidir. Bir yerde adliyenin olması, orada adaletin olduğu anlamına gelmez. Mahkeme kararlarının meşruiyeti kamu vicdanındaki karşılığı kadardır. Bugün İstanbul İl Başkanlığımızın önünde toplanan insanlar bu kararı gayr-ı meşru görmektedir. Türkiye’nin kahir ekseriyette bu kararı gayr-ı meşru görmektedir.

O ZAMAN DA HAKİMLER ‘FÜHRER HANGİ KARARI VERSEM SEVİNİR’ MANTIĞI İLE KARAR VERİYORLARDI: Ben Erdoğan’ın demokrasi yanlılarına karşı bu zulmüne alışığım, yadırgamıyorum ama bu tek adamın talimatı ile böyle hukuk dışı kararlar veren hakimlere üzülüyorum. Onlara acıyorum, onlar hâkim değil. Böyle bir şey olabilir mi? Erdoğan, laf ediyor, ettiği laf çerçevesinde hakimler karar veriyor. Dünya bunu, Hitler döneminde gördü. O zaman da hakimler, ‘Führer hangi kararı versem sevinir’ mantığı ile karar veriyorlardı. Şimdi Türkiye’de tümünü itham edersek olmaz ama yargının büyük çoğunluğu; ‘nasıl karar verirsem Erdoğan’ı hoş ederim, hoş tutarım mantığı, biat ve itaat kültürü içinde karar veriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.

KARARDIR, YASALDIR BELKİ AMA MEŞRU DEĞİLDİR: Herkes bilsin ki CHP’nin Genel Başkanı’ndan en yalın üyesine kadar hiçbirimizin mücadele azmi kırılmayacak. Tam tersine yüksek refleksimiz daha da yükselerek devam edecektir. Bu mahkeme kararının meşruiyeti yoktur. Karardır, yasaldır, meridir belki; ama meşru değildir. Sayın Kaftancıoğlu da hukuk yollarını kullanacak şüphesiz. Yargıtay nezdinde bir üst kurula itirazı olacak, Anayasa Mahkemesi olacak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olacak.

ERDOĞAN, ARTIK İŞİN TADINI DA KAÇIRMIŞ BİR HAL İÇİNDE: Üzüldüğüm konu bir de şu; Erdoğan’ın bize saldırması değil. Ama dünya Türkiye’ye bakıyor ve Türkiye’yi artık bir diktatör yönetiyor algısı dünyanın bütün ülkelerinde yerleşiyor. Bu aziz milletin bir bireyi olarak beni üzüyor, incitiyor. Türkiye bunu hak etmiyor, 85 milyon bunu hak etmiyor. Türkiye’yi bırak içeride didişelim, kavga edelim ama; dünyaya daha fazla rezil eden bir Erdoğan, artık işin tadını da kaçırmış bir hal içindedir. Bu, ‘korkunun ecele faydası yok’ özdeyişini de bize yeniden güncelledi.

SENİN O İKTİDARDA KALMAM İÇİN O 30 MİLYONU CEZAEVİNE ATMAN LAZIM: Erdoğan, korkuyor, çok korkuyor. Postu kaptırmaktan korkuyor. Postu kaptırdıktan sonra, hesap vermekten korkuyor. Ama şunu bilmesini isterim, hiç korkunun ecele faydası yok. Bu ülke iki kutba bölündü artık. Tek adamdan yana olanlar, demokrasiden yana olanlar. Dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’mizde de demokrasiden, insan haklarından yana olanlar şüphesiz galip gelecekler. Sayın Genel Başkanımız bugün İstanbul İl binamızın önünde Erdoğan’a birkaç sıfat yakıştırdı. Bence az bile söyledi. Erdoğan’a yakıştırılacak çok sıfat var artık. Şunu tekrar söyleyeyim, Erdoğan bu yolla iktidarda kalacağını düşünüyor ise buradan ona bir çağrı yapıyorum; Erdoğan, 30 milyonu içine alacak bir hapishane inşa et. Senin o iktidarda kalmam için o 30 milyonu cezaevine atman lazım."

 

 

Kaynak: anka