Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırklareli’nde yurttaşlara seslenirken “Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerini nasıl biz gerçekleştirdiysek bugün de milletimizin hangi meselesi varsa yine biz çözeriz. Kira meselesini de çarşı pazarda kimi ürünlerde ortaya çıkan aşırı fiyat artışlarını da hal yoluna yine biz koyarız” dedi.

Cumhur İttifakı’nı cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kırklareli’nde miting düzenledi. Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nda mitingde özetle şöyle konuştu:

“ROMAN KARDEŞLERİME AYRIMCILIK YAPMAK İSTEYENLERE DE ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

“Benim Kırklarelili kardeşlerim iradelerine böyle sahip çıktığı sürece, dergi kapaklarından millete parmak sallayanların tehditleri sökmez. Sizler kardeşliğinize işte böyle sarıldığınız müddetçe bizi kimse bölemez, ayıramaz. Biz, bu CHP’ye, PKK’ya, İP’e, bunlara ülkemizi, vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Nice badirenin, nice engelin üstesinden biz zaten böylece geldik. Bunlara fırsat vermedik. Nice saldırıyı, ihaneti işte böyle savuşturduk. İnşallah 14 Mayıs’ta da yine aynısını başaracağız.

Bizi Alevi-Sünni, Türk-Kürt-Roman diyerek ayırmak isteyenlere, bizi hayat tarzı korkuları üzerinden bölmeye çalışanlara müsaade etmeyeceğiz. Roman kardeşlerime ayrımcılık yapmak isteyenlere de asla fırsat vermeyeceğiz.

Ne diyorlar? Öcalan’ın cezaevinin kapısını kıracaklarmış. Ne diyorlar? Selo’yu cezaevinden çıkaracaklarmış. Bu Selo ne yaptı? Diyarbakır’da bizim Kürt kardeşlerimizi, 51 tane, bunlar öldürdüler. Bunun için şu anda cezaevindeler. Nerede? Edirne’de. Biraz sonra Edirne’ye gidiyorum. Oradan da sesleneceğim. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. Pazar günü sandıklara gidecek ve inşallah oyumuzu kullanacağız. Ama bundan önce hep beraber çok daha önemli bir şey yapacağız. Buraya gelmeyen eşinize, dostunuza, akrabanıza mutlaka ulaşacaksınız. ‘Size Cumhurbaşkanımızın selamı var’ diyecek, hâlini hatırını soracak, 14 Mayıs’ın önemini anlatacaksınız.

Ben, sizin malum, aynı zamanda kıdemli komşunuzum. Her seçimde olduğu gibi 14 Mayıs’ta seçimi önce milletimizin zihninde, kalbinde, gözünde kazanacağız. Gerisi zaten gelecektir.

Biliyorsunuz, Kırklareli’nin benim siyasi hayatımda farklı bir yeri var. Okuduğumuz bir şiir yüzünden haksız bir şekilde cezalandırıldığımda Kırklareli bizi Pınarhisar’da ne yaptı, misafir etti. Biz, o günleri, gazete manşetlerinden bizlere siyasi ömür biçildiği o kara günleri hiçbir zaman unutmadık. Milletimizin bize yapılan adaletsizliğe karşı gösterdiği vicdanlı duruşu hiçbir zaman unutmadık. Yüz binlerin, bizleri Pınarhisar Cezaevi’ne yolcu ederken o döktüğü gözyaşını hiçbir zaman unutmadık. Kırklareli ile birlikte tüm Türkiye’nin bize nasıl sahip çıktığını, bizlere nasıl umut bağladığını hiçbir zaman unutmadık. Pınarhisar'da haksız bir şekilde tutulduğumuz o günleri her anıyla, tefekkürle, istişareyle geçen bir okul olarak gördük. Pınarhisar’ı bir zindan olarak değil, Medrese-i Yusufiye olarak kabul ettik.

“TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞTURDUK”

Partimizin ufkunu burada çizdik. Türkiye'ye dair hayallerimizi Pınarhisar'da somutlaştırdık. Gelecek vizyonumuzu burada şekillendirdik. Rabbimizin yardımı, milletimizin desteğiyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde Anadolu ihtilalini gerçekleştirdik. Ülkemizi 21 yılda, tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk. 81 vilayetimizin her birini eserlerimizle, projelerimizle nakış nakış dokuduk. Milletimizin ayağına vurulan vesayet zincirlerini; kriz, kaos, darbe ve siyasi istikrarsızlık prangalarını tek tek parçaladık. Türkiye’yi her alanda başarıdan başarıya koşturduk.

Bunlar sadece özetin özeti olan yatırımlarımız. Elbette her insan gibi eksiklerimiz de olabilir. Bürokratik vesayetin takoz koyduğu, muhalefetin engel çıkardığı, marjinal örgütlerin sabote ettiği projelerimizi burada saymaya kalksak bitiremeyiz. Ama biz, bu takoz siyasetine ve sabotaj siyasetine teslim olmadık.

“KAÇ GÜN KALDI? 6 GÜN, 5 GÜN. ÖYLEYSE KAPI KAPI DOLAŞIYOR MUYUZ”

Pazar gününe kadar, görüyorsunuz, kaç gün kaldı? 6 gün, 5 gün. Öyleyse kapı kapı dolaşıyor muyuz? Gençler, kapı kapı dolaşıyor muyuz? Ana kademe, kapı kapı dolaşıyor muyuz? Kırklareli’nde bu defa sandıkları patlatıyor muyuz?

Çiftçiye ne dediler? ‘Bedava traktör’ dediler. Şimdi soruyorum; çiftçi kardeşlerim, size bedava traktörler geldi mi? Ne dediler? ‘Suyu, elektriği, ulaşımı ücretsiz yapacağız’. Oldu mu? İşte İstanbul yanı başımızda. Ben İstanbulluyum. İstanbul’un büyükşehir belediye başkanlığını yaptım. Ama bunlar ne suyu ucuz ne otobüsleri bedava; böyle bir şey yapmadılar. Ama biz, dönemimizde bunları yaptık. Akıllarına gelen her şeyi söylerler. Hele bay bay Kemal bu işin piridir. Yalanda onun üzerine yok. Seçim bittikten sonra ne yapıyorlar? Vaat bohçasının ağzını bağlayıp sandığa koyuyorlar. Bir dahaki seçime kadar da milletin yüzüne bile bakmazlar.

Biz ne dersek yaparız. Bizde yalan yok. Her şey doğruluk üzerine. Bir sene için de mutfak ve ısınma için kullanılacak 25 metreküplük doğal gaz bedelini faturalardan düşeceğiz.

Öyle bay bay Kemal gibi Londra'daki tefecilerden para dilenmeyeceğiz. Öyle bay bay Kemal gibi ülkemizin ekonomisini tekrar IMF komiserlerine teslim etmeyeceğiz.

“AMA SEN ZATEN SEÇİM KAZANAMAYACAKSIN Kİ”

Bay bay Kemal’in sözcüsü ve İP’in şu anda mensubu olan, Merkez Bankası’nda bir ara sözde başkanlık yapmıştı, ikisi otel lobilerinde IMF ile görüştüler. Onlarla görüşerek IMF’ye borçlanma tavsiyesi yaptılar. ‘Bizim’ dedik, ‘böyle bir düşüklüğümüz, böyle bir ihtiyacımız yok’. O gün bugün; 2013-2023, 10 sene. Biz, Allah kuruşu, IMF’den almadık. Ne oldu, Türkiye çöktü mü? Bay bay Kemal, sen Londra’daki tefecilere git; avucunu yalayacaksın, avucunu. Onlardan sana yar olmaz. Ama sen zaten seçim kazanamayacaksın ki. Sen ciddi manada zavallısın ya. Sana ne söylediler ki hemen aldandın, kalktın 3 milyar dolar Londra’daki tefecilerden para alacaksın. Bunlar; esrarkeş, eroinkeş, bundan kazanım elde eden tefeciler.

Bunca altyapıyı, üstyapıyı biz Londra tefecilerinden aldığımız parayla mı yaptık? Şurada, işte yanı başımızda Çanakkale Köprüsü’nü biz onlardan aldığımız parayla mı yaptık? Şu anda Çanakkale Köprüsü bir abide, değil mi? Nasıl yaptığımızı görüyorsunuz. Bay bay Kemal, Ziya Paşa çok güzel söylüyor, tam da senin için. ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’. Millete hizmet bir gönül ve aşk işidir, aşk. Bunun için de yürek gerekir, yürek. Bilek gerekir. Türkiye’ye sevdalanmak gerekir.

“KİRA MESELESİNİ DE ÇARŞI PAZARDA KİMİ ÜRÜNLERDE ORTAYA ÇIKAN AŞIRI FİYAT ARTIŞLARINI DA HAL YOLUNA YİNE BİZ KOYARIZ”

Sabah akşam kavga eden, tartışan, didişen, hiçbir konuda anlaşamayan bir koalisyon, gençlerimizin sorunlarını çözebilir mi? Sandık başına gidecek her vatandaşımızdan, önce tüm bu soruların cevabını aramasını istiyoruz. Bizim vaadimiz ise gayet açık. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerini nasıl biz gerçekleştirdiysek bugün de milletimizin hangi meselesi varsa yine biz çözeriz. Kira meselesini de çarşı pazarda kimi ürünlerde ortaya çıkan aşırı fiyat artışlarını da hal yoluna yine biz koyarız. Sözümüzü yerine getireceğimizin ispatı da şehirlerimize bugüne kadar kazandırdığımız hizmetlerdir. Bu kapsamda, Kırklareli’ne bugüne kadar yaklaşık ne kadar yatırım yaptık, biliyor musunuz? 30 milyar lira kamu yatırımı yaptık. Kırklareli'ne. E bay bay Kemal, senin belediye başkanın acaba Kırklareli'ne ne yaptı ya? Yaptığı bir şey var mı? Şimdi gelirken yolların hâlini gördüm. Rezalet. İstanbul’un hâli ortada, rezalet. Ankara ortada, rezalet. İzmir ortada, rezalet. Şimdi ne yapıyor? Bol bol şehirleri dolaşıyor.

TOKİ vasıtasıyla bin 386 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 846 konutun yapımına da devam ediyoruz. Şimdi de İlk Evim ile bin 148 yeni konut yapacak, İlk Arsam ile altyapısı hazır 11 bin arsa vereceğiz Kırklareli’ne.

İstanbul, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'ı birbirine hızlı tren ile bağlayacak hızlı tren projemizin yapımı etaplar hâlinde devam ediyor. Projenin tamamlanması ile Halkalı-Kapıkule arası yolcu seyahat süresi 4 saatten 1,5 saate düşecek.

“KADER PLANINDA NE VARSA HEPİMİZ İÇİN GEÇERLİ”

Bu arada, kısa bir süre önce Pehlivanköy ilçesi belediye başkanımız Hüseyin Açıkel’i kaybettik. Allah kendisine rahmet eylesin. Tüm ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun. Kader planında ne varsa hepimiz için geçerli.

Dün İstanbul’u gördünüz değil mi? Nasıldı İstanbul? 1 milyon 700 bin kişi.”

Kaynak: anka