Yeniden Refah Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Bugün Türkiye’de ekonomik krizden dolayı vatandaşın yoksulluğu, açlığı, alım gücünün düşmesi artık dayanılmaz halde. İktidar iyice köşeye sıkıştı. Algı operasyonları ile top çeviriyor. Bakınız, enflasyonda dünya şampiyonluğuna oynuyoruz. Türkiye, TÜİK’in özel olarak tıraşlanmış rakamlarına göre dahi dünya altıncısı konumundadır… Bir taraftan bankaların, faiz lobisinin, imtiyazlı holdinglerin kârı artıyor; bir taraftan çiftçi, emekli, memur, asgari ücretli perişan. Millet fakirleşiyor; faiz lobileri, imtiyazlı holdingler servetine servet katıyor” dedi.

Fatih Erbakan, partisinin dün yapılan Van il kongresinde açıklamalarda bulundu. İpekyolu ilçesindeki bir salonda yapılan kongrede konuşan Erbakan, şunları söyledi:

“Milli Görüş’ün ikinci 40 yılında biz de Erbakan Hoca’mız gibi ‘Türkiye’de aslında iki tane parti var’ diyoruz. Birincisi Yeniden Refah Partisi ve ikincisi de diğerleri partisi… Çünkü diğer partilerin birbirinden hiçbir farkı yok. Bir defa küresel sömürü düzenini rahatsız eden duruşları, sistemi değiştirmeye yönelik bir taahhütleri, bir çabaları yok.

İklim değişikliği bahanesiyle tarım ve hayvancılığımızı, yeni nesillerimizi, gıda güvenliğini tehdit etmeye kalkan küresel mihraklara, sözde sözleşmelere karşı duruş ortaya koyan yine Yeniden Refah Partisi’dir. Aynı şekilde dış güçler tarafından aile yapımızı, yuvalarımızı ve gençlerimizi zehirlemek üzere bünyemize zerk edilmeye çalışılan İstanbul Sözleşmesi'ne karşı direnen, duruş sergileyen tek parti Yeniden Refah Partisi oldu. Tek başına bu mücadeleyi verdi ve bu mücadelenin sonunda, en azından İstanbul Sözleşmesi'ndeki imzanın geri çekilmesine vesile oldu.”

“MİLLET KAYIKÇI KAVGASINDAN BIKTI, ALTERNATİF ARIYOR”

"Vatandaşımız her iki ittifaktan da yaka silkmiş durumda. Bir tarafta kasa başındakiler, diğer tarafta da masa başındakiler. Sanki birbirlerinden bir farkları varmış gibi kör dövüşü yapıyorlar ve kayıkçı kavgasını devam ettiriyorlar. Milli Görüş hiç yokmuş gibi davranıyorlar. ‘İktidarı destekliyorsan kasa başındakilere gideceksin, muhalefeti destekliyorsan masa başındakilere gideceksin.’ Vatandaşa, seçmene başka bir alternatif veya seçenek göstermiyorlar. Biz, Milli Görüş olarak ne masa başındakilerle ne de kasa başındakilerle birlikteyiz. Bu milletin önüne konulan ‘masa başındakiler ve kasa başındakiler’ oyununu biz bozacağız Allah'ın izniyle. Her iki taraftan da millete hayır gelmeyeceğini milletimize anlatacağız.

“MİLLET FAKİRLEŞİYOR; FAİZ LOBİLERİ, İMTİYAZLI HOLDİNGLER ZENGİNLEŞİYOR”

Bugün Türkiye’de ekonomik krizden dolayı vatandaşın yoksulluğu, açlığı, alım gücünün düşmesi artık dayanılmaz halde. İktidar iyice köşeye sıkıştı. Algı operasyonları ile top çeviriyor. Bakınız, enflasyonda dünya şampiyonluğuna oynuyoruz. Türkiye, TÜİK’in özel olarak tıraşlanmış rakamlarına göre dahi dünya altıncısı konumundadır. Bizim önümüzde ya açlıkla boğuşan Afrika ülkeleri ya da Suriye gibi 10 senedir savaşta olan ülkeler var. Bir de Venezuela var, dünya enflasyon şampiyonu olarak. İktidar, kendi yanlışlarını gizlemek için gerçekte yüzde 176 olan enflasyonun bahanesi olarak dünyadaki gelişmeleri gösteriyor. Ancak savaşta olan Ukrayna’da bile yıllık enflasyon sadece yüzde 21, savaşın diğer tarafı olan Rusya’da ise yüzde 15. Avrupa Birliği’nin ortalaması yüzde 10. ‘Perişan oldular’ dedikleri ABD’de enflasyon sadece yüzde 7. Bizde, TÜİK’in tıraşlanmış enflasyonu bile yüzde 79’un üzerinde. Gıda enflasyonunda yüzde 95 ile dünya dördüncüsüyüz. Artık milleti kandırmayı bırakın. Bir taraftan da vatandaş, geçinemediği için habire kredi kartlarına yükleniyor. Son bir senede vatandaşın bankalara olan borcu 327 milyar TL artmış. Borç-faiz ekonomisi tam gaz devam ediyor. Milletin, devletin ödediği faiz yükü her geçen gün artıyor. Bakın, bankalar bu senenin ilk altı ayında yüzde 400 kâr etmiş. Geçen sene 33 milyar kâr eden bankalar, bu sene 169 milyar TL kâr etmiş. Bir taraftan bankaların, faiz lobisinin, imtiyazlı holdinglerin kârı artıyor; bir taraftan çiftçi, emekli, memur, asgari ücretli perişan. Millet fakirleşiyor; faiz lobileri, imtiyazlı holdingler servetine servet katıyor.

“ŞİMDİ DE SIRA GELDİ DEVLET DEMİRYOLLARI’NI SATMAYA”

Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı diyor ki ‘Bir holding modeli yapacağız. Devlet Demiryolları çatısı altında Taşımacılık A.Ş. diye bir şirket kuracağız ve bu şirket üzerinden devlet demiryollarının işletme hakkını devredeceğiz’. Elde avuçta bir şey kalmadı. Erbakan Hoca’nın fabrika yapan fabrikalarını sattılar. Türk Telekom’u, Tüpraş’ı sattılar. Devlet arazilerini, limanları, kamu lojmanlarını sattılar, şimdi de sıra geldi Devlet Demiryolları’nı satmaya. İmtiyazlılar kaynak aktarma formülü olarak şimdi de bunu yapacaklar. Bu düzende kaynaklar faize, imtiyazlı holdinglere, israfa gidiyor. Bu düzende küçük bir azınlık hep kazanıyor, milyonlarca vatan evladı ise hep kaybediyor. Biz, Milli Görüş olarak 50 seneden beri bir tek şey için mücadele ediyoruz; paylaşımda adaleti sağlamak için.”

İŞBAŞI YAPINCA YÜZDE 150 MAAŞ ZAMMI İLE İŞE BAŞLAYACAĞI”

Yeniden Refah iktidarında üç önemli adım atacaklarını söyleyen Erbakan, “Birincisi; kamuda israfı ortadan kaldırmak. İkincisi; denk bütçeyi gerçekleştirmek ve üçüncü olarak da imtiyazlı holdinglere kaynak aktarımını durdurmak olacaktır. Böylece milyarlarca lira kaynak milletimize gidecek. Bir de üstüne, işbaşı yapınca da yüzde 150 maaş zammı ile işe başlayacağız” dedi.

Kaynak: anka