Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: FURKAN ERDEM

Primlerini ödemekte zorlanan esnaf, 9 bin gün prim koşulu nedeniyle emekliliği de hayal olarak görüyor. Esnafın 2022 yılında ödediği bin 908 lira olan BAĞ-KUR primi 2023 yılında 2 bin 952 TL oldu. Ankara’da Ulus’ta 11 yaşından itibaren çanta imalatında çalışan Feyyaz Adıgüzel, “Ürüne yansıtıp BAĞ-KUR’umuzu ödemek istersek ürün fiyatları şişiyor. Ürün fiyatları şiştiği zaman üretim azalıyor, az kişi çalıştırmak zorunda kalıyorsunuz” derken; Göksel Sönmez, “Emekli olmak istiyoruz ama hayal bile edemiyoruz” dedi. Emekli olmasına karşın çalışmaya devam etmek zorunda olduğunu söyleyen ayakkabı üreticisi Rüstem Tunç ise “Yeni gelecek farklarla emekli maaşımız 6 bin-6 bin 200 lira gibi bir rakam gözüküyor. Edebiyat yapmıyoruz, anlattığımız hep yaşadığımız şeyler” dedi.  

Esnafın 2022 yılında bin 908 lira olan BAĞ-KUR primi, 2023 yılında 2 bin 952 TL oldu. 9 bin gün primini yatırabilen esnaf en düşük emekli maaşıyla emekliliğe ayrılabiliyor. BAĞ-KUR’lular, primlerini düzenli ödemediklerinde sağlık haklarından da yararlanamıyor. Emeklilik hayalini bir kenara bırakan esnaf, ödeyemediği için BAĞ-KUR prim miktarını bile tam olarak bilmiyor. Ancak asgari ücret üzerinden işverenlerin ödediği SGK payı bin 551 TL.

Aynı durum BAĞ-KUR üzerinden primini yatıran çiftçiler içinde geçerli. Çiftçilerin 2022 yılında 2 bin 158 lira olan tarım BAĞ-KUR primleri, 2023 yılında hazine teşvik primiyle 2 bin 952 lira oldu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verilerine göre son 2 yılda 172 bin 747 çiftçi, tarım BAĞ-KUR primini ödemekten vazgeçti.

Ankara’da 11-12 yaşlarında çanta ve ayakkabı imalatında çırak olarak mesleğe adımını atan sonrasında birkaç eleman alarak küçük bir işletme açan esnaf, emeklilik hayallerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

11 yaşından itibaren çanta imalatında çalışan Feyyaz Adıgüzel, 23 yıldır bu sektörün içerisinde. Şu anda 34 yaşında. Adıgüzel, “Ufak bir kredi kullanarak bir tane makine aldım. 10 yıldır da kendime çalışıyorum” diyor. BAĞ-KUR primini ödeyemediğini belirten Adıgüzel şöyle devam ediyor:

“Bizim meslekte işgücü çok, para az. Yaptığınız işin tam karşılığını alamıyorsunuz, bu işverenler için de çalışanlar için de geçerli. Bir işveren, çalışanın yemeği, haftalığı, sigortası, kira ve dükkan giderleri filan derken karşılayamıyor. Karşılayamadığı için bizim meslekte çok fazla sigortalı çalıştırılacak bir yer bulması mümkün değil. Kendi işyerimi açtıktan sonra BAĞ-KUR primlerinin de sigortadan geri kalır bir yanı yok zaten. Her ay düzenli öderseniz 2 bin 950 TL. Düzensiz ödeme de 500 lira fark ediyor diye biliyorum. Ürüne yansıtıp BAĞ-KUR’umuzu ödemek istersek ürün fiyatları şişiyor. Ürün fiyatları şiştiği zaman üretim azalıyor, az kişi çalıştırmak zorunda kalıyorsunuz.”

"10 YAŞIMDAN BERİ BU MESLEĞİN İÇİNDEYİM"

10 yaşında çıraklıkla mesleğe başladığını belirten Göksel Sönmez, “İlkokuldan terkim. 10 yaşımdan beri bu mesleğin içindeyim. Bayan çanta imalatı yapıyorum. Yaklaşık 12-13 yıldır dükkan işletiyorum. BAĞ-KUR primi herhalde 3 bine yaklaştı diye biliyorum o da zorlar herhalde. İmalat zor, yeni yetişen nesil yok. BAĞ-KUR ile sigorta eşit değil. En önemli derdimiz o, eşit olması lazım. Emekli olmak istiyoruz ama hayal bile edemiyoruz” diyor.  

“BAĞ-KUR’LULARA 9 BİN GÜN, SGK’LILARA 5 BİN GÜN İSTİYORLAR”

Haydar Baranlı da 14 yaşından beri bu sektörün içinde olduğunu söylüyor. Şu an 43 yaşında olan Baranlı, BAĞ-KUR primlerinin yüksekliğinden yakınarak, “BAĞ-KUR’lulara 9 bin gün, SGK’lılara 5 bin gün istiyorlar. Onlar kadar biz de çalışıyoruz bir eşitlik istiyoruz” dedi.

"HİÇBİR ESNAF ARKADAŞIMIZ PRİMLERİNİ DÜZENLİ VE ZAMANINDA YATIRAMIYOR"

Ayakkabı üreticisi Rüstem Tunç da 41 yıldır sektörün içerisinde. 54 yaşındaki Tunç, Ulus’ta ayakkabı imalatı yapıyor. BAĞ-KUR’dan emekli olan Rüstem Tunç, emekli maaşıyla geçinemediği için hala çalışmaya devam ettiğini söylüyor.

ANKA’ya konuşan ayakkabı üreticisi, “Bizim camiada hiçbir esnaf arkadaşımız primlerini düzenli ve zamanında yatıramıyor. Belki bizim bilinçsizliğimiz de söz konusu ama hiçbir şekilde maddi imkana ulaşıp da ‘Gidelim SGK’mızı, BAĞ-KUR’umuzu yatıralım’ diyemedik. Ayakkabı üreticilerinin hiçbirinin bu rahatlığı gördüğünü sanmıyorum. Hastaneyle işimiz olduğu zaman bulup buluşturup yatırıyoruz” diye konuştu.

“EDEBİYAT YAPMIYORUZ, ANLATTIĞIMIZ ŞEYLER HEP YAŞADIĞIMIZ ŞEYLER”

2022’de emekli maaşının 4 bin 800 TL civarında olduğunu söyleyen Rüstem Tunç, şöyle konuştu:

“Şu anda yeni gelecek farklarla emekli maaşımız 6 bin-6 bin 200 lira gibi bir rakam gözüküyor. Piyasanın içindeki herkes biliyor. Biz hiçbir şekilde edebiyat yapmıyoruz. Bizim anlattığımız şeyler hep yaşadığımız şeyler. Sektörün geneli öyle. Ankara’da doğru dürüst ayakkabıcı kalmadı. Biz de son numunelerdeniz.

“İYİ BİR EMEKLİ MAAŞIM OLSAYDI BU ŞEKİLDE ÇALIŞMAZDIM”

Bu rakamlar kesinlikle emekli maaşı olarak asla yetmez. Bununla yetinmek zorunda kalanlar, ancak ikinci bir iş yapması icap ediyor. Bu parayla geçinmenin imkanı yok. Bunu herkes biliyor. Aslında bir adama önce ‘Geçinebiliyor musun’ diye sormak lazım. İyi bir emekli maaşım olsaydı bu şekilde çalışmazdım işimizden kopuşumuz olmaz ama mecburiyetten değil de daha keyifli bir şekilde çalışmamız olabilirdi.”

“BAĞ-KUR’LULARIN HEPSİ ÇIRAKLIKTAN BAŞLAR USTALIĞA KADAR EN AZ 40 SENESİNİ VERİR”

Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf Odası Başkanı Hüseyin Uzun ise, “BAĞ-KUR ve SGK’lıların emeklilerinin eşit olmasını” talep ederek şunları söyledi.

 “BAĞ-KUR’luların hepsinin 9 bin prim ödemesi gerekiyor diğerlerinin 5 bin prim ödemesi gerekiyor. Biz çocukluğumuzdan beri çalışıyoruz. BAĞ-KUR’luların hepsi çıraklıktan başlar, kalfalıktan ustalığa kadar en az 40 senesini verir. Pozitif ayrımcılığın ortadan kalkmasını, ücretlerin dengelenmesini istiyoruz. BAĞ-KUR emeklisi ile sigortalı emeklisinin eşit seviyeye getirilmesini istiyoruz. Asgari ücret arttı. Şu anda BAĞ-KUR primlerimiz çok fazla esnafımız bunu ödeyemiyor. Devletin imalatçı kesime hem işçisine hem BAĞ-KUR’lusuna sübvansiyon uygulaması gerekiyor. Şu anda BAĞ-KUR’lu esnafın emekli maaşıyla geçinecek bir durumu kalmadı artık. Ben emekli olduktan sonra çocuk okutabildim. Hem çocuk okut hem geçin böyle bir şey yok. Yıllardan beri iktidarların hepsinin sorunu bu. Artık, 9 bin değil de işçi emeklisi ile BAĞ-KUR emeklisini belli bir noktada buluşturup maaşlarının da ona göre artmasını istiyoruz.”

“BİZİM DE ÇOCUKLARIMIZ VAR. BİZ DE TÜKETİCİYİZ. 3 BİN 500 LİRAYI YATIRAMIYORUZ”

Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Müslüm Küçükarzuman, ise “Geldiniz bir işyeri açtınız BAĞ-KUR’a kaydoldunuz. Siz bilfiil 25 sene prim yatırmak zorundasınız. 25 sene yatıramıyorsanız emekli olamazsınız ama SGK’da öyle değil, yıllara göre ayrılmıştır. BAĞ-KUR tam tersi. Bu da bizim küçük esnafımızı oldukça zorluyor. Son gelen asgari ücret zammıyla 3 bin 400- 3 bin 500 civarında bir prim yatırılması gerekiyor. Bunun yanında kiramız var, geçim derdimiz var. Bizim de çocuklarımız var. Biz de tüketiciyiz. 3 bin 500 lirayı yatıramıyoruz. İki ay yatıramazsan üçüncü ay doktora gidemiyorsun. İlaç yazdıramıyorsun" dedi. 

 

 

Kaynak: anka