CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Esat Şengül, “Kocaeli Depremi’nde aldıkları deprem fonunu ne yaptığınız dendiğinde ‘otoyol yaptık’ diyen zihniyet bugün de bu depremin altında kalmıştır…Bir yandan bunlara üzülürken diğer yandan da yaşayan insanlarımıza hizmet koşuşturmak gerektiği noktasında bir garip uygulamayla daha karşılaştık. AFAD, Kızılay denen kuruluşlar maalesef depoları kapatmış. Ya vatandaşa yardım ulaştırmıyor veyahut da ulaştırdığını da birilerinden liste almak suretiyle yanlı ve taraflı ulaştırıyor. Partizanca tutum sergileniyor” dedi. Şengül, kentte çadır, su, gıda ve hijyen ihtiyacının devam ettiğini söyledi.
CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Esat Şengül, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta yaşanan iki büyük depremin ilk 3 gününde yardımların gelmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Ayın 6’sında yaşanan depremden sonra şunu maalesef ilk 3 gün boyunca göremedik. Hükümet iflas etmiştir. Hükümetin bir deprem ajandası olmadığı için paniklemiştir. Oysa bu depremin geleceğini bir Başbakan Yardımcısı AFAD’a 2016-2017 yıllarında cenaze torbaları yığarken ‘Türkiye’de bir büyük deprem olacak.’ Korkutmamak için o şehrin ismini kullanmadılar ama o şehrin Kahramanmaraş olduğunu biz biliyorduk siyaseten. Dolayısıyla sadece cenaze torbası yığmakla depremin altından kalkılmaz. İlk 3 gün boyunca canlı canlı canlarımıza, elini tuttuğumuz vatandaşımızı çıkarıp alamadık. Araç gereçlerin yetersizliğinden dolayı müdahaleler yapılamadı. Hala müdahale edilemeyen enkazlar da var. Dolayısıyla üçüncü günden itibaren gerek Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) itfaiye erleri gerek Zonguldak’tan madencileri Zonguldak Milletvekilimiz Deniz Yavuzyılmaz getirmek suretiyle, sadece Deniz vekilimizin ekibi 337 vatandaşımızı canlı olarak çıkardı. Yine 307 vatandaşımızı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye erleri kurtardı. Buna benzer tüm dünyadan da gelmek suretiyle sivil toplum kuruluşlarının göndermiş olduğu kurtarma ekipleri olaya müdahale ettiği için de 15. günde bile canlı insanları çıkarabildik. Resmi rakamlarda açıklandığı gibi falan değil. Hala enkazlar kaldırılırken içinde kolların, bacakların tek tek çıktığı tarafımızca da tespit edilmiş durumda.
"HAYRETTİN GÜNGÖR DİYE BİR BELEDİYE BAŞKANI MAALESEF YOK. İSMİ VAR AMA KENDİ YOK”
Bir yandan bunlara üzülürken diğer yandan da yaşayan insanlarımıza hizmet koşuşturmak gerektiği noktasında bir garip uygulamayla daha karşılaştık. AFAD, Kızılay denen kuruluşlar maalesef depoları kapatmış. Ya vatandaşa yardım ulaştırmıyor veyahut da ulaştırdığını da birilerinden liste almak suretiyle yanlı ve taraflı ulaştırıyor. Partizanca tutum sergileniyor. Bunu üstüne basarak söylemekte hiçbir beis görmüyorum. Nedeni, ABB’nin Kahramanmaraş’a kurmuş olduğu lojistiğe yer vermekten bile imtina ettiler. Yine İzmir Büyükşehir Belediyemizin Narlı’da kurmak istediği konteyner kente yer vermekten imtina ettiler. Artık, bazı şeyleri gerçekten büyük mücadeleler vererek elde ettik. Bugün beğenmedikleri, bu şehrin belediye başkanı olan kişi çıkıp da ekranlar karşısında ‘Ben Mansur Yavaş’ı, ABB’yi görmedim’ demesi içimizi bir kez daha acıtmıştır. Çünkü yaklaşık 100 tane ASKİ’nin aracını, KASKİ’nin emrine veren Mansur Yavaş’ı görmediğinden söz ediyor.
Ben şimdi Nurhak’tan, Elbistan’dan geliyorum. Kahramanmaraş’ın 710 mahallesinin yaklaşık 350 civarındaki mahallesini, köyünü bizzat gezdim. Ama buradaki insanlar Mansur Yavaş’ı gördüler de sadece kendi belediye başkanlarını göremiyor. Çünkü Hayrettin Güngör diye bir belediye başkanı maalesef yok. İsmi var ama kendi yok. İsmi var hizmeti yok. Daha bugün olmuş, Nurhak ilçesini ne aramıştır ne de gelmiştir. Dolayısıyla bu tip şeyler insanın içini daha fazla acıtıyor.
“SU İHTİYACIMIZ ARTARAK DEVAM EDECEK ZİRA SULARA ENKAZ KARIŞTIĞI İÇİN İÇİLEMİYOR”
Ben insani olarak Kahramanmaraş’a ve beraberindeki diğer 9 ilimize yardımlarını esirgemeyen, tüm büyükşehir belediye başkanlarımızı, ilçe belediye başkanlarımızı yürekten kutluyorum. Adeta bir cansiperane çalışma sergileyerek hükümetin yapamadığını, Kahramanmaraşlı hemşerilerimize yaptılar. Hizmet ulaştırdılar. Kahramanmaraş’a yaklaşık 2 bin tırla yardım geldi. Şu anda halihazırda da ABB’nin kurmuş olduğu lojistikten bir yığın hizmetler getiriliyor. Her gün bana bin hemşerimizden telefon geliyor. Bir o kadar da sayın milletvekilimize geliyor. Biz çadır ihtiyacını gidermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla buradan hayırseverlere ve belediye başkanlarımıza seslenmek istiyorum. İhtiyaçlar her gün farklı bir yöne evrilirken, temel ihtiyaç olarak çadır ihtiyacımız çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Su ihtiyacımız artarak devam edecek zira sulara enkaz karıştığı için sular içilemiyor. Yemek yapanlar, çay demleyenler hazır sudan yaptıkları için su ihtiyacı hayli fazla. Havaların ısınmasıyla birlikte daha da fazlalaşacak. Gıda ihtiyacını da üçüncü sırada sayabilirim. Dördüncü olarak da hijyen. 15-20 gün olmuş. Bugün Nurhak’ta gezdiğimiz yerlerde bir aydır duş alamayan hanımefendiler, beyefendiler var. Sayın Genel Başkanımızın eşi, bir mobil araç tahsis etmek üzere bugün Nurhak’a gönderdiler. Vatandaşlarımız orada iki gün boyunca gerektiği gibi duş alacaklar. Kısacası, ben depremin ajandasını tutmayan hükümeti buradan eleştiriyorum. Çünkü Kocaeli Depremi’nde aldıkları deprem fonunu ne yaptığınız dendiğinde ‘Otoyol yaptık’ diyen zihniyet bugün de bu depremin altında kalmıştır. Dolayısıyla bundan sonra da Türkiye’de depremler olacaktır. Bunların da zaten 70 gün sonra iktidardan gidecekleri için onun altyapısını da CHP ve Millet İttifakı olarak gerektiği şekilde yapacağımızı düşünüyorum."
