Haber: EMRE SERCAN İKE / Kamera: ÜNAL AYDIN

Hatay’ın Samandağ ilçesinde 4 gün önce edinebildiği çadırda yaşayan emekli öğretmen Hacı Kumlu, “Gelecek bilemiyoruz ki önümüzü nasıl göreceğiz yani? Ne yapacak bu hükümet, bunu da tam görmediğimiz için. Belki oğlumun yanına geçerim onun kira parasına ortak olurum. Ne yapayım? İzmir’de o da ama orada da deprem var. Yani artık gitmeye korkuyoruz. Diyoruz, ‘en emin yer yine burası’ diyoruz. Devletimiz yardımcı olsun bir an evvel bu insanlara yapması gereken neyse onları yapsın” dedi.

11 ilde büyük yıkım ve can kayıplarına sebep olan 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’ın Samandağ ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Hacı Kumlu, yaşadığı sürece ilişkin şunları söyledi:

“SON 4 GÜNDÜR ÇADIRDAYIZ”

“Bu binada fazla bir şey yoktu. Fakat bu bina yıkılınca bizim üstümüze o büyük hasar verdi. Aslında o binayı yıkmaları gerekiyordu. Aslında onu yapmadılar, Hatay depreminde artık o bina bizim üstümüze geldi. Yıkılmak üzereydi, onu gelip yıkmadılar. Yıkmayınca bu depremden sonra gelip bize vurdu. Bizim binayı tam götürdü. Biz buradan gittik Tekebaşı Mahallesi var. Eşimin orada bahçeli bir evi vardı. Oraya sığındık tabi, yağmurdan biliyorsunuz soğuk vardı. Arabalarda kaldık sürekli, çadır istedik bulamadık. En son 4 gündür çadır bulduk. 4 gündür çadırdayız. Son Samandağ depreminde yani Hatay depreminde bile çadır yoktu. Dışarıda yağmurda kaldı hep çocuklar. Orada 17 kişi vardık.

Yani ‘gelin görün’ dedik. Başvurduk her yere, ‘gelin görün ona göre vurun çadırı’ burada su var en azından, daha sıhhatli daha sağlıklı diye ama başvurduğumuz yerlerden cevap gelmedi. Daha sonra nasıl oldu, çadır geldi bazı yerlerden tedarik ettik yani… Evet son 4-5 gündür çadır, önce kendi çabamla bir tünel yaptım orada bulduğum naylondan ancak oraya küçük çocuklar sığıyordu.

"TEMİZLİK, GIDA İHTİYAÇLARI OLSUN İHTİYAÇ BİTMİYOR”

Valla yine ihtiyaç var. Temizlik maddesi olsun yani gıda ihtiyaçları olsun. İhtiyaç bitmiyor. Çünkü bizim kaldığımız yerde 17 kişi kalıyoruz biz. 2-3 çadır oldu tamam ama, yine de evlere girilmiyor. En son o depremde daha önce evde yatıyorduk biz, kalıyorduk. O depremden sonra artık girmez olduk. Çadırımız olmayınca mecbur giriyorduk oraya, şimdi çadırlarda kalıyoruz. Sadece orada tuvalet, banyo ihtiyaçlarımız olduğumuz zaman oraya geçiyoruz artık, korka korka giriyoruz.

“ÖNÜMÜZÜ NASIL GÖRECEĞİZ?”

Gelecek bilemiyoruz ki önümüzü nasıl göreceğiz yani? Gördüğümüz, haber de alamıyoruz yani, iletişimden de biraz zayıf kaldık. Bundan dolayı ne yapacak bu hükümet, neler yapacak bunu da tam görmediğimiz için ancak kendimizi ikame ettireceğimiz yerler yani ben başvurdum gideceğim başka yere, başka yerde bir artık bulabilirsem kendime bir 1 artı, 2 artı 1, bir şekilde ama yine binalara girmeye korkuyoruz. İsterse sağlam olsun ne olursa olsun insan bu psikolojiden sonra artık zor. Hazır ev falan olsa, güzel. En emin düşündüğümüz hazır evler, böyle yer evleri.

“BELKİ OĞLUMUN YANINA GEÇERİM ONUN KİRA PARASINA ORTAK OLURUM”

Kira yardımı bir de taşınma yardımı vereceklerdi. 10 bin lira verdiler. O destek geldi. Burada en az 10 bin liraya indiriyorlar eşyaları, taşıma buradan diyelim ki bir yere, ilçe içinde bir yere gideceksen o ayrı bir ücret artı orada da yine asansör bilmem ne, onlar yine tabii ki bu masraf bitmez. Bilmiyoruz. Diğer tarafta kiralar çok pahalanmış diyorlar. Bizim bir arkadaş ‘Ankara’dan ev tuttum, 10 bin lira kirası’ diyor. 5 bin lirayla nereye gireceksin? Belki oğlumun yanına geçerim onun kira parasına ortak olurum. Ne yapayım? İzmir’de o da ama orada da deprem var. Yani artık gitmeye korkuyoruz. Diyoruz, ‘en emin yer yine burası’ diyoruz. Burası yine de atlattı, ne kadar da olsa belki de burada devam ederiz. Daha şu an hiç karar veremedik. Çünkü psikoloji, çocuk diyor, ‘gel gel’, ‘ya oğlum burada çadırdayız iyiyiz, boşver’. Devletimiz yardımcı olsun bir an evvel bu insanlara yapması gereken neyse onları yapsın yani. Bizim isteğimiz bu başka isteğimiz yok.”

 

Kaynak: anka