GÖKAY ŞİMŞEK

Gaziantep’te depremi yaşayan ve Bilecik’e gelen afetzedeler yaşadıkları anları anlattı. Cenaze için gittiği sırada depreme yakalanan Tülay Ateş, artık ambulans sesi duymak istemediğini söylerken; Hacer Ateş ise tekrar Gaziantep’e döneceklerini fakat korkularının devam ettiğini aktardı.

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde büyük yıkıma neden olan depreme Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde yakalanan bazı vatandaşlar Bilecik’e geldi.

"UNUTMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Gaziantep'e cenaze için giden ve orada depreme yakalanan Tülay Ateş şunları söyledi:

"Gaziantep’e cenaze için gitmiştik. Döneceğimiz gün depreme yakalandık, 2-3 gün oralarda çadırlarda yaşadık. Ateş yaktık, su yok, gaz yok, ısınma yok, aç susuz, ekmek yok, yiyecek yok işte öyle yaşadık birkaç gün. Ondan sonra yollar açılınca hemen biletimizi aldık Bilecik’e döndük. Geldikten sonra biraz dinlenmeye çekildik. Tabi orada üşüdük, hasta olduk. Biraz psikoloğa gittik, psikologdan destek aldık. Öyle yaşadık yani unutmaya çalışıyoruz yani ne kadar unutabilirsek. Ambulans sesi duymak istemiyorum. O ambulans sesleri beni çok rahatsız etti. Yol boyu gelirken o Nurdağı’ndan olsun, Osmaniye olsun oralardaki o bağırışlar, enkaz altındaki aramalar bayağı bir etkiledi bizi."

"NEFES ALIP VERİRKEN BİLE SANKİ SALLANDIĞINIZI HİSSEDİYORSUNUZ"

"Çok kötüydü. Hiç uyuyamıyorsun, nefes alıp verirken bile sanki sallandığınızı hissediyorsunuz" diyen ve çocukları ile Bilecik’e gelen Hacer Ateş ise şunları anlattı:

"Gaziantep’te Şahinbey ilçesinde yaşıyorum. Depreme yakalandığımız anda biz evdeydik. Apar topar çocuklarla evden çıktık. Arabaya sığınmaya çalıştık. Arabada yakıt yok, ısınamadık, arabayı çalıştıramadık. Arabalar da zaten ilerlemiyordu. Yoğun bir trafik vardı. O günü, o geceyi arabada geçirdik yakıt olmamasına rağmen soğukta. Bu süreçte tabi ki ilçedeki camiler, sosyal tesisler açıktı sığınmak için. İkinci günü oraya geçtik, yerleştik ama su yoktu, yiyecek yoktu. Ekmek alamıyorsun, fırın, market her yer kapalı. Paran ile bile ekmek alamıyorsun. Belediyeden gelen yardımlarla işte yiyecek, içecek onlardan destek aldık. Çok kötüydü. Hiç uyuyamıyorsunuz, nefes alıp verirken bile sanki sallandığınızı hissediyorsunuz zaten orası hala sallanıyormuş. İşte biz 4-5 gün o süreci orada yaşadık sonra ben bir yerlere gitme ihtiyacı hissettim. Yengem de sağ olsun buraya gelmişti. 'Gelirseniz kapımız açık' dedi, hiç düşünmedim otobüsten bilet ayarladım. Hemen çıktık yola, aktarmalı geldik. Çocuklarla beraber 3 kişi geldik. Psikologdan destek aldık iki seans. Çocuklar şu an iyiler biz de iyi olmaya çalışıyoruz. Tekrar döneceğiz ama korkularımız devam ediyor."

 

 

 

 

 

Kaynak: anka