Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin sonuçlarını takip etmek amacıyla kurdukları “saydık.biz” isimli internet sitesinin tanıtım toplantısında, “Yüze yüze kuyruğuna geldik, son 55 gün. Tüm bu çalışmaların, emeklerin, birlikteliklerin en önemli aşaması, seçim günü sandıklara sahip çıkmamıza bağlı” dedi.

Ali Babacan, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin sonuçlarını takip etmek amacıyla kurulan “saydık.biz” internet sitesinin tanıtımı için bugün DEVA Partisi Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuştu. Babacan, şunları söyledi:

“ASLAN KÖYDE SANDIKLARINA SAHİP ÇIKAN 47 KİŞİ İÇİN İDAM CEZASI İSTENDİ”

“Seçim güvenliğini sağlamak için hep beraber parçası olacağımız, kullanacağımız ‘saydık.biz’ platformunun tanıtım programına hoş geldiniz. Sözlerime tarihimizden ilham verici bir anekdotla başlamak istiyorum. Bundan tam 76 sene evvel, 1947 yılında ülkemizde ilk çok partili muhtarlık seçimi yapılmıştır. İlk defa insanların önüne farklı seçenekler sunularak seçime gidilmiştir. Tüm ülke için yeni bir heyecan ve umut veren bir seçimdi ama bir o kadar da çekişme ve gerginlik vardı. Mersin’de, Toroslardaki Aslan köyde 8 gün süren seçim, aylar süren bir mücadele yaşandı. Aslan köylülerin seçtiği aday açık ara kazandı fakat eski muhtar, devir teslim yapmak yerine, valiye gidip seçimlerde hile olduğunu söyledi. Ne kadar benziyor değil mi geçen İstanbul seçimlerine? Kış şartlarında, 76 sene öncesinin imkansızlıkları içinde saatler süren yolculuğun ardından, seçimlerin iptali için jandarma köye gitti. Sandık, köyün öğretmenindeydi, ona emanet edilmişti. Yüzbaşı, sandığı istedi. Öğretmen, sandığı vermedi. Oyları tek tek tasnif eden köylüler, ‘Hâkim dışında kimseye biz bu sandığı vermeyiz’ dediler. Öğretmenin yanına Aslan köylü kadınlar geldi. Kadınlar, sandığın etrafını sardılar. İtişe kakışa, ısrara rağmen, askerlerin baskısına rağmen Aslan köylüler sandığı vermedi. Havaya ateş açıldı, kadınlar yerlerde tekmelendi, vermediler. 20 kadın, 27 erkek, tam 47 kişi tutuklandı. Tutuklanan kadınlardan 5 tanesinin kucağında bebeği vardı. Mersin hapishanesinde tam 8 ay boyunca davanın başlamasını beklediler. Aylar sonra dava başladı. Duruşma salonu yürek yakan sahnelere, görüntülere şahit oldu. 16 çocuk annesi milli mücadele kahramanı Ayşe Çelik, dua ediyordu. Kucağında bebek olan anneler, çocukları ağlamasın diye tedirgince bekliyorlardı. Bir köydeki muhtarlık seçiminde verdikleri oylara sahip çıkmaya çalışan Aslan köylülere istenen ceza, idam cezasıydı. Kolluk kuvvetlerine karşı çıkıp isyan ettikleri iddiasıyla idamları isteniyordu. Önce, sandığı jandarmaya vermeyen öğretmen Mustafa’ya söz verildi. Mustafa dedi ki ‘Başımıza gelenlerin tek sebebi, eski muhtarın muhtarlık ihtirasıdır’. Sonra kadınlar konuştu. Olay günü evinde olan, olaylara karışmayan kadınlar dahi yargılanıyordu. Kadınlar, ‘Oy demek, ırz demektir. İdama kadar yolu var’ diyerek duruşma salonunda da sandığa sahip çıkmaya devam ettiler. Aslan köylülerden sonra, köye gönderilen askerlerden birisine soruldu. Asker çıktı, dürüstçe ‘Bir isyan yoktu’ dedi. Ve o gün 47 köylü tahliye edildi. Bir sene sonra karar açıklandığında da 26 kişiye 6’şar ay hapis cezası verildi.

İşte bundan tam 76 sene evvel bu topraklarda bunlar yaşandı. Torosların zirvesinde köylüler, oylarına sahip çıkmak için gözlerini kırpmadan, hiç tereddüt etmeden büyük bir mücadele verdiler. Demokrasiye inandıkları için bu mücadeleyi verdiler.

“ÇOK DİKKATLİ OLMAYIZ. ÖNÜMÜZDE, TAM DEMOKRASİYE GİDEN YOLUN AYRIMI VAR”

İşte biz de Cumhuriyet tarihine damgasını vuracak bir seçime doğru gidiyoruz. 14 Mayıs seçimleri için her türlü seçim güvenliğini, her türlü tedbiri almak zorundayız. Çok dikkatli olmak zorundayız. Çünkü önümüzde, tam demokrasiye giden yolun ayrımı var. Tek kişinin dağarcığıyla, keyfi kararlarıyla yönettiği ülkeyi ortak akılla, katılımcılıkla, istişareyle yönetmenin eşiğine gelmiş bulunmaktayız. Ülkemizi özgürlük ve zenginlik limanına sağ salim yanaştırmanın şafağındayız. Biz, bu seçimi açık ara kazanmayı hedefliyoruz. Ama burada kazanmak için ön hazırlığımızın da sağlam olması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Tam da bu nedenle ‘Altılı Masa’ çalışmalarında, İdris Şahin Bey’in partimizi temsil ettiği bir seçim güvenliğiyle ilgili bir komisyon kuruldu. Ve komisyonumuz, seçim öncesi, seçim sırası ve seçim sonrası olmak üzere üç ayrı zaman planlamasını yaptı. Bu planlamaları da kamuoyuyla paylaştı. Biz, Millet İttifakı’nın seçim güvenliği konusundaki iş birliği çalışmalarımıza aynen devam edeceğiz. Oradaki çalışmalarda bizzat bulunacağız. Ayrıca ülkemizde seçim güvenliği amacıyla çalışan çok kıymetli sivil toplum kuruluşları, sivil inisiyatifler de var. Biz, onlarla da iletişim içinde olacağız. Bütün bunlara ek olarak DEVA Partisi olarak biz, seçim güvenliğiyle ilgili kendi sistemimize de oluşturmuş bulunmaktayız. Bu sistem, Altılı Masa’da yaptığımız iş birliğine, sivil inisiyatifle içinde olduğumuz diyaloğa ek olarak oluşturduğumuz kendi sistemimiz.

“SAYDIK.BİZ’ ÜZERİNDEN SANDIKLARI SAHİPLENEBİLİRSİNİZ”

Tüm vatandaşlarımızın içine katılabilecekleri bir seçim güvenliği sistemi. Bu platform, sorumluluk sahibi aktif bir vatandaşlığın gereği olarak kendisinin, evladının, çocuğunun yarınlarına sahip çıkmasını sağlayacak bir platform. ‘saydık.biz’ ile çok daha geniş bir çerçevede kitle kaynak metodunu da aslında aktive etmiş olacağız. Sistem çok basit. Her biriniz, bilgisayar başına geçip veya akıllı telefonlarınızdan ‘saydık.biz’ adlı internet sitesine girebilir. Sitede çok basit bir üyelik formu var. Bu üyelik formu, sandığa sahip çıkma, sandık sahiplenmekle ilgili bir üyelik formu. DEVA Partisi’ne üyelikle alakası yok. Bu formu doldurduktan sonra, ekrandaki Türkiye haritasından hangi ilde oy kullandığınızı ve o ilin ilçelerini görebiliyorsunuz. O ilçelerden de sandıkların detayına kadar inebiliyorsunuz. Oy kullanım işleminin yapıldığı binadaki sandıkları sahipleniyorsunuz. Bu bina, oy kullandığınız bina olabilir. Başka bir binadaki sandıkları da sahiplenebilirsiniz. Buna ‘sahiplenmek’ diyoruz. Tıpkı Aslan köylü kadınlar gibi sandığımıza sahip çıkmak istiyoruz.

“SANDIK SAHİPLERİNİN YAPMASI GEREKEN, SONUÇ TUTANAĞININ FOTOĞRAFINI ÇEKMEK”

Türkiye haritasına baktığımızda, il haritasında hangi binalarda hangi sandıklar sahipli, hangisinin henüz sahibi yok, görmek mümkün. Böylece sahiplenilmemiş sandıklar üzerinden sahiplenme işlemini yapabiliyoruz. Ve bu sistem, partilimiz olsun olmasın bütün yurttaşlarımıza açık. Sisteme kaydolduktan sonra o önemli günü, seçim gününü bekliyoruz. Seçim günleri, aslında demokrasinin bayram günleridir. 14 Mayıs günü, sahiplendiğiniz sandığa gidip gün boyu o sandık ve sandığın olduğu binadaki diğer sandıkları izliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Bununla ilgili zaten eğitim programları olacak. Orada sandığa nasıl sahip çıkılacak, ne tür riskler olabilir; hepsi ‘saydık.biz’ web sitesinde sandık sahibi olan arkadaşlarımıza eğitimlerle anlatılacak. Seçim gününün sonunda, sandıklar sayıldıktan sonra bir ıslak imzalı tutanak tutuluyor. Bu tutanağın adı, ‘sandık sonuç tutanağı’. Sandık başkanı, sandık başkanı yardımcısı ve son seçimlere giren 5 partinin sandık görevlilerinin imzası yer alıyor. Sandık müşahidi diye bir sistem var, sandık müşahidi olarak, 7 kişinin dışındaki insanlar da gidip sandıkları izleyebiliyor. Sandıkları sahiplenen arkadaşlarımızın yapacağı, ıslak imzalı tutanağın fotoğrafını çekip sisteme yüklemek.

“TARİHİ ZAFERİMİZ ÖYLE BÜYÜK OLACAK Kİ ÜLKEMİZDE DEMOKRASİ HASRETİNİ DİNDİRECEĞİZ”

Bu sistem, bütün vatandaşlarımıza açık. Formu doldurmak, sandık sahiplenmek, vatandaşlık görevinin belki de en önemli unsurlarından bir tanesi olacak. ‘saydık.biz’e katılmak, sadece ve sadece demokrasiye sahip çıkmak anlamına geliyor. Seçim gecesi de hep beraber bu sisteminin sayfalarından sonuçları izleme imkanına sahip olacağız. Eminim tarihi zaferimiz öyle büyük olacak ki ülkemizde demokrasi hasretini dindireceğiz.

“BİRİNİN İHTİRASI BAŞIMIZA DAHA FAZLA İŞ AÇMASIN DİYE SANDIKLARA SAHİP ÇIKACAĞIZ" 

Yüze yüze kuyruğuna geldik, son 55 gün. Tüm bu çalışmaların, emeklerin, birlikteliklerin en önemli aşaması, seçim günü sandıklara sahip çıkmamıza bağlı. Bunu bir siyasi parti genel başkanı olarak söylemiyorum. Maksadımız, DEVA’ya atılan oyları korumak değil. Maksadımız, ipi kim göğüslüyorsa göğüslesin, kim kazanırsa kazansın hakkı korumak. Biz, hakkı korumanın derdindeyiz. Maksadımız, seçim günü hakkın tecelli etmesi. Maksadımız, demokrasi tarihimizin en büyük sınavlarından birini kazasız belasız bitirmek, kimsenin aklında kuşku bırakmamak. Kim olursa olsun hakkı çiğnetmeyeceğiz, ne olursa olsun hakkı tutup ayağa kaldıracağız. Aslan köylülerin yargılandığı o tarihi duruşmada söyledikleri gibi, birinin ihtirası başımıza daha fazla iş açmasın diye sandıklara sahip çıkacağız.

“DEMOKRASİ, ASLAN KÖYLÜ KADINLARIN HASRETİDİR”

Türkiye, demokrasi sevdasından bir an bile vazgeçmeyen, tam demokrasiye kavuşacağı günü hasretle bekleyen büyük bir ülkedir. Tam demokrasi, bu ülkede oy kullandıkları sandıkları canları pahasına, kucaklarında bebekleriyle korumaya çalışan Aslan köylü kadınların hasretidir. Demokrasi, 12 Eylül darbesinden sonraki ilk seçimlerde askerin gücüyle seçime gidenlerin değil, sivil siyaseti destekleyen milyonların hasretidir. Demokrasi, 28 Şubat’ın korku iklimiyle evlere hapsolan gençlerin hasretidir. Demokrasi, 1990’lı yılların karanlığında can korkusuyla sokağa çıkanların hasretidir.

“BU MİLLETE TEPEDEN BAKANLAR BİLMEZ”

Seçim arifesinde pek çok sohbetin konusu şu; ‘O gece nasıl geçecek?’ Pek çok insanın endişesi şu; ‘Oyumuza ne olacak?’ Bu millete tepeden bakanlar bilmez, bu milleti hor görenler anlamaz, bu milleti aşağılayanlar işitmez. Devlet ve millet olarak biz, bunu beraberce gerçekleştireceğiz. Biz, millet olarak cevabı her zaman sandıkta vereceğiz. Susar susar, içine atar, seçim gününe kadar bekler, seçim günü sabah kalkar, eşiyle dostuyla neşe içerisinde sandığa gider ve demokratik görüşünü, tepkisini zarfa koyar ve sandığa atar. Siyasi görüşünü belli etmeyen, konuşmayan milyonarca vatandaşımız var. Biz, onları anlıyoruz. Onlar, seçim gününü iple çekiyorlar. Sanmayın ki bir kanaati olmadıklarını, kanaatleri var ve o kanaatlerini, bu ülkenin yanlış gidişine verecekleri cevabı işte o oy pusulasına işaretleyecekler, zarfa koyup sandığa atacaklar.

“SEÇİM GECESİ SİZİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”

İktidarın bütün gücüyle milletin üstüne geldiği, hayatın her alanına karıştığı, kendi milletini fakirleştirdiği bir dönemde verilecek en iyi cevabın sandığa atılacak bir oy olduğunu bu millet gayet iyi bilir. Fakat oy sandığına dokunanı, verdiği oyu mundar etmeye, saydırmamaya, iptal etmeye çalışanı da affetmez. 2019’da gördük. Verdiği oya sahip çıkmayanı, hakkını savunmayanı, seçim gecesi kendini yalnız bırakını da umutlarını alıp karanlığa gömeni de affetmez, unutmaz. Dolayısıyla bizim sandıklara sahip çıkmamız, aynı zamanda milletimizin bizden çok kuvvetli beklentisidir. Biz, DEVA Partisi olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Sizi seçim gecesi yalnız bırakamayacağız.”

Kaynak: anka