Dünya Turizm Forumu Bodrum Zirvesi'nde Covid-19 pandemisi sürecinin turizme etkileri, sektördeki yerel ve küresel gelişmeler konuşuldu. Toplantıya video konferans yoluyla katılan Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, turizm sektörün çıkışının aşının yaygınlaşmasından geçtiğini dile getirerek "Üzerinde durmamız gereken öncelikli konu, insanların test durumunu veya aşı durumunu gösteren bir seyahat kartıdır. Aşıların dünyanın en fakir bölgelerine dağıtılmasını sağlamak dünyanın daha zengin ülkelerinin görevi olmalıdır" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bodrum Belediyesi ev sahipliğinde, Covid-19'un turizme etkilerini, sektördeki yerel ve küresel gelişmeleri ve Bodrum'un turizmdeki hedeflerini ele almak amacıyla düzenlenen Dünya Turizm Forumu Bodrum Zirvesi hafta sonunda yapıldı. 

Göltürkbükü'nde hibrit olarak düzenlenen zirveye, küresel siyasetin ve turizmin önde gelen isimleri, sektörün son durumunu konuşmak için fiziksel ve çevrimiçi olarak katıldı.

Toplantıya video konferans yoluyla katılan Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, turizmin çıkışı olarak aşının yaygınlaşmasını gösterdi. Turizmi, Covid sürecinden en çok etkilenen sektör olarak tanımlayan Blair, üzerinde durulması gereken öncelikli konunun seyahatleri güvenli hale getirmek için aşı kartı uygulaması olduğunu söyledi. Blair, aşıların dağıtımı konusunda da adil olunması gerektiğini belirterek, "Aşıların dünyanın en fakir bölgelerine dağıtılmasını sağlamak dünyanın daha zengin ülkelerinin görevi olmalıdır" dedi.

Tony Blair, şunları söyledi:

"ÖNCELİKLİ KONU AŞI KARTI"

"Turizm sektörünün de en önemli çıkış yolu Türkiye’nin de yoğun bir şekilde üzerinde durduğu aşı çalışmalarının küresel ölçekte artması. Tüm bu trajik can kayıplarıyla birlikte, dünya çapında ticarette ve özellikle turizmde büyük kayıplar oldu. Bu nedenle, neler yapabileceğimize ve yapmamız gerektiğine bakmanın tam zamanıdır. Turizm endüstrisinde çalışanların, turizm sevenlerinin şartları iyileştirmek için ve umutsuzca desteğe ihtiyaç duyan ülkelerin ekonomilerini canlandırmak için çalışmalıyız. Üzerinde durmamız gereken öncelikli konu, insanların dünyanın herhangi bir yerinde test durumunu veya aşı durumunu gösteren bir seyahat kartı konusunda bazı ortak kurallar üzerinde anlaşmaya başladığımızdan emin olmaktır. Farklı sistemlere sahip bir sürü farklı ülke, farklı sistemler kullanan farklı kıtalar ile karşı karşıya kalırsak, bu güveni sisteme geri kazandırmak çok daha zor olacak, fakat buna son verirsek, insanların tekrar güvenle seyahat etmelerini sağlayabiliriz. İkinci olarak, aşılı ve aşısız arasında bir ayrım olması gerekmektedir. Aşıların dünyanın en fakir bölgelerine dağıtılmasını sağlamak dünyanın daha zengin ülkelerinin görevi olmalıdır. Ama yine de gerçekçi olmalıyız. Turizmin yeniden başlamasını istiyorsak, özellikle turizm çalışanlarına yapılan aşıları doğrulayabileceğimiz bir sisteme ihtiyacımız var ve bunun turizm sektöründe açıkça bir fark oluşturacağını insanlara gösterebilmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, aşı olan insanlarda seyahat noktasında bir isteksizlik oluşacaktır. Çünkü gittikleri yerlerde aşı olamayan insanlarla temas etmek istemeyeceklerdir.

"AŞI DAĞITIMINDA ADALET SAĞLANMALI"

Gerçekten de bu aşıları dünyanın daha zengin bölgelerinden daha fakir bölgelerine ulaştırdığımızdan emin olmalıyız. Anladığım kadarıyla zengin ülkeler, önce kendi nüfuslarını aşılamak istemektedirler. Ancak eğer G7, G20 ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütler aşı dağıtımında adaletin sağlanmasını öncelik olarak görürlerse en azından imkanları kısıtlı insanları, ana şehir merkezlerini ve tüm dünyadaki ön saflardaki sağlık çalışanlarını 2021’de aşılayabilir ve 2022’nin sonuna kadar küresel nüfusun aşılarını tamamlayabiliriz.” 

"TURİZM 2030 YILINA KADAR DÜNYA PAZARININ YÜZDE 41,1’İNİ OLUŞTURACAK"

Forumda konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı David Sassoli turizm sektörünün AB için önemine "Covid krizinin ekonomilerimiz üzerinde yaşam tarzlarımız üzerinde feci yansımaları oldu ve olmaya devam ediyor. Turizm en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Turizm AB’nin önemli gelir kapılarından biridir. Turizm 2019’da Avrupa’daki toplam istihdamın yüzde 11,2’si, AB GSYİH’sının yüzde 9,5’ine katkıda bulundu. Dünya Turizm Örgütü'ne göre, Turizm 2030 yılına kadar dünya pazarının yüzde 41,1’ini oluşturacak. Pandemi süresince turizm sektöründeki kamu ve özel sektör aktörlerine sunulan hizmetleri yeniden gözden geçirmek, yeniden keşfetmek ve tüketici ihtiyaçlarını karşılamanın yeni yollarını bulmak zorunda kaldı" sözleri ile dikkat çekti.

Turizmin birçok yan sektörden beslenen bir organizasyon olduğunu belirten Sassoli, “Turizmi çok sektörlü bir bakış açısıyla düşünmemiz, onu yeni kültür, yeni ilgi alanları yaratan ve dolayısıyla talebi canlandıran bir sektör haline getirmemiz gerekiyor. Bunu da yeni teknolojilerin, dijitalleşmenin desteklenmesi sayesinde yapabiliriz. Tüm bunlar turizm ve seyahat sektörünün çekiciliğini artırmaya yardımcı olur” dedi.

"DİJİTAL COVID SERTİFİKASI TÜM AB'DE GEÇERLİ OLACAK"

Avrupa Komisyonu Ulaştırma Daire Başkanı Henrik Hololei ise 1 Temmuz'da yürürlüğe girecek AB Dijital Covid Sertifikası'nın önemine değinerek, bunun turizm sektörünün geri dönüşü için hayati önemde olduğunu söyledi. Bu sayede uluslararası seyahatin güvenli hale geleceğini belirten Hololei, "Aşılar sayesinde sürü bağışıklığına yaklaşmak üzereyiz. Hareketliliğe dönmek biraz zaman alacak. Sertifika bütün AB ülkelerinde geçerli olacak. Testi negatif, antikoru olan insanları ek kısıtlamalara mecbur tutamazsınız. Üye ülkeler durumun kötüye gittiğini düşündüklerinde kendi ek tedbirlerini alabilecekler. Kişisel veriler de güvenli bir şekilde korunacak" diye konuştu.

 

Kaynak: anka