CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, orman yangınları ve Türk Hava Kurumu’nun (THK) kullanılamayan yangın söndürme uçaklarıyla ilgili, “Türkiye’yi yöneten iktidar, 19 yılda 19 yangın uçağı almayı bile akıl edememiş. Halk, THK'nın uçaklarını hurdaya çıkaran, ofislerini kapatan, pilotlarını emekli eden iktidara güvenmiyor” dedi.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak; iç politika, ekonomi ve dış politika gündemlerine yer verilen haftalık değerlendirme raporu yayımladı.

Raporda; orman yangınlarında iktidar politikalarının yetersizliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yangın bölgesine özel uçak ve konvoylarla gidip halka çay atması, Türk Hava Kurumu (THK) yangın söndürme uçaklarının kullanılamaması eleştirildi.  

Toprak’ın raporunda dikkat çeken noktalar şöyle:

“ÇAY FIRLATANLAR, BU MİLLETİN DERT ORTAĞI OLAMAZ: Ülkemizi ateş çemberine çeviren yangın felaketi tek adam yönetiminin acizliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Tek kişinin iradesine, yönetimine ve aklına emanet edilen Türkiye’yi yöneten iktidar, 19 yılda 19 yangın uçağı almayı bile akıl edememiş. Halk, THK'nın uçaklarını hurdaya çıkaran, ofislerini kapatan, pilotlarını emekli eden iktidara güvenmiyor. Sel felaketinde tatilde olan iktidar ancak 2 gün sonra afet bölgesine giderken aynı tavır yangınla küle dönen bölgelerde de gözlendi. Felaket bölgelerinde herkes mücadele için seferber olurken, yüzlerce araçlık konvoylarla, koruma ordularıyla, itfaiye araçlarının bile geçişine izin verilmeyerek kapatılan yollarda siyasi şov yapıp, yüreği yanan, içi kan ağlayan insanlara ‘keyif çayı’ fırlatanlar, bu milletin dert ortağı olamaz. İtibardan tasarruf etmeyen Erdoğan, karadan yüzlerce korumasını önden gönderip, havadan VIP uçak filosundaki özel uçaklarıyla yangın bölgelerini izleme pozlarını medyaya servis ettirerek halkın acılarından ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Evini ocağını, yuvasını yitirmiş insanlarla arasına, koruma ordularıyla mesafe koyup, çay paketi fırlatanları milletin vicdanı affetmeyecek.

UÇAKLARIN HURDAYA ÇIKMASI KABUL EDİLEMEZ: Daha birkaç yıl öncesine kadar Türk Hava Kurumu'nun (THK) medar-ı iftiharı olarak gösterilen, Yunanistan'dan İsrail'e kadar onlarca yangına yardım etmesinden övgüyle bahsedilen yangın söndürme uçaklarının ‘eski ve yetersiz’ olduğu gerekçesiyle kullanılmaması, hurdaya çıkarılması kabul edilemez. Şimdi Rusya’dan, Ukrayna’dan minnet-rica ile yangın uçağı yardımı talep ediliyor.

50 MİLYON TL İNSANLARLA ALAY ETMEK DEĞİL DE NEDİR?: Envanterimizde yangın söndürme uçağı yok’ diyen bir Tarım ve Orman Bakanı’nın ciddiyetsizliğiyle hangi sorunun üstesinden gelinebilir? Almanya’daki sel felaketinde hükümet tek seferde 400 milyon Euro’luk hibeyi devreye sokarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ancak 4 gün sonra yangın bölgelerinde afet durumu ilan etmeye mecbur kaldı ve varını yoğunu kaybedenlere vadettiği parasal destek ise 50 milyon TL! 400 milyon Euro’ya karşı 50 milyon TL insanlarla alay etmek değil de nedir?

IBAN İLE YARDIM İSTEYEN İKTİDAR ACİZLİĞİN ZİRVESİNDEDİR: Felaket mağduru, her şeyini kaybetmiş insanların karşısına, atanmış memur bakanlarını gönderip, varını yoğunu kaybetmiş devletinden yardım bekleyen kişilerden IBAN ile yardım talep eden, ‘milletimiz cömerttir’ deyip yardım kampanyası başlatan bir iktidar acizliğin, duyarsızlığın zirvesindedir. Ülkeyi yönetme yeteneğinden de liyakatinden de yoksundur.

ABD’NİN TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ SURİYE’DE SİYASİ ÇÖZÜM GİRİŞİMLERİNİ HIZLANDIRABİLİR: Suriye’de ABD-Rusya iş birliğinin arttığına ilişkin işaretler giderek artarken 16 Haziran’daki ABD Başkanı Joe Biden- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüşmesinden sonra süreç daha da hızlandı. Şam yönetimine karşı söylemlerini yumuşatan Rusya ile birlikte Kuzey Suriye’de Kürtleri Esad ile diyaloga yönlendirme çabalarına girişen ABD’nin bu tavır değişikliği Suriye’deki yeni anayasa ve siyasi çözüm girişimlerinin hızlanmasına zemin hazırlayabilir.

ABD’NİN SURİYE’DE YAPTIRIM KARARLARI TÜRKİYE’Yİ ZORA SOKABİLİR: ABD Hazinesi’nin Suriye’de Ahrar el Şarkiye grubuna yaptırım kararı alması, Heyet Tahrir Şam’ı da (HTŞ) yaptırım kapsamına sokması, ABD-Rusya iş birliğinin yakın dönemde Türkiye’yi Suriye’de zorlamaya başlayacağının ve Türkiye’nin Kuzey Suriye’de kontrolünde tuttuğu bölgelerde baskıların artacağının sinyalleri olarak görülebilir.

MARAŞ’IN İSKANA AÇILMASI AÇIKLAMALARI TÜRKİYE-AB SORUNLARINA BİR YENİSİNİ EKLEYECEK: Erdoğan’ın 20 Temmuz’daki KKTC ziyareti sırasında gündeme getirilen kapalı Maraş’ın askeri bölgeler dışındaki kısmi alanlarının iskâna ve yapılaşmaya açılması, inşa faaliyetlerinin başlatılması yönündeki açıklamalarına en sert tepki Avrupa Birliği’nden (AB) geldi. AB, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kapalı Maraş’ın kısmen iskâna açılması ve inşaat çalışmalarının başlatılması yönündeki açıklamalar sonrasında, yeniden yaptırım tehditlerini gündeme getirdi. Uluslararası alanda Türkiye ve KKTC’yi yalnızlaştıran söz konusu açıklamalar ve atılması planlanan adımlar, Türkiye-AB ilişkilerindeki sorunlara bir yenisini daha ekleyecek.

YILSONU ENFLASYON HEDEFİNİN TUTMAYACAĞINI ÖNGÖRÜYORUM: Merkez Bankası’nın bu yıl açıkladığı 3. Enflasyon Raporu’nda yılsonu enflasyon hedefini ikinci kez yükselterek revize etmesi, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarının sağlanmasında iktidarın yanlış politikalarının ve Merkez Bankası özerkliğinin yok edilmesinin sonucudur. Yüzde 12,2’den yüzde 14,1’e yükseltilen yılsonu enflasyon hedefinin de tutmayacağını bugünden öngörmekteyim!

TÜKETİCİ KREDİLERİNDE PATLAMA YAŞANDI: Temmuz ayı itibarıyla geçilen yeni normalleşme döneminde ekonomiyi tüketici kredileri ve kredi kartı harcamaları ayakta tutuyor. Bayram öncesi 16 Temmuz haftasında tüketici kredilerinde adeta patlama yaşanırken, kredi kartı harcamaları bir haftada 36 milyarı aştı. Bu tablo geri ödemelerde ciddi tıkanıklık yaşanması yanında enflasyon, cari açık ve büyüme üzerinde etkisini gösterecektir.

İSTİHDAM EDİLEN 11 MİLYON 460 BİN KİŞİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA ÇALIŞIYOR: Temmuz ayında açlık sınırı 2.903 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı ise 9.331 TL oldu. 2021 yılında uygulanan asgari ücretin aylık net 2.825 TL olduğu dikkate alındığında asgari ücretle çalışan milyonlarca kişi açlık sınırının altında! SGK asgari ücretle çalışanların sayısını açıklamıyor. Sadece istihdam edilenlerin yüzde 41’inin asgari ücret aldığının bildirildiğini dile getiriyor. Bu durumda TÜİK’in mayıs verisiyle 27 milyon 844 bin olan toplam istihdam edilenlerin 11 milyon 460 bini açlık sınırının altında asgari ücretle çalışıyor.

İKTİDAR SÖZCÜLERİ, EKONOMİNİN SIĞINMACI İŞÇİLERLE AYAKTA DURDUĞUNU SAVUNUYOR: İktidarın yanlış sığınmacı politikasına yöneltilen eleştiriler karşısında iktidar sözcüleri, Türkiye ekonomisinin sığınmacı işçiler sayesinde ayakta durduğunu savunan akıl dışı bir teze sarılıyor. ILO Araştırmasına göre sayıları 950 bini bulan Suriyeli çalışanların 27 milyonluk Türkiye işgücü piyasasını, ekonomiyi-sanayiyi ayakta tuttuklarını savunmak, iktidarın yanlış politikalarının iflasını gizlemek için yalan ve bahane üretmektir.”

Kaynak: anka