Uluslararası Af Örgütü, "Kendi ölümüne gidiyorsun" başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, "Suriyeli mültecilerin ülkelerine döndükten sonra, 'sadakatsizlik ve terörü desteklemekle' suçlandıkları, işkence gördükleri, cinsel saldırıya uğradıkları" belirtildi. 

Uluslararası Af Örgütü, Suriyeli göçmenlerle ilgili olarak "Kendi ölümüne gidiyorsun" başlıklı bir rapor yayımladı.

Raporda, "Suriye'ye dönen mültecilerin 'sadakatsizlik' ve 'terör' ile suçlandıkları" belirtildi ve "Lübnan ve Türkiye’nin Suriyelilere ülkelerine geri dönmeleri için gittikçe daha fazla baskı yapması, Danimarka ve İsveç'in, Şam ve çevresindeki güvenli kabul ettikleri bölgelerden gelen sığınmacıların oturma izinlerini yeniden değerlendirmesi" eleştirildi. Raporda, ülkelerine dönen Suriyelilerin maruz kaldıkları insan hakkı ihlallerinden örnekler verildi.

Raporda, "Güvenlik nedeniyle isimleri değiştirilen" mültecilerin yaşadıkları olaylara şu örnekler verildi:

"Yasin: Lübnan sınırını geçtikten hemen sonra bir kontrol noktasında gözaltına alındı ve dört ay cezaevinde tutuldu. Yasin cezaevinde yaşadıklarını 'O odada ne kadar süreyi işkence altında geçirdiğimi bilmiyorum. Bazen bir görevli bana vururken kaç kez vurduğunu sayardım. Bazen 50-60 kez olurdu ve bayılırdım. Bir seferinde 100’e ulaşmıştı' sözleriyle anlattı.

Üç buçuk ay boyunca dört farklı istihbarat şubesinde gözaltında tutulan İsmail: Kaşlarımın arasından elektrik verdiler. Tüm beynim sarsılıyordu. Ölmek istiyordum. Gündüz mü gece mi olduğunun farkında değildim. Artık sorguya gitmek için bile ayaklarımın üzerinde duramıyordum. Beni oraya götürüp geri getirmek için taşımaları gerekiyordu.

Nur: Lübnan’dan geri döndüğümde bir güvenlik görevlisi tarafından sınırda durduruldum. Bana, 'Neden Suriye’den gittin? Çünkü Beşar Esad’ı ve Suriye’yi sevmiyorsun değil mi? Sen bir teröristsin. Suriye istediğin zaman terk edip istediğin zaman geri geleceğin bir otel değil' dedi. Güvenlik görevlisi daha sonra sınır geçiş noktasında sorgu için kullanılan küçük bir odada Nur'u ve beş yaşındaki kızını cinsel saldırıya maruz bıraktı.

Yasmin: Genç yaştaki oğlu ve üç yaşındaki kızıyla birlikte Lübnan’dan geri döndü. Güvenlik güçleri onları hemen sınırda gözaltına aldı ve Yasmin’i yabancı bir ülke için casusluk yapmakla suçladı. Yasmin ve çocukları istihbarat birimine ait bir alıkoyma merkezine götürüldü ve orada 29 saat boyunca alıkonuldu. İstihbarat yetkilileri Yasmin’i cinsel saldırıya maruz bıraktı, oğlunu ise başka bir odaya götürerek orada çocuğu bir cisimle cinsel saldırıya maruz bıraktı. Yasmin’e saldıran yetkili ona şunları söyledi: Bu sana ülkene hoş geldin karşılaması. Bir daha Suriye’den çıkıp geri gelirsen daha fena karşılarız. Seni ve oğlunu aşağılamak istedik. Bu aşağılamayı ömrün boyunca unutmayacaksın."

"SURİYE'NİN GÜVENLİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN DEVLETLER GERÇEĞİ GÖZ ARDI EDİYOR"

Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Marie Forestier raporla ilgili "Şu an Suriye’nin güvenli olduğunu iddia eden tüm devletler sahadaki korkunç gerçeği kasten göz ardı ediyor" dedi ve şunları kaydetti:

"Devletler, mültecileri bir kez daha hayatları için kaygılanmak zorunda bırakıyor. Avrupa devletlerini Suriye’den gelenlere mülteci statüsü vermeye ve insanları doğrudan veya dolaylı olarak Suriye’ye geri dönmeye zorlayan her türlü uygulamayı acilen durdurmaya çağırıyoruz. Lübnan, Türkiye ve Ürdün hükümetleri, uluslararası yükümlülükleri gereğince, Suriyeli mültecileri sınır dışı veya başka bir biçimde geri göndermeye karşı korumak zorundadır.”

 

Kaynak: anka