Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte değişen küresel dengelerin enerji politikalarına da yansıdığını ve yeni değerlendirmeleri zorunlu hale getirdiğini belirterek, “Uzmanlar, bu yaz petrol, kış aylarında ise doğal gaz piyasasında sıkıntılar yaşanabileceğine işaret ediyor. Enerji tasarrufu için yalıtım yaygınlaştırılmalı. Sadece konutlardaki yalıtım ile yıllık 10 milyar dolarlık tasarruf sağlamak mümkün. Bunun için yalıtım seferberliği başlatılmalı. Bu seferberlik uzun vadeli ve düşük ya da faizsiz kredilerle desteklenmeli" dedi.

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, bugün yaptığı yazılı açıklamada, konutları ısıtmak için çok enerji harcandığına işaret etti. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'de yeni yapılan bir binada 2,4 ila 5 kat daha fazla enerji tüketildiğine dikkat çeken Eruslu, "Bu farkın sebebi, ülkemizdeki mevzuatın gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalması. Tüm gelişmiş ülkeler binalardaki enerji tüketimlerini azaltmak için mevzuatlarını sürekli iyileştirirken biz 2008 yılında takılıp kaldık" değerlendirmesi yaptı.

Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer küresel gelişmelerin enerji arzı konusundaki sıkıntıları gündeme getirdiğini belirten Eruslu, şunları kaydetti:

“AB MEVCUT BİNA STOKUNUN ENERJİ VERİMLİ HALE GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLADI: Avrupa ülkeleri, şu anda Rusya'dan enerji ithalatının azaltılması ya da sıfıra indirilmesi seçeneklerini konuşuyor. Yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji tasarrufunu artırarak tüm fosil yakıtlardan temiz geçişi hızlandırma programı üzerinde çalışıyor, tüketim alanında alınması gereken tedbirleri oluşturuyorlar. Avrupa’daki bina stokunun yaklaşık yüzde 85'ini temsil eden 260 milyondan fazla bina 2001'den önce inşa edilmiş ve çoğu 2050'den sonra da ayakta kalacak. AB, bu mevcut bina stokunun enerji verimli hale getirilmesi için çalışmalara başladı. Her yıl toplam bina stokunun yüzde 1’ini yenileyen AB, 2030 yılına kadar yıllık bina yenileme oranının en az yüzde 3'e çıkarılmasını hedeflemekte ve bu hedefe ulaşmak için enerji verimliliğine yönelik yenilemeleri teşvik ediyor. AB dahilinde bu tedbirlerle önemli oranda tasarruf sağlanacağı hesaplanıyor.

TÜRKİYE’NİN SADECE OCAK-MART DÖNEMİNDE ENERJİ İTHALATI 25 MİLYAR DOLARI BULDU: Türkiye olarak bizim de enerji ihtiyacımız her geçen gün artıyor ve enerjinin kabaca yüzde 70’ini de ithal ediyoruz. Enerji tüketimi ve enerji fiyatları arttıkça ülkemizin enerji ithalatı faturası da makro düzeyde maalesef yükseliyor. TÜİK ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan geçici dış ticaret istatistiklerine göre 2021 yılı enerji ithalatı 50,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılı için sadece ocak–mart döneminde enerji ithalatı ise 25 milyar doları buldu bile.

ARTAN ENERJİ FİYATLARI TASARRUFU ZORUNLULUK HALİNE GETİRDİ: Ülkemizde de AB’nin üzerinde durduğu tedbirleri hayata geçirerek, adeta bir enerji verimliliği ve yalıtım seferberliği ilan ederek önemli oranlarda tasarruf ve verimlilik sağlayabiliriz. Artan enerji fiyatları artık bunu bir zorunluluk olarak önümüze çıkardı. Enerji tasarrufu için yalıtım yaygınlaştırılmalı. Sektörlere göre enerji tüketimi incelendiğinde, yüzde 32,7’lik pay ile konut ve hizmet sektörlerinden oluşan bina sektörü ve yüzde 32,3’lük pay ile sanayi sektörü öne çıkıyor. Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amaçlı.

BİNALARIN ENERJİ VERİMLİ HALE GETİRİLMESİYLE HER YIL 9-10 MİLYAR DOLAR TASARRUF EDİLEBİLİR: Enerji ithalatına milyarlarca dolar aktarmamıza rağmen ısınamıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 sonuçlarına göre, konutun izolasyonundan dolayı ısınamama, en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu. Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 34,3'ü konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 33,9'u sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemleri yaşarken yüzde 23,4'ü trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.

Doğal gaz ve elektrik faturasını yüzde 50 azaltmanın tek yolu, yaşadığımız binalara ısı yalıtımı uygulaması yaptırmaktır. Türkiye’deki binaları ısı yalıtımlı hale getirerek, ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15, yakıt giderlerini yüzde 50 azaltmamız mümkün. Sadece binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (en az C sınıfı binalar) her yıl 9-10 milyar dolar tasarruf elde etme potansiyelimiz var.

UZUN SÜREDİR YALITIM KREDİSİ KAMPANYASININ HAYATA GEÇMESİ İÇİN ÇABALIYORUZ: Isı yalıtımı seferberliği başlatılmalı. Ülkemizde mevcut bina stokunun sadece yüzde 20’si ısı yalıtımı ile ilgili mevzuatlar kapsamında. Geri kalan yüzde 80’lik mevcut bina stokumuza yönelik tedbirler almadan arzulanan enerji verimliliği hedeflerine ulaşılması mümkün değil. Yalıtım uygulamaları için mevsimsel olarak en uygun aylara girdik. O nedenle hemen harekete geçilmeli. İZODER olarak, tüketicinin alım gücünü desteklemek amacıyla uzun süredir üzerinde çalıştığımız yalıtım kredisi kampanyasının hayata geçmesi için çabalıyoruz. Bankalarımızın ‘yeşil kredi-yeşil finansman’ kapsamında vatandaşlarımıza yönelik olarak düşük faizli veya faizsiz, uzun vadeli kredi seçeneklerini oluşturarak ısı yalıtımı seferberliğini desteklemelerini bekliyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez, kısa süre önce enerji verimliliğini hanelerde yaygınlaştırmak, bilinçlendirme ve farkındalık oluşturmak, yalıtımsız konutlar için uygun şartlarda kredi verilmesini sağlamak amacıyla ilgili bakanlıklarla görüşüldüğünü açıkladı. Atılacak bu adımların ülkemizin enerji stratejisi açısından çok önemli olduğuna inanıyoruz. Yalıtım uygulamalarının kredi desteğinin yanı sıra, tüketiciye yönelik KDV iadesi gibi çalışmalarla devlet tarafında teşvik edilmesini de yalıtımın yaygınlaşması açısından önemli görüyoruz.

TÜRKİYE 2008 YILINA TAKILIP KALDI: Konutlarımızı ısıtmak için çok enerji harcıyoruz. Gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde ülkemizde yeni yapılan bir binada 2,4 ila 5 kat daha fazla enerji tüketiliyor. Bu farkın sebebi, ülkemizdeki mevzuatın gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalması. Tüm gelişmiş ülkeler binalardaki enerji tüketimlerini azaltmak için mevzuatlarını sürekli iyileştirirken biz 2008 yılında takılıp kaldık. Aramızdaki bu farkın kapatılması ve 2008 yılından beri iyileştirmediğimiz mevzuatlarımızın gelişmiş ülkelerin seviyesine getirilmesi için esaslı ve cesur adımları atmamız gereklidir. Dernek olarak hayata geçirdiğimiz ‘Tek Yol U Dönüşü’ kampanyamızla Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması için çatı, duvar ve döşemelerimizdeki yalıtım kalınlıklarını artırarak ve kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak U değerlerimizin iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çektik. Tüm vatandaşlarımızı daha kalın yalıtım yapmaya davet ediyoruz.

YALITIM KALINLIĞI ARTTIKÇA SAĞLANACAK ENERJİ VERİMLİLİĞİ AYNI ORANDA ARTAR: Öte yandan, her ne kadar yetersiz olsa da mevzuatlarımızın asgari şartları tarif ettiğini unutmamalıyız. Tüketici olarak mevzuatlarımızın daha iyisini talep edebilir ve mevcut binalarımızda mevzuatlarımızın tanımladığı asgari kalınlıklardan çok daha kalın ısı yalıtım yapabiliriz. Yalıtım kalınlığının artmasının inşaat maliyetine etkisi oldukça az. Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği aynı oranda artar. Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder, bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak, iskele kurulumu, elektrik, su gibi altyapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılmasından oluşacak ilave maliyeti, uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız.

TÜM VATANDAŞLARIMIZI MEVZUATIN ÖTESİNE GEÇMEYE VE DAHA KALIN YALITIM YAPMAYA DAVET EDİYORUZ: Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalıyız. Bu noktada tüm vatandaşlarımızı mevzuatın ötesine geçmeye ve daha kalın yalıtım yapmaya davet ediyoruz” dedi.

Kaynak: anka