Kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini Ankara’da protesto etti. ANKA’ya konuşan inşaat mühendisi genç bir kadın, “Karartılan bir gelecek tablosu var benim için, yeni mezun biriyim. Hem iş alanında hem de kadın olmamdan kaynaklı, gördüğümüz haberler bu tabloyu yaratıyor. Ama bu ortamda kadınların her yerden mücadelesi umut olan tek şey. Hükümetin vaat ettiği bir umut ve gelecek değil” dedi.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin kararın, 1 Temmuz itibarıyla yürütülmesi pek çok kentte olduğu gibi Ankara’da protesto edildi.

Kadın örgütlerinin çağrısı ile Sakarya Caddesi’nde yapılan eylemde, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Hayatı durduruyoruz” pankartı ve öldürülen kadınların fotoğrafları taşındı. Eylemde yapılan ortak açıklama şöyle:

“AKP iktidarı kendisine karşı çıkan herkesi terörize ediyor, eşit ve özgür bir yaşam için mücadele eden tüm kesimleri kriminalize etmeye çalışıyor. Yalnızca 2 hafta önce HDP binasına gerçekleştirilen saldırıda kaybettiğimiz Deniz Poyraz, kişisel nedenlerle değil AKP'nin her geçen gün artan kriminalize edici politikalarından alınan cesaretle katledildi. Kadın mücadelesinden tanıdığımız Deniz Poyraz isyanımızdır.

Denizli'de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için gözaltına alınan 3 İranlı mülteci de sınır dışı edilmek istendi. Kadın mücadelesinin baskısıyla sınır dışı edilmeleri engellendi ancak 3 göçmen kadın arkadaşımız başka şehirlere sürgün edilerek cezalandırıldı.

Kadınlar pandemi süreci de fırsat bilinerek ev içine hapsedildi, ev içi emekleri katmerlendi, kadın yoksulluğu katlandı ve kadına yönelik ev içi şiddet arttı. Yaşadığımız her türlü şiddete ve baskıya karşı sokaklara çıktığımızda ise karşımızda polis şiddetini görüyorduk. Ankara emniyeti her geçen gün biz kadınlara yönelik fiziksel şiddetini arttırıyor. Bizler anayasal hakkımızı kullanıyoruz, onlar suç işliyor. Ankara Emniyeti, Ankara sokaklarında sistematik ve yapısal bir biçimde suç işliyor.

“BEDEL ÖDERİZ, YAŞAM HAKKIMIZI SAVUNUYORUZ

Yaşam haklarımız için nasıl bedeller verdiysek, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanması için nasıl bedeller verdiysek, sözleşmenin uygulanması için nasıl bedeller verdiysek, sözleşmenin yürürlükte kalması içinde bedeller ödemeye hazırız. Bizler en meşru hakkımız olan yaşam hakkımızı savunuyoruz.”

“BU ÜLKEDEN ÇOK ŞEY BEKLEMİYORUM”

Eylemde ANKA Haber Ajansı’na konuşan genç kadınlar geleceklerinden kaygı duyduklarını dile getirdi. Geleceğe bakamadığını söyleyen genç kadın, “Açıkçası bu ülkeden hiçbir beklentim yok. Çünkü hiçbir şekilde bir güvencemiz, hakkımız yok. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi berbat bir durum. Bu ülkeden çok bir şey beklemiyorum, her anlamda. Türkiye’de Türk gençliğine ya da LGBTİ+ bireylere verilen hiçbir hak yok” dedi.

“KARARTILAN BİR GELECEK TABLOSU VAR BENİM İÇİN”

İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin hükümetin kendi “aile yapısı anlayışını” korumak için attığı bir adım olduğunu dile getiren başka bir genç kadın ise “Gençlerin hayatına müdahale de mafya sermaye ilişkisiyle açığa çıkanlar da aslında toplamda bir düzenin ürünü. Biz mücadeleden geri durmayacağız. Sadece İstanbul Sözleşmesi değil kaybettiğimiz haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Yeni mezun bir inşaat mühendisi olduğunu kaydeden genç kadın, “Karartılan bir gelecek tablosu var benim için, yeni mezun biriyim. Hem iş alanında hem de kadın olmamdan kaynaklı, gördüğümüz haberler bu tabloyu yaratıyor. Ama bu ortamda kadınların her yerden mücadelesi umut olan tek şey. Hükümetin vaat ettiği bir umut ve gelecek değil tabii ki.”

“GELECEĞİ KENDİM ALMAYA ÇALIŞIYORUM”

Kadınların ve gençlerin mücadele ederek haklarını kazanacağını söyleyen başka bir genç kadın da “Genç bir kadın olarak yapmaya çalıştığım şey, bu ülkede geleceği birilerinin vermesindense onu kendim almaya çalışmak” dedi.

 

Kaynak: anka