Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakim ve savcı kura töreninde, “Sadece modern ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği gerçektir” dedi. Erdoğan, hakim ve savcılara “Adaleti sağlamanın ölçüsü sosyal medyada atıp tutan gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır. Vicdanınız ile kararlarınız arasına hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin” diye tavsiyede bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen 4. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni'nde konuştu. 1008 adli yargı hakimi ve cumhuriyet savcısı ile 7 idari yargı hakimi ataması yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“HAKİM-SAVCI SAYISI 22 BİN 859’A YÜKSELECEK: Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren kadın hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyor, başarılarının artarak devam etmesini diliyorum. Ülkemiz genelinde toplam 21 bin 844 hakim ve savcı görev yapmaktadır. Bugünkü kura töreniyle sayıyı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız…6 sene önce teröristler tarafından makamında kalleşçe şehit edilen Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi için çalışan yargı mensuplarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

ADALET SOSYAL BARIŞIN, BÜYÜMENİN DE LOKOMOTİFİDİR: Son 19 yılda, adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık. İktidara geldiğimizde 9 bin 346 olan hakim, savcı sayısını 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafiflettik. Aynı şekilde mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 çoğaltarak yargı sürecini kolaylaştırdık, hızlandırdık. İnfaz kurumu memurlarının yıpranma payından, mübaşirlerimizin genel hizmete alınmasına, hakim ve savcılarımızın özlük haklarından, çalışma şartlarına kadar her alanda iyileştirmelere gittik. Yargı mensuplarımızın işlerini huzur ve güven içinde yapması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Adalet mülkün temeli olduğu kadar sosyal barışın, refahın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir.

GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR: İnsan hak ve özgürlüklerinin koruma altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete güvenin zedelendiği toplumda siyasi iradenin ekonomik kalkınma yönünde yapacağı hamleler de eksik kalmaya mahkumdur. Suriye başta olmak üzere yakın coğrafyamızda yaşanan müessif hadiseler adaleti, temel hak ve özgürlükleri, hukuku ve insani değerleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı şekilde gösterdi. Adalet terazisinin doğru tartması kadar, adaletin gecikmemesi de önemlidir. Hep söylediğimiz gibi geciken adalet adalet değildir. Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz.

ADALET HİZMETİ VERİLEN KAPALI ALAN M2’Sİ ARTTI: Adalet kurumlarının modern mekanlara kavuşturulmasına önem veriyoruz. Türk adaletine, hakim ve savcılarımıza, avukatlarımıza, o kurumlarda çalışan insanlarımıza yakışır adalet sarayları inşa ediyoruz. 2002 yılından bu yana inşa ettiğimiz modern 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin altyapı eksiklerini giderdik. Adalet hizmeti veren kapalı alan miktarı 2002 yılında yalnızca 569 bin metrekareyken, bugün bu rakamı 5 milyon 609 bin metrekareye çıkardık. Hakim ve savcılarımızı merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtma gibi utanç sahnelerinden kurtararak, adalet hizmetlerinin mehabetine uygun alanlarda yürütülmesini sağladık. Son olarak adli yıl açılış programında 10 bloktan oluşan, 422 bin metrekare kapalı alana sahip yeni Yargıtay binamızı törenle hizmete aldık. Böylece Ankara’da 6 ayrı binaya bölünmüş olan Yargıtay’ı tek çatı altında toplayarak, kurumun işleyişindeki vakit kaybının önüne geçtik.

YENİ ADLİYE BİNASI YAPILACAK: Başkentimize de şanıyla, ismiyle, tarihiyle mütenasip modern bir adliye binası kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak bu binanın hazırlıkları Adalet Bakanlığımız ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz.

SİYASİ GÖRÜŞE GÖRE HAKİM, SAVCI ALAN BAKANLAR: Sadece modern ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği gerçektir. Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel şart, güçlü, tarafsız, bağımsız ve uluslararası normları özümsemiş bir hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin en önemli açmazı, neredeyse her 10 yılda bir anti demokratik bir müdahaleye maruz kalmış olmasıdır. Aynı şekilde yargı camiamız uzun yıllar boyunca ya vesayetçilerin ya da halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Öyle ki bu ülke belli siyasi görüşe ve meşrebe mensup hakim ve savcı almakla övünen adalet bakanları görmüştür. Güya adaleti tesis etmek adına bir sağdan, bir soldan gençlerin dar ağacına gönderildiği günler, dönemler yaşadık.

SÖZDE YARGI MENSUPLARI: Uyduruk davalarla başbakan ve bakanların yargılandığı, asıldığı, şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler karşısında selam duran, ayakta alkışlayan vesayetçilerin önüne cübbesini seren sözde yargı mensupları gördük. Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarını temizlerken, diğer taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyete karşı da amansız mücadele yürüttük. Haksız ithamlar ve eleştirilere rağmen 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hakim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE HAK ARAMA YOLU: Yargı Reformu Strateji belgesinde stratejimizi güvenilir ve erişilebilir bir adalet sistemi olarak belirledik. İnsan Hakları Eylem Planı’nda da özgür birey, güçlü toplum perspektifimizi ortaya koyduk. Sahadan gelen taleplerle vatandaşımızın ihtiyacı doğrultusunda yargı paketlerimizi hızla hayata geçirdik… Özellikle ifade özgürlüğünü ilgilendiren konularda hak arama yollarını genişlettik. Seri muhakeme ve basit yargılama gibi zahmetsiz ve adil şekilde çözen sistemleri hukuk sistemimize kazandırdık…

ZORLAŞTIRICI DEĞİL KOLAYLAŞTIRICI HUKUK: Geçtiğimiz adli yılın sonunda kanunlaşan dördüncü yargı paketiyle mağdur odaklı adalet anlayışımızı ortaya koyan yeniliklere imza attık. İnsanımızın masumiyet karinesini ve lekelenmeme hakkını güçlendiren adli araçları sisteme kazandırdık. Yine bu paketle vatandaşlarımızın idari makamlara yaptıkları başvurulara idarenin cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik. Değerli kardeşlerim hukukun, insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı rol üstlenmesini istiyoruz.

YENİLİKLERİ DUYURDU: Yargıya ve kararlarına güveni en üst düzeye çıkarmak önümüzdeki dönemde de hedefimiz olacaktır. Meclisimize sunacağımız yeni yargı paketleriyle ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamayı esas alacağız. Bu adli yılda mağdur odaklı çalışmaları hayata geçirmeyi planlıyoruz. İcra konularını, aile hukuku alanında çocukla kişisel ilişki kurulmasından tamamen çıkaracağız. Bunun yerine mağdur hizmetleri mekanizmasını tesis ederek çocuğun üstün yararını hakim kılacağız. Vatandaşımızın kamu hukuku ile olan ilişkisinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak, yeni adımlar atacağız.  İdari sulh usulü sistemi rahatlatacak yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, başvurular, dosyalar arasında vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz, külfeti azaltan, zahmeti kaldıran, iş yükünü düşüren alternatif çözüm yolunu hukuk sistemine kazandırmayı hedefliyoruz.

HAKİM, SAVCI YARDIMCILIĞI: Bugün bir hakime düşen yıllık dosya sayısı adli yargıda 709, idari yargıda 408’dir. İş yükünde son 10 yılda yüzde 38’lik düşüş sağlandığını görüyoruz. Bu oranı daha da aşağılara çekecek alternatifler geliştiriyoruz. Bir başka yeniliğimizde bu salonu dolduran genç arkadaşlarımızı ilgilendiren hakim ve savcı yardımcılığı müessesidir. Bu kurumu da yeni adli yılda milletimizin hizmetine sunacağız. Böylece yargı mensubunun mesleğe daha tecrübeli, bilgili ve tam anlamıyla hazır başlamasını amaçlıyoruz. Aynı şekilde coğrafi teminat, tayin, terfi, atama usulleri gibi konuları da hakimlik teminatını güçlendiren anlayışla ele alacağız…

SOSYAL MEDYA VE MAŞERİ VİCDAN: Adil olmak ve adil görmek sorumluluğunuza gölge düşürmeyen hatalar mesleki tecrübenize yeni bakış açısı kazandırmak için fırsat olarak görülebilir. Hukuki ve beşeri hataların geri dönüşü mümkündür. Fakat adalet hatasının telafisi yoktur. Hayatın her alanındaki tavrınızı, duruşunuzu bu çerçevede belirlemelisiniz. Önünüze gelecek her dosyada en az bir insanın hikayesi, en az bir insanın istikbali ve kaderi olduğunu asla unutmayın. Vazifenizi icra ederken hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karinesine lütfen leke sürdürmeyin. İnancı, konumu, kökeni, kimliği ne olursa olsun tek bir vatandaşımızın dahi hakkının yenilmesine rıza göstermeyin. Adaleti sağlamanın ölçüsü sosyal medyada atıp tutan gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil kanundur, nizamdır, maşeri vicdandır. Vicdanınız ile kararlarınız arasına hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin.”

 

Kaynak: anka