Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kent Konseyi ve Ayvalık Giritliler Derneği ortaklığında, mübadelenin 100’üncü yılı nedeniyle Cunda Adası’nda tören düzenlendi. Törende Ayvalık Rembetiko grubu hem Türkçe ve hem Yunanca şarkılar seslendirdi. Tören, mübadillerin Cunda'ya ilk adım attıkları noktada yapıldı. 

Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun’un sunumuyla başlayan törende konuşan Ayvalık Giritliler Derneği Başkanı Coşkun Tunçmen, 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yanı sıra mübadillerin, ata yurttan ana yurda savruluşunun da yüzüncü yılına denk geldiğini söyledi. Atalarının bir asır önce yaşadıkları yurtlarını terk etmek zorunda kaldıklarını vurgulayan Coşkun, şöyle konuştu:

“BİZ MÜBADİL ÇOCUKLARI VE TORUNLARI BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Vatan bildikleri şehirleri, kasabaları, köyleri çok özledik. Selanik, Langaza, Kavala, Sarışaban, Drama, Serez, Kesriye, Karaferye, Vodina, Karacaova, Ağustos, Yenice-i Vardar, Kayalar, Yanya, Preveze, Parga, Florina, Nasliç, Kozana, Grebene, Kandiye, Hanya, Resmo, Yerapetra, Sakız, Midilli, Limni ve diğer yerleşim yerleri buram buram burnumuzda tütüyor. Büyüklerimizin gölgesinde tütün dizdikleri gülibrişim dallarını, suyundan içtikleri çeşmeleri, namaza durdukları camileri, düğün dernek günlerinde hora döndükleri köy meydanlarını, sıcacık evlerimizi çok ama çok özledik. Elbette hem bizlerin hem de Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında çözüm bekleyen birçok sorunla karşı karşıyayız. Etrafımızda yaşanan savaşlar ve dış dünyada artan gerilim hepimizi huzursuz ediyor. Son dönemde her kesimi etkileyen ekonomik kriz, kontrolsüz biçimde ülkemize gelen milyonlarca sığınmacı nedeniyle ortaya çıkan demografik sorunlar ve günlük yaşamımızı her geçen gün biraz daha tehdit eden sosyal problemlerden her Türk vatandaşı gibi bizler de olumsuz etkileniyoruz. Lakin bütün bu sorunların toplumsal barış ve uzlaşma içinde çözülmesinden başka bir çaremiz olmadığının farkındayız. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da biz mübadil çocukları ve torunları, ülkemizde yaşanan her problemin üstesinden gelmek üzere birlik ve beraberlik içinde çok çalışmaya devam edeceğiz. Vatanımıza ve milletimize olan sorumluluklarımızı yerine getirmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.

“KOMŞU İKİ HALKIN ARASINA DÜŞMANLIK TOHUMLARI EKİLMESİNDEN SADECE EMPERYALİST ÜLKELER KAZANÇLI ÇIKAR”

Avrupa Birliği’nden ve komşu Yunan hükümetinden en büyük beklentimiz, ata topraklarına yaptığımız ziyaretlerde sürekli karşımıza çıkan vize sorununa bir çare üretmeleridir. Yüz yıl önce mübadele ile bıraktığımız evlerimizi, köylerimizi, mezarlıklarımızı ve diğer hatıralarımızı kolayca görebilmek adına vize duvarlarının kaldırılmasını, en azından esnetilmesini, çok girişli ve uzun süreli vize verilmesini talep ediyoruz. İki ülkenin mübadillerinin ortak bir talebi de Lozan Antlaşması’nın mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde terk edilen topraklarda kalan kültürel mimari varlıkların karşılıklı olarak restore edilmesidir. Bu anlamda; ibadet yerleri, hamamlar, çeşmeler, anıt evler, mezarlıklar gibi kültürel ve mimari varlıkların envanterlerinin çıkartılmasını, koruma altına alınmasını ve restore edilmesini istiyoruz. Lozan Antlaşması gereği mübadeleye tabi tutulmayan Yunanistan’daki Türk-Müslüman azınlık ve Türkiye’deki Rum-Ortodoks azınlığın karşılıklı olarak eğitim, kültür, dil ve inanç özgürlüğü gibi insan haklarının hükümetlerce güvence altına alınmasını bekliyoruz. Her iki ülkenin okul müfredatından, tarih dersi kitaplarından birbirlerinin tarihini karalayıcı, hakaret içeren, düşmanlık doğuracak uydurma metinlerin ayıklanarak dostluğu teşvik edici bir şekle sokulmasını barışçıl bir ortam için gerekli görüyoruz. Son dönemde Türkiye ve Yunanistan arasında Adalar, kıta sahanlığı ve benzeri konulardaki görüş ayrılıklarının yeniden tırmanışa geçtiğini görüyoruz. Asırlardır komşuluk eden iki halkın arasına düşmanlık tohumları ekilmesinden sadece emperyalist ülkelerin kazançlı çıkacağını tarih bize öğretmiş olmalıdır. Dolayısıyla Türk-Yunan ilişkilerinin Lozan Antlaşmasına ve onun ruhuna sadık kalarak karşılıklı güven ve barış iklimine kavuşması gerektiği düşüncesindeyiz.”

Ayvalık Belediye Başkan Vekili Ali Jale de kendisinin de bir mübadil torunu olduğunu söyledi. Çocukluğunun babaannesinden ve dedelerinden mübadele hikayelerini dinleyerek geçtiğini paylaşan Jale, şunları söyledi:

“TÜRK’ÜN EN BÜYÜK LİDERİ ATATÜRK’TÜR, MÜBADİLLER BUNU ASLA RUHLARINDAN ÇIKARMAZLAR”

“Bu hikayelerle büyüdüm ve bundan sonra da arkamızdan gelen nesile bu hikayeleri anlatacağım. Siz mübadillerden rica ediyorum. Çocuklarınıza bu yaşanmışlıkları muhakkak aktarın. Bu bizim en büyük mirasımız ve yapmamız gereken en kutsal görevlerden biridir. Bugün hüzünlüyüm, gururluyum, mutluyum. Hüzünlüyüm; düşünüyorum da bundan 100 yıl önce vatanlarından, yurtlarından olan bu insanlar, bir günde, bir haftada kendi evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Kaç evlat anasız-babasız, kaç sevda ise yarım kaldı bu mübadelede. Kaç can gitti… Belki de bizim atalarımız kendi topraklarına Türklük kimlikleriyle bir bayram edasıyla geldiler. Gururluyum, 100 yıl önce buraya gelen atalarım bu şehrin ticaretine, tarımına, yaşamına, ekonomisine, kültürüne, sosyal içeriğine değerek bu kente bir yön verdiler. Bugün Ayvalık çok özelse, diğer tatil kasabalarından bir farkı varsa, bunu biraz da mübadil atalarımıza borçluyuz. Bu yüzden de onlarla gurur duymamak, onlarla övünmemek mümkün değildir. 14 Ekim 1923’te, 925 kişi Midilli’den buraya yola çıktığında, yolda bir çocuk doğdu. O çocuğa Mustafa Kemal ismi verildi. Biz Türk’üz. Türk’ün de en büyük başkomutanı, en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mübadiller bunu asla ruhlarından ve akıllarından çıkarmazlar. Dolayısıyla bizim Mustafa Kemal Atatürk sevgimiz, 14 Ekim 1923’te o gemide doğan çocukla tüm dünyaya kanıtlanmıştı. Nasıl gururlu olamayız ki? Mutluyum; ben dördüncü kuşak mübadil torunuyum Ayvalık’ta yaşayan. Şimdi beşinciler ve altıncılar geliyor. 100 yıl sonra burada denize bir çelenk bırakacağız. Kendi atalarımızı burada kendi torunları olarak anacağız. Nasıl mutlu olamayız ki? Dilerim ki bundan 100 yıl sonra da 200’üncü kutlamada burada bir mübadil çocuğu olur. Burada atalarını yine gururla, onurla anar ve 200’üncü yıl dönümünde de tekrar Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında bu anmayı ve etkinliği gerçekleştirir ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalır.”

Ayvalık Belediyesi Tiyatrosu oyuncularının denizden tekne ile gelerek, Ayvalık’a ilk adımlarını atan mübadilleri canlandırması ilgi topladı. Törende, mübadele sırasında hayatlarını kaybedenlerin manevi huzurunda denize karanfillerden oluşan bir çelenk bırakıldı.

Kaynak: anka