OKTAY YILDIRIM

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından sunulan 2021 Mali Yılı Faaliyet Raporu İBB Meclisi'nde kabul edildi. İmamoğlu, rapora ilişkin görüşmeler sırasında yaşanan tartışmalar için, “Hâlâ seçimi kaybetmenin öfkesi... Olmaz ya olmaz yani. O öfke niye yansıyor bu sahnede… Trabzon'da Faros ve Sotka diye önemli iki tribün mahallesi vardı. Ben o mahallelerin çocuğuyum, tribün nedir bilirim, slogan atma nedir bilirim. Onlara cevap vermemenin bazen vermek kadar kıymetli olduğunu da bilirim. O bakımdan o tribün işleri boş. Ben onları geçeli oldu 40 sene. 10 yaşında atlattım ben o seviyeyi. Yapmayın bunu bana” dedi.

İBB Meclisi'nin Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi'nde dün yapılan nisan ayı oturumlarının son birleşiminde, Ekrem İmamoğlu'nun 2021 yılı faaliyet raporunu sunmasının ardından iftar arası verildi. Aradan sonra yeniden başlayan toplantıda konuşmalar gece 02:00’ye kadar sürdü. Ardından yapılan oylamada faaliyet raporu için 158 ret, 116 kabul oyu kullanıldı. Faaliyet raporu için kullanılan 'hayır' oyları Belediye Kanunu'nun ilgili maddesine göre dörtte üç çoğunluğu sağlamadığı için rapor hukuken onaylanmış oldu.

Ekrem İmamoğlu, oylamanın ardından yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi:

“O HİDDETE, O ŞİDDETE SES TONUNDAN DOLAYI, ALLAH SAĞLIK VERSİN DİYEYİM, İNŞALLAH SESİ KISILMAZ: Meclis üyesi arkadaşlar, faaliyet raporu öncelikle hayırlı uğurlu olsun. Meclisimizin çalışmaları açısından önemli bir toplantı, faaliyet raporu toplantısı. Tabi ramazan ayının hassasiyetiyle makul bir düzenleme çabası oluşturulmaya çalışılsa da istediğimiz ritimde oluşmadı. Biraz sahura doğru uzamış oldu. Hayırlısıyla toparlandı. Tabi önce şunu söyleyeyim. AK Parti Grup Başkanvekili, şahsıma dönük hani ‘korktu, kaçtı' vesaire gibi cümleler etti. Öncelikle ben yukarıdaydım. Olağan birtakım işlerimi yaptım. Çünkü sebebi şu: Kendilerinin alışık olmadığı, naklen yayınlanan meclis kalitemizden dolayı ben hem sayın MHP Grup Başkanvekili arkadaşımızı burada canlı dinledim, İbrahim Bey olsun, Tevfik Bey olsun, Doğan Bey'in büyük bir bölümün olsun, yukarıdan ekrandan izledim. Tabii ekrandan izlerken açık söyleyeyim, Tevfik Bey'in sesini canlı canlı da duydum yukarıdan. Yani buradan yukarıya sesi geldi. Ben hani o hiddete, o şiddete ses tonundan dolayı, Allah sağlık versin diyeyim, inşallah sesi kısılmaz. Tabii ramazan hassasiyetleri var, herkesin kendine göre zaman planlaması var ama ifade edeyim ki ben kelime kelime dinledim.

25 YILLA KIYASLANMANIN ONURUNU YAŞADIM: Ajandam vardır, not alırım dedim, not alamadım. Çünkü not alacak, ne yazık ki sağlıklı bir veriyi kendi açıklamalarından duyamadım. Aldığım not bu. O da şu: Aklıma geleni yazdım. En son özetini de buradan ifade edeyim. Öncelikle 3 yılın 25 yılla kıyaslanmasının onurunu yaşadım. Yani 3 yıllık bir çalışmamızın, -hatta 3 yıl bile değil, 3 ay eksik- 25 yılla kıyaslanmasına dönük hararetin burada konuşulmasının onurunu yaşadım. Niye? Demek ki biz, 3 yıla henüz 3 ayımız var, o da ayrı bir şey, ona rağmen bu duyguyu verebilmişsek muhalefete ne mutlu bana. Düşünsenize, 10-15 yılda nasıl bir duygu veririz? Ama olsun. 3 yılda metroyu 2 katına çıkartmamdan bahsetti cümlelerinde. Biz, bir projeksiyon sunduk mecliste.

BİZ 5 YILDA UZUN YILLARIN TEMELİNİ ATMAYA GELDİK: Daha önceki grup başkanvekili Volkan Bey de bazı kıyaslamalar yapmıştı ya da bazı hedefler koymuştu. Bazılarıyla ilgili tabii ki hedefler koyduk. Elbette yapamadığımız da oldu ama bazıları da İstanbul'a bir hedef çizme çabasıydı. 5 yıllık değil o, 10 yıllık, 15 yıllık bir hedef çizme süreciydi. Çünkü biz 5 yıllığına seçildik zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Biz, beş yılda uzun yılların temelini atmaya geldik. Tabii ki gelecekte 5 yıllık dilimler halinde başarımızı sizlere sunmaktan da keyif duyarız. Hiç önemli değil. O bakımdan ben, fikren, fiilen burada hem ramazan hassasiyetiyle ilgili süreçler hem birtakım çalışmalar hem birtakım projeler, ama aynı zamanda cam gibi sesi çok kaliteli bir şekilde naklen yayın ekranından buradaki bütün grup başkanvekillerini dinledim. Üzüldüğüm şeyi de söyleyeceğim. Bunlar gurur duyduğum şeyler.

HALA SEÇİMİ KAYBETMENİN ÖFKESİ: Üzüldüğüm şey şu: Hala seçimi kaybetmenin öfkesi… Olmaz ya olmaz yani. O öfke niye yansıyor bu sahnede? Ve orada, hani hem bir korovari bir düzenin alınması… Çünkü aynı ekibin, sadece benim olduğum ortamda buraya dizilmesi… 5-10 arkadaşa da onlara da üzülüyorum. Yani bu sorumluluğun onlara verilmesi… Duydum yani attıkları sloganları. Ya ben, vallahi billahi, Trabzon'da Faros ve Sotka diye önemli iki tribün mahallesi vardı. Ben o mahallelerin çocuğuyum, tribün nedir bilirim, slogan atma nedir bilirim. Onlara cevap vermemenin bazen vermek kadar kıymetli olduğunu da bilirim. O bakımdan o tribün işleri boş. Ben onları geçeli oldu 40 sene. 10 yaşında atlattım ben o seviyeyi. Yapmayın bunu bana.

EN YETKİLİ AĞIZLARINDAN TERÖRİST İLAN EDİLMEDİĞİMİZ KALDI: Ben ilk mecliste geldim, AK Partili belediye başkanlarının arasında, hem de iki başkanın arasında, faaliyet raporunda, oturdum. Ben bunu istiyorum, hiç sorunum yok. Bana diyorlar ki işte bazı cümleler… Yüz cümle duymuşsam üç cümle söylemişimdir. Bazen kalbimi burkanı da söylediğimi, bir gün sonra hissetmişimdir, kalbimi burkmuştur söylediğim. Kalp kırmışsam yine de özür dilerim. Hiç sorun değil. Kalp kırmışsam bu kadar da açığım, aleniyim. Ama benim kalbimi kıran yüzlerce laf… En yetkili ağızlarından terörist ilan edilmediğimiz kaldı, terörist yuvası ilan edilmediğimiz kaldı. Ben, hayatım boyunca, güzel annemden hakaret etmeme konusunda çok derin tavsiyelerle, anne baba terbiyesiyle büyüdüm. Kimse benim o terbiyemden endişe etmesin. Bu memlekete, bu güzel şehre, 16 milyon insana konuşurken ya da burada da hitap ederken ya da bir başka yerde hitap ederken inanın ki hitap ettiğim insanların bile çoluğunun çocuğunun beni dinlediğini bilerek onların kalbinin kırılmaması için bunu bilerek konuşuyorum. Öfkenizi anlıyorum. Üç yıl önce, yani benim sayemde değil, üç yıl önce iki kez seçimi kaybetmenizin öfkesidir bu.

BENİM VAZİFEM BÜYÜK: Sükunetle dinleyeceğim, sükunetle anlatmaya devam edeceğim. Çünkü benim meselem büyük, vazifem büyük. 16 milyon insanın İstanbul tarihinde en yüksek oyla seçtiği bir belediye başkanı olmanın sorumluluğu büyük. Yüzde 55'e yakın oy almanın sorumluluğu hem başarılı olmak hem de ne biliyor musunuz? Bir dahaki seçimde yüzde 65 oy almak… Sorumluluğu iki tane o bakımdan. Ben bu sorumlulukla, bu hassasiyetle yoluma devam edeceğim.

BEMBEYAZ BAKIYORUM SİZE: Artı; yüzde kaç oy alırsam alayım ben, yüzde 100 oy almış gibi vatandaşlarına o güzel gözlerle, güzel kalple bakacak kadar içim hoşgörüyle dolu, içim güzelliklerle dolu. Hiç içimin içerisinde böyle yani ufacık bir siyaha benzer leke bile yok. Bembeyaz bakıyorum size, bembeyaz; içim, kalbim o kadar temiz ki sizlere karşı. Aranızdaki herkese karşı öyle. Sadece ‘acıyorum, üzülüyorum’ lafları diyorum bazen. Onlara da alınıyorsunuz. Benim lafım o kadar zaten. Başkası yok. Her şeye rağmen. Faaliyet raporumuz şehrimize, 16 milyon insanımıza güzel hizmetlerin sunulduğu bir faaliyet raporudur. Eksikleri vardır, hataları vardır. Daha fazlasını yapmak istemişizdir, sebepleri vardır. Ama emin olun ki her geçen gün daha da iyisini yapan bir yönetimiz. Makul önerileri ve makul eleştirileri olan bütün cümleleri almış ve ona göre çalışan ve değerlendiren bir ekip olacağımızı da ifade ediyorum. Makul olmayanlar ya da birtakım kötü sözler sahibine aittir. Bizi enterese etmez. Aynı zamanda bütün çalışma arkadaşlarıma, bütün yöneticilerime 86 bin emekçi kardeşime, onların alın terine yürekten teşekkür ediyorum.”

Kaynak: anka