Hastanemi Açın Platformu, 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay depremlerinde sağlık kuruluşlarının aldıkları büyük hasarı hatırlatarak ülke genelindeki hastanelerin ve kapasitelerinin yetersizliğine dikkat çekti. Platform adına konuşan Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu üyesi Asuman Doğan, “Mevcut hastanelerimize ihtiyacımız olduğu açıktır. Hastane kapatmalar tümüyle gündemden çıkmalıdır. Kentlerin kolay ulaşılabilir yerlerindeki mevcut hastanelerimize, gerekli yatırımlar yapılmalı, bu hastanelerimiz tarihi kimlikleri korunarak yerlerinde güçlendirilmeli ve yenilenmelidir” dedi.

Hastanemi Açın Platformu (HAP), bugün ATO’da basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı okuyan ATO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Asuman Doğan şunları söyledi:

“DEPREM BÖLGELERİNDE SAĞLIK KURUMLARININ SAĞLAM YAPILMADIĞINI GÖRDÜK”

“Deprem bölgelerinde ne yazık ki hastaneler dahil sağlık kurumlarının da sağlam yapılmadığını, yenilenmediğini, son dönemde yapılanların bile dayanıklı olmadığını gördük. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, aile sağlığı merkezleri, diyaliz merkezleri kullanılamaz hale geldi. Örneğin Hatay’da İl Sağlık Müdürlüğü binası dahi yıkıldı. TTB’nin raporuna göre Hatay’daki aile sağlığı merkezlerinin neredeyse tamamı, Antakya Toplum Sağlığı Merkezi kullanılamaz hale geldi. Hatay’daki son depremlerle birlikte bu şehrimizde kullanılabilir kamu hastanesi kalmadı. Günlerce kent merkezi ve ilçelerde sağlık hizmetleri yetersiz kaldı, sadece ilk müdahale ve sevk işlemleri yapıldı, yaralılara aşılar yapılamadı.

“DEPREMZEDELERİN SEVK EDİLDİĞİ İLLERDEKİ HASTANELERDE DİĞER HASTALARIN SAĞLIK HİZMETİ ÖTELENMEK ZORUNDA KALDI”

Çok sayıda hasta Adana’ya Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ediliyordu, 20 Şubat Hatay depreminde orası da hasar aldı, hastane boşaltıldı. Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya gibi illerimize yaralı nakilleri yapıldı. Bu illerimizdeki şehir hastaneleri dahil büyük hastanelerde elektif ameliyatlar ertelendi, servisler depremzedelerin tedavisine ayrıldı, diğer hastaların sağlık hizmetleri ötelenmek zorunda kaldı. Benzerini pandeminin yoğun dönemlerinde de yaşamıştık. Gelen yaralılar yanında çevre iller ve büyük şehirlerimize büyük bir iç göç de yaşanıyor, bu illerin nüfusu, sağlık hizmetlerine ve hastanelerimize, sağlık çalışanlarımıza olan ihtiyaç artıyor.

“HASTANE KAPATMALAR TÜMÜYLE GÜNDEMDEN ÇIKMALIDIR”

Ne yapmalı? Sağlık hizmetlerinin planlanmasında, sağlık kurumlarının yapımında ve yenilenmesinde bilimin gereklerinden ayrılmamak gerekir. Bunları yaparken kent rantı yaratmak hevesinden vazgeçilmeli, hizmet satın alma-hasta garantili şehir hastanelerinin değil kentlerin hatta Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre planlama yapılmalıdır. Mevcut hastanelerimize ihtiyacımız olduğu açıktır. Hastane kapatmalar tümüyle gündemden çıkmalıdır. Kentlerin kolay ulaşılabilir yerlerindeki mevcut hastanelerimize, özellikle ‘nasıl olsa kapatılacak’ denerek yıllardır yatırım yapılmayan, çivi dahi çakılmayan hastanelerimize gerekli yatırımlar yapılmalı, bu hastanelerimiz tarihi kimlikleri korunarak yerlerinde güçlendirilmeli ve yenilenmelidir.

“ANKARA FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YENİDEN AÇILMALI”

Bu dönemde Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne özel vurgu yapılması gerekir. Depremde 100 binin üzerinde yaralımız oldu. Uzun dönemde ne yazık ki bu yaralılarımız arasında felçler (parapleji, hemipleji), kafa travması, amputasyon, kırık, kırık sonrası geç komplikasyonlar gibi nedenlerle yeti yitimi olan yurttaşlarımız olacak. Bunun anlamı zaten çok uzun tarihlere randevu verilerek zor alınan rehabilitasyon hizmetlerine ihtiyacın daha da artmasıdır. Kapatılmadan önce 297 yataklı olan bu hastanemiz gerekli hazırlıklar yapılarak öncelikle açılmalıdır. Bu hastanemiz rehabilitasyon hastalarının refakatçıları ile kalarak tedavi almalarına, psikososyal destek çalışmalarına uygundur. Bu planlamalar ve yenilemeler yapılırken mutlaka alanın uzman kuruluşları olan Tabip Odaları, Diş Hekimleri Odaları, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası ile çalışanların sendikaları, muhtarlıklar ve yerel halkın temsilcileri sürece dahil edilmelidir.

“TÜM BİNALARIMIZI DOĞRU YERLERE, SAĞLAM YAPALIM. MEVCUTLARI GÜÇLENDİRİP, YENİLEYELİM. HER İŞİN BAŞI SAĞLIK OLSUN”

Gelin bu acıları bir daha yaşamamak için bilimin gereklerinden ayrılamayalım. Evlerimiz, hastanelerimiz, okullarımız başta olmak üzere tüm binalarımızı doğru yerlere, sağlam yapalım. Mevcutları güçlendirip, yenileyelim. Sağlık hizmetlerimizi doğru planlayalım. Her işin başı sağlık olsun, rant değil.”

CHP Ankara İl Örgütü adına Dr. Atilla Ilıman da şunları söyledi:

ILIMAN: “ŞİMDİYE KADAR KAPATILAN VE ŞU ANDA İÇİ BOŞALTILAN HASTANELERİMİZİN BİR AN EVVEL HİZMETE ALINMASINI İSTİYORUZ”

“6 Şubat’ta meydana gelen depremde aslında sadece 11 ilimizde 13 milyon nüfusu içeren illerimizde bir deprem değil aslında yönetim sistemindeki deprem de ortaya çıkmıştır. Bir koordinasyon eksikliği herkes tarafından görülmüş hatta yetkililer tarafından da kabul edilmiştir. İlk dönemlerde kurtarma ekipleri açısında gönüllüler çok fazla olmasına rağmen koordinasyon eksikliği nedeniyle boş kalmışlardır ve müdahalelerde gecikilmiştir. Oradaki insanların birçoğu göç etmiştir ve yurdumuzun değişik illerine gelmişlerdir.  Deprem bölgesinde mevcut sağlık hizmetlerinin yanı sıra ülkenin diğer kısımlarında da artmış bir sağlık talebi karşılaşılmıştır. Bu hizmetlerin verilebilmesi için olağanüstü durumlarda hazırlıklı olmak gerekmektedir. Şu anda da hastanelerimizde fazla sayıda yaralılarımız vardır. Hastaneler, yataklar doludur. Depremzedelerimizin uzun süreli tedavileri gerektirdiği için diğer vatandaşlarımıza sağlık hizmeti alma imkanı kalmamıştır. Yeterli oranda yatak kapasitemiz, sağlık kuruluşumuz yok. Çöken sağlık sistemimiz, yönetim sistemimiz olmuştur. Bunun çaresi de dayanışma ile aşılacaktır. Şimdiye kadar kapatılan ve şu anda içi boşaltılan hastanelerimizin bir an evvel gerekli bakımları yapılarak hizmete alınmasını istiyoruz. Aksi takdirde depremden yaralı olarak gelen insanların belki birçoğunu daha bu sebeple kaybedebiliriz. Sağlık hizmetlerinin devamı, yaşam hakkı, beslenme, barınma hakkı gibi olmazsa olmaz bir haktır. Bu haktan faydalanabilmek için bu hastanelerin bir an önce açılması gereklidir. Bu bölgelere gelen insanların özellikle kronik hastalığı olanların takibi de önemlidir.  Kayıt altına alınması önemlidir. Acımız büyük ama çöken sistemi değiştirmekten başka çaremiz olmadığını görüyoruz.”

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Evirgen de şunları dile getirdi:

EVİRGEN: “MEVCUT HASTANELER AÇIK TUTULMASI, BAKIM VE ONARIMLARININ YAPILMASI GEREKLİ”

“Deprem bizlerin neden sağlıklı yapılaşma dediğini de ön plana çıkardı. Özellikle deprem bölgesinde şu anda barınma sorunu yaşayan depremzedelerin, hala çadır ulaşmayan yerlerin, sağlıklı suya, mobil tuvaletlere, duşa erişimleri olmayan insanların aslında şu an yaşadıkları sağlık problemlerinin yanında bir yandan da hastanelerin nasıl çöktüğünü, kamu yapılarının doğru yapılaşma ile gerçekleştirilmediği için nasıl bizleri afetlerin felaket olarak yaşanmasına sürüklediğini görmüş olduk. Ankara’da ciddi bir nüfus artışı yaşanacak ve sağlık açısından da hizmet vermek çok zor hale gelecek. Bugünkü iktidarın sırf halkın şehir hastanelerini istemesi için özellikli olarak bizim yine kentte yapılarda da gördüğümüz şekilde bu yapıları bakımsız bırakma, çürümeye terk etme durumu ile karşı karşıyayız. Aynısını hastanelerde de görüyoruz. Şehir hastaneleri gibi tek ve büyük merkezli hastanelerin yerine yaygın ve kişilerin kendi mahallelerinde bile erişebilecekleri bir sağlık hizmetini zorunluluk olarak her zaman dile getiriyoruz. Ankara’da bu yükün kaldırılabilmesi için mevcut hastanelerin açık tutulması, bakımlarının gerçekleştirilmesi, tadilat, onarım, güçlendirme çalışmalarının bir an önce takvim içine alınması, uygulanması önceliklidir. Yeniden inşanın konuşulduğu bugünlerde değil bir yıl içinde kentlerin yeniden imar edilmesi, bütün planların incelikle makro ve mikro ölçeklerde bir an önce hayata geçirmek için çalışmaların başlatılması, geçici barınma ünitelerinin hızlı bir biçimde sağlanması, alanda bulunan yeniden inşa süreçlerinin adım adım planlı ve bilimsel adımların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.”

 

Kaynak: anka