Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: DURSUN ALKAYA

Depremden etkilenen bölgelerde yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı, konutların bir yıl içinde tesliminin yapılacağı yönündeki açıklamalara İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Bülent Tatlı’dan tepki geldi. Tatlı, “Bir şeyin ihalesinin yapılabilmesi için o şeyin projesinin çıkması lazım. Maliyeti çıkmış ama ortada proje yok. Bir lokasyon belirlerken bunun bir sürü unsuru var. Çıkıp açıklama yapıyorsunuz diyorsunuz ki, ‘Fay hatlarının 50 ile 100 metre aralığı güvenlidir.’ Problem sadece deprem mi? Geçen sene Bozkurt’ta gördük. Dere yataklarına yaptığınız konutlardan veya imar iznine açtığınızdan dolayı bir sürü insan öldü. Şimdi gireceksiniz, 1 yılda inşaat yapacaksınız. Nasıl yapacaksınız?” dedi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından hazırladıkları ‘ön değerlendirme’ raporunda, yıkımın başlıca etkenleri; “2018 yılında çıkartılan imar affı, yapı düzensizliklerinin yarattığı hasarlar, taşıyıcı sistemin düzensiz dağılımı, zayıf zemin koşulları, malzeme zafiyetleri” olarak sıralanmıştı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, hasar tespiti tamamlanan illerde yeni konutların yapımına başlayacaklarını, ilk ihalenin ise 22 Şubat yapılacağını açıklamıştı. 

Yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı ve 1 ay içinde inşaatlara başlanarak, 1 yıl içerisinde de konutların tesliminin yapılacağı iktidar tarafından dillendirilirken, uzmanlar seçilen alanların durumunun, kırılganlığının, zemininin, kentle olan ilişkisinin incelenmeden inşaat faaliyetlerine başlanmaması uyarısında bulunuyor. 

“BİZ, HASAR TESPİTİNDE BİNANIN DEPREME DAYANIKLI MI DEĞİL Mİ ONU TESPİT ETMİYORUZ”

ANKA Haber Ajansı'na konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Bülent Tatlı hasar tespitinin ilk etapta gözlemsel yapıldığını söyledi. Tatlı, şöyle konuştu:

“10 bine yakın üyemiz hasar tespit eğitimini aldı. 2 bin 500 civarında gönüllü oda üyemiz bölgede. Biz, hasar tespitinde binanın depreme dayanıklı mı değil mi onu tespit etmiyoruz. Gözlemsel bir şekilde, depremden o bina ne kadar hasar aldı ya da almadı diye hızlı ve güvenli olabilecek bir mekanizma ortaya koyuyoruz. Performans analizi diye tabir edilen detaylı incelemede belki şeye dönüşebilir… Biz sadece güvenli olsun diye ilk etapta ağır hasar, orta hasar almış yapısal elamanlarla bunları yaptık. Bir binanın gerçek anlamda bir incelenmesi günde bir bina ancak bitirilebilir. Onun tekniği, laboratuvarı belki de 2 ay sürer yani.”

Hasarlı yapılarla ilgili odanın henüz resmi bir veri sağlayamadığını söyleyen Tatlı, şu değerlendirmeleri yaptı:

“ŞİMDİ YAP-SAT KÜLTÜRÜ VAR”

“Bölgenin yüzde 80’ni eski yapıysa yüzde 20’si de yeni yapı. Yeni yapılar 2000 yılı sonrası diye tarif ediyoruz. Eski yapıldı diye söylemler var. Ama ben sahada gördüm 74 şartnamesine uygun yapılmış bina da ayakta duruyor. Bizim eski şartnamelerimiz yıkılmasına göre değil de ağır hasar almasına göre organize edilmişti. Siz imalat ve denetim sürecin kamusal alana çekerseniz burayı ticari bir alan gibi düşünmezseniz zaten bir sıkıntı olmuyor. Siz ne yaptınız 1999 milattı, bir yapı denetim sistemi getirdiniz. Bizim evraklarımıza baktığınızda dünya standartlarının en üstünde evrakta bir problem yok. Şimdi yap-sat kültürü var. Arsa sahibi ne der, ‘10 daire yapılacaksa bana 3 daire ver cebimden tek kuruş çıkmasın’ der. Bölge böyle olunca yapı denetimi müteahhit belirler hale geliyor. Patronunu denetleyen bir sistem haline geliyor. Para aldığınız bir yeri denetleyemezsiniz.

“YAPI DENETİM KURULUŞLARI TİCARİ BİR KURULUŞ BATACAK YA DA ÇIKACAK”

2019’da otomasyon sistemine geçtiler. Siz artık yapı denetim firmanızı seçemiyorsunuz. İyi bir şeydir ama yetersizdir. Yeni yönetmelik çıkardılar bir düzenleme yaptılar ama bu yılın sonunda devreye girecek. O da bizim istediğimiz tarzda değil. Sahada görüyoruz yeni bina demiri de sıkılaştırmış koymuş ama etriyeyi bükmemiş. Ama denetim olsaydı orası hasar göremeyecekti. Kamusal bakmalısınız olaya. Bu can ve mal güvenliğini ilgilendiren bir şey olduğu için ticari bir ortama terk edilemez. Yapı denetim kuruluşları ticari bir kuruluş batacak ya da çıkacak.

“1 YILDA İNŞAAT YAPACAKSINIZ, NASIL YAPACAKSINIZ?”

Tatlı, yeni yapıların 1 yılda bitirileceği iddialarına ise şöyle cevap verdi:

“Bir şeyin ihalesinin yapılabilmesi için o şeyin projesinin çıkması lazım. Maliyeti çıkmış ama ortada proje yok. Bir lokasyon belirlerken bunun bir sürü unsuru var. Park alanından tutun altyapısından, sosyal donatısından… Sanayiyi nereye oturtacaksınız? Okullarından ibadethanelerine kadar aklınıza gelebilecek neleri varsa… Orada insanlar yaşayacak. Çıkıp açıklama yapıyorsunuz diyorsunuz ki, ‘Fay hatlarının 50 ile 100 metre aralığı güvenlidir’ problem sadece deprem mi? Geçen sene Bozkurtta gördük. Dere yataklarına yaptığınız konutlardan veya imar iznine açtığınızdan dolayı bir sürü insan öldü. Unuttuk tabi… ‘Kayalık, dağlık lokasyonlara geçeceğim’ diyorsunuz, baktınız mı oradaki heyelan durumlarına? Bunlar bir etüt meselesi. Zemin etütlerini alacaksınız değerlendireceksiniz ondan sonra da o şehirde yaşamayan yün insanlara bu planlamayı açacaksınız. Çünkü onlar yaşayacaklar orada sadece bilim teknik değil. 1 yılda mı yapıyorsunuz 2 yılda mı yapıyorsunuz, yapar bitirir 100 sene rahat edersiniz. Şimdi gireceksiniz 1 yılda inşaat yapacaksınız, nasıl yapacaksınız? Enkaz kaldırılması mı… Enkaz kaldırırken de planınızı bütün unsurlara göre yapmalısınız. Halk sağlığını birinci önemde tutmalısınız. Orada çalışan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini ön planda tutmalısınız. Her şeyi bilmeniz mümkün değil zaten ama bilenler var bilenleri bir araya toplayıp değer vermelisiniz. E bizim meslek odaları var. Yıllardan beri söylediğimiz, bir sürü raporlarımız var. Keşke birileri ciddiye alsa düzeltse de bizde ‘Bir daha söylememiz gerek yok’ ortamına gelsek.”

Kaynak: anka