BURHAN DEMİRCİOĞLU

Osmaniye’nin Kadirli ilçesi Yukrarıbozkuyu Köyü’nde akrabalarına ait terk edilmiş tek katlı evde 650 TL dul maaşıyla geçinen 64 yaşındaki Ümmuhanı Torun, “Beni martta bu evden çıkaracaklar. Evim yok. Belediyeye gidiyorum, kaymakamlığa gönderiyor. Kaymakamlığa varıyorum belediyeye gönderiyor. Beni böyle top pası atarlar ya, öyle ediyorlar. Ben fakirim, fakir mi öleyim?” dedi.

Osmaniye’nin Kadirli ilçesi Yukrarıbozkuyu Köyü’nde yaşayan 64 yaşındaki Ümmühanı Torun; eşinden 25 yıl önce ayrıldığını, çocukları ile de 20 yıldır görüşmediğini söyledi. 650 TL dul maaşının yanı sıra Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan 5 ayda bir defa 250 TL yardım aldığını belirten Torun, ANKA Haber Ajansı'na şunları söyledi:

“YARDIM İSTİYORUM”

“Kocamdan ayrıldım 2 çocuğum var, 20 senedir konuşmuyorum. Bir akrabamın evine sığındım. Hiçbir şeyim yok. Gelirim yok. 650 lira, bir gelirim var. 25 tane kadar kedim var. Bunlara ben gidiyorum bayat ekmek alıyorum. Tanesi 1 lira, 30 tane ekmek alıyorum. Onlara bakamıyorum ben. Onlarla beraber yiyorum ben bu ekmeği. Kedilerimle beraber yiyorum. Ben yardım istiyorum. Aha görüyorsunuz. Durduğum evi siz görüyorsunuz.

"TAVUK KIRINTISI ALIYORUM, KEDİLERLE BİRLİKTE YİYORUM"

Ben tavuk kırıntısı alıyorum. Pişiriyorum kedilerle beraber yiyorum. Ocağım yok dışarıda pişiriyorum yazın bile o sıcakta pişirdim, beraber yiyorum. Bayat ekmek yiyorum. Ondan sonra, beni martta bu evden çıkaracaklar. Evim yok. Belediyeye gidiyorum Kaymakamlığa gönderiyor. Kaymakamlığa varıyorum Belediyeye gönderiyor. Beni böyle top pası atarlar ya, öyle ediyorlar. Nereye gideceğim ben? Ağlayarak böyle gene geri evime geliyorum ben. Ne yapacağımı bilmiyorum. Aha bu evden de çıkaracaklar, ben kedilerim için yardım istiyorum. Ben zaten yok zaten yok. Benim şu kolumda yırtık var, belimde 3 tane bel fıtığı var. Şu bacağımda yırtık var. Önceden başak yapıyordum. Ben şimdi başak yapamaz oldum. Evimde ne televizyonum var, bir kötü buzdolabım var. Doktor bana diyor ki; ‘Ağır taşımayacaksın’ Ben sırtımda hep odun taşıyorum, sobam yok. Geçen sene hasta oldum. Sobam yoktu. Her yer kırık, dökük. Gelsin devlet bunu görsün benim halimi. Yardım etsinler bana. Benim kimsem yok. 650 lirayla ben ne yapayım?

“BEN FAKİRİM, FAKİR Mİ ÖLEYİM BÖYLE”

Ben fakirim, fakir mi öleyim ben? Televizyonum olsun. Elin kapısına gidemiyorum. Ben bu köyün yabancısıyım. Benim kardeşimin evi yandı. Oraya bile gidemiyorum, parasızlıktan.

“HER GÜN AĞLIYORUM”

Soruyorum ben her gün ağlıyorum. Aha yırtık ayakkabımı da göstereyim. 40 lira ayakkabıya verip de alamıyorum. Ben nereye gideyim? Devlet bilmiyorum artık yardım etsin bana. Bu evde ben ne yapacağım? Çıkaracaklar martta. Kedilerim nereye gitsin ben nereye gideyim? hadi size soruyorum. Sobam yok. Televizyonum yok. Kötü bir dolabım var. Başka hiçbir şeyim yok. Yatağım bile yok. 2 tane battaniyem vardı. El alır onu da benden. Bunlar benim hayatım işte.

“YIRTIK TERLİKLE GEZİYORUM”

Bak yırtık terlikle geziyorum ekmek mi alayım? Aç mı, öleyim. Bu terliğe mi vereyim? Ne yapayım ben? Benim borcum var. Onları ödemek zorundayım. Ekmek borçlarım var benim. Her yere, eczaneye borcum var. Ben ilacımı alamıyorum. Ben guatr hastasıyım. Doktor bana diyor, ‘sen et alacaksın, ciğer alacaksın diyor. Beslenemiyorum, ben beslenemiyorum. Görsünler benim halimi çektiğim rezilliği 20 seneden beri.”

Kaynak: anka