Life School projesinin tanıtımı Life School Bilim Kurulu üyeleri tarafından yapıldı. Pandemi döneminin getirdiği koşullar sonucunda eğitimin iyileştirilmesi için alternatif sunan bir dijital okul platformu olan “Life School” projesi için Doç. Dr. Mustafa Sever; "Amaç burada, üretime dönük bir öğrenme ortamı sağlamak. Bunu, üç ayaklı sağlam bir tabure üzerine oturarak yapıyoruz. Bilmek, olmak ve yapmak" dedi.

12-17 yaş arası öğrencileri pandemi sonrası kurulan yeni dünyayı tanımak, anlamak ve geleceğe hazırlamak amacıyla; sanat, spor, kültür, ekonomi, iş dünyası, medya, teknoloji, ekoloji gibi disiplinleri farkındalık çatısı altında buluşturan Life School projesi 15 Kasım'da başlatılacak.

Pandemi ile birlikte insanlığın farklı bir faza geçtiğini söyleyen, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun, “Life School” projesini, "Bir uyumlanma çabası" olarak tanımladı.

Tanıtım organizasyonuna; Prof. Dr. Abdülrezak Altun, Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, Doç. Dr. Evren Şumuer, Prof. Dr. Fatma Bıkmaz, Prof. Dr. Gürcan Gürgen, Doç. Dr. Mustafa Sever, Prof. Dr. Müge Artar, Prof Dr. Nihal Kuyumcu, Prof. Dr. Soner Yıldırım ve Doç. Dr. Tarkan Gürbüz'den oluşan Bilim Kurulu üyeleri katıldı.

Bilim Kurulu üyeleri, “Life School” projesini kendi uzmanlık alanları doğrultusunda şöyle tanıttı:

"KENDİ ÜRETİMLERİNİ GÖSTEREBİLECEKLERİ BİR PLATFORM YARATABİLMEK"

Prof. Dr. Soner Yıldırım: “Life School; ortaokul ve lise öğrencilerini hedefleyen, onları okuldaki akademik konuların dışında, aslında onları bekleyen gelecek ve şu anda yaşadıkları gerçekle yüzleşmelerini sağlayacak, birçok alanda onlara farkındalık yaratacak ama aynı zamanda onların bu alanlardaki farkındalıklarını ürüne çevirebildikleri, portfolyoya çevirebildikleri ve üniversite kapısına geldiklerinde kendi niteliklerini, kendi üretimlerini gösterebilecekleri bir platform yaratabilmektir.

Peki diğer platformlara göre fark ne olacak? Eğitime nasıl baktığınız aslında bu farkı yaratıyor. Biz eğitime şöyle bakıyoruz: Çocukların önüne dijital içerikler koyduğumuzda ya da çocuklar bir saatlik video seyrettiğinde bu konuyu öğrenecek diye bir hipotezimiz yok. Bu ürün ya da bu hizmet böyle bir mantığın üzerine kurulmuyor. Bu ürün tamamen şu anda ergenlik dönemindeki ortaokul lise öğrencilerinin kendi gelişim özellikleri ve kendi sosyal alışkanlıklarıyla, öğrenme alışkanlıklarıyla paralel bütünleşen ve destekleyen bir eğitim anlayışıyla olacak.”

Prof. Dr. Fatma Bıkmaz: “Life School okulun bir alternatifi değil, bir tamamlayıcısı gibi. Aslında hayata geçirilemeyen kısımları, buralardaki platformlarda hayata geçirmeyi düşünüyoruz. İçinde her akademi, kendine özgü özellikler taşıyor. Didaktik bir anlatım ya da videoların konulduğu değil, atölyenin ya da akademinin özelliğine göre farklılaşan, öğrencileri bazı sürpriz yaşantılara ulaştıracak bir platform da sunuyor aynı zamanda.”

"BU AKADEMİ İÇERİSİNDE SANAT, ESTETİK KONULAR ÖNCELENECEKTİR"

Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan: “Yaşam becerileri, bizim eskiden beri kullandığımız bir kavram olabilir ama günümüzde artık yaşam becerileri farklılaşmış durumda. Hangi yaşam becerisini kazandırmaya çalışırsak çalışalım estetik duyarlılığa ve sanata ihtiyacımız var. Bu akademi içerisinde sanat, estetik konular öncelenecektir. Bu konuda hemen hemen bütün akademilerde estetik duyarlılığın geliştirilmesi, özellikle sanat alanının yer alması ön plana çıkartılacaktır.”

"LİFE SCHOOL, DEĞİŞEN ÇALIŞMA HAYATINA ÖĞRENCİLERİN UYUM SAĞLAMASI İÇİN BİR ADIM OLACAK"

Doç. Dr. Evren Şumuer: “Hem pandemi dönemi, hem de pandemi sonrasında çalışma hayatında büyük değişiklikler olacak. Bunu aslında daha önceki ekonomik krizlerden biliyoruz. Ekonomik refahın azalmasıyla beraber işsizlik arttı, birçok iş yeri kapandı, buna paralel olarak da gençler iş bulmakta zorlandı. Covid-19 döneminde de benzer bir tahmin yapılıyor. Covid-19 dönemine baktığımızda biz karamsar bir tablo çizmek istemiyoruz ama gerçekten gençlerimiz için çalışma hayatı bakımından çok da parlak bir dönem beklenmiyor. Birçok şirketin çalışma stratejilerinde değişiklikler oldu. Esnek çalışma kültürü devreye girdi, çalışanların dijital teknolojilerle tanışması ve bu konudaki bilgi ve becerilerini artırmasına neden oldu, bütün iş süreçleri dijital boyuta taşındı; fiziksel toplantılar, iş seyahatleri çevrimiçi ortamlara taşındı. Bulut özellikli paylaşım imkanlarının kullanılması büyük ihtimalle pandemi sonrasında da devam edecek. Raporlar, yöneticilerin pandemi sonrasında teknolojinin neler yapabileceğine daha çok güvendiklerini gösteriyor. Bu teknolojilere uyum sağlayacak bir çalışma hayatına, dolayısıyla iş gücüne ihtiyacımız var. Life School bu değişen çalışma hayatına öğrencilerin uyum sağlaması ve farkındalığı artırmada onlar için bir adım olacak.

Prof. Dr. Nihal Kuyumcu: “Benim alanım tiyatro. Bu program içinde de iki farklı yaklaşımla; kendilerini ifade etme, diksiyon gibi alanlarda geliştirmelerinin yanı sıra hedefledikleri süslü, pırıltılı medya dünyası içinde neler oluyor, nasıl bir dünya onları bekliyor; böyle bir ortamda yer almak durumunda kaldıklarında nelerle karşılaşacaklar ya da orada yapmak istedikleri şeyi en iyi nasıl gerçekleştirirler bunlarla yer almaya çalışacağız.”

"LİFE SCHOOL'U BİR UYUMLANMA ÇABASI OLARAK TARİF EDİYORUM"

Prof. Dr. Abdülrezak Altun: “İletişim boyutuyla ilgili birtakım hususları vurgulamak isterim. Bütün insani faaliyetlerin temelinde iletişim olduğunu ifade etmek gerekiyor. Bugün geldiğimiz, pandeminin belirlediği koşullar ve önümüzdeki yıllarda benzer problemlerin yaşanacağına dair endişeler, insanlığın farklı bir faza geçtiğini gösteriyor. Geliştirilmiş bu uyumlanma becerisini bugünlerde yeni bir sınama aşamasına geldiğimizi söylemek mümkün. Hepimiz uzaktan eğitim yapmaya çalıştık, teknolojiyi eğitim için kullanmaya çalıştık. Ama biraz el yordamıyla bu işi yaptığımızı düşünüyoruz. Bu Life School projesi bunu özellikteki eğitim materyalleri ve yaklaşımıyla bir başka faza taşımayı hedefliyor. O yüzden ben Life School’u bir uyumlanma çabası olarak tarif etmeyi tercih ediyorum.”

Doç Dr. Tarkan Gürbüz: “İş dünyasında rekabetin tanımı değişiyor. Dolayısıyla iş dünyasında yer alabilmek, orada var olabilmek gittikçe güçleşiyor. Bu kapsamda öğrencilerimizin, öğrenmeyi öğrenmiş olmaları yeterli değil. Öğrenme aşığı olmaları gerekiyor. Bu amaçla bilim kurulu çalışmalarını bir araya getiriyor.”

"BİLMEK, OLMAK VE YAPMAK"

Doç. Dr. Mustafa Sever: “Biz üç eksen üzerine oturtuyoruz projeyi: Bilmek, olmak ve yapmak. Olmak meselesi, yetkinlik ve yeterliliklerin bir araya getirdiği ve bireylerde oluşturduğu bir repertuar olarak düşünebiliyoruz. Biz çocuk ve gençlerimizi geleceğin vatandaşları olarak görmüyoruz. Çocuk ve gençlere ‘Siz bizim geleceğimizsiniz’ demek onlara petrol rezervi muamelesi yapmak demektir. Biz onları kendi gelecekleri, nasıl kuracakları konusunda yardımcı oluyoruz. Yaptığımız işin böyle bir özgürlük alanı sağladığını düşünüyoruz. Amaç burada, üretime dönük bir öğrenme ortamı sağlamak. Bunu, üç ayaklı sağlam bir tabure üzerine oturarak yapıyoruz. Bilmek, olmak ve yapmak. Üretime dönük öğrenmenin anlamı şu: Her bir modülün ya da derslerin sonunda öğrencilerden bir şey üretmelerini isteyeceğiz. Daha sonra biz bunları portfolyolara dönüştüreceğiz.”

 

Kaynak: anka