DİLAN KUTLU

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, İçişleri Bakanlığı’nın “seçim modülü” oluşturmak üzere Yüksek Seçim Kurulu’ndan sandık bilgileri ve seçmen sayılarını istemesiyle ilgili “Süleyman Soylu kendini göstermeye çalışıyor. Soylu ‘AK Parti yapamıyor sandıkları koruyamıyor. Ben bakanlık olarak bunları yaptım, yapacağım’ şeklinde Erdoğan’a bir mesaj vermeye çalışıyor. Siyasi geleceğini tahkim etmeye çalışıyor. Bütün derdi bu” dedi. 

Demokrasiyi kollama koruma görev, vatandaşlarımızındır. Öncelikle onlar oy kullandıkları sandıkların başına tekrar dönsünler. Saat 5’te yeniden oraya gelsinler sayım, döküm işlemlerine nezaret etsinler kendi sandık sonuç tutanağının fotoğrafını çeksinler. Vatandaşlarımız bunlar yaparlarsa, sandığa sahip çıkarlarsa Süleyman Soylu gibi kanun tanımaz hukuk tanımaz insanların beyhude çabalarını da boşa çıkarmış oluruz.”

Ayhan Sefer Üstün, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede; İçişleri Bakanlığı’nın başvurusunun Anayasa ve yasalara aykırı olduğunu vurguladı. YSK’nın bu talebi, “Güvenlik güçlerinin sandık sonuç tutanaklarını talep etme alma gibi bir görevi ve yetkisi yoktur. Kanunda böyle bir yetki tanınmamıştır” gerekçesiyle reddettiğini anımsatan Üstün, güvenlik güçlerinin sandık başında, oy kullanılırken bir güvenlik sorunu çıkarsa ve vatandaşların, seçmenlerin veya sandık kurulu başkanlarının daveti üzerine olayı bertaraf etmek ve güvenliği sağlamak üzere gelebileceğine dikkat çekti.

Üstün, güvenlik güçlerinin sandık başkanı ve kurul üyelerine sandık sonuçlarını ilçe seçim kuruluna götürürken arabanın önünden veya arkasından güvenliği sağlayacak şekilde nezaret edebileceğini, bunun dışında oy sayımına nezaret edemeyeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"YARGILANIRLAR: Seçim sonuçlarını talep edemez. Bunu yapmaya kalkarsa suç işlemiş olur. Seçimden sonra bütün bu kamu görevlileri emri veren de kanunsuz emri uygulayan da burada yargılanır bu işin hukuki boyutu. Ama işin oraya varacağını tahmin etmiyorum.

ASLANKÖYLÜ KADINLAR GİBİ: Mersin Arslanköylü kadınlar hikayesi var. Tam da buna benzer şekilde jandarma köydeki sandığı almak istedi ve Arslanköylü köylü kadınlar ‘sandık bizim namusumuzdur jandarmaya teslim etmeyiz’ dediler ve sandığın üzerine oturdular.

SANDIK TESLİM EDİLMEZ: Burada 192 bin sandık var ve her bir 192 bin sandık bir Arslanköylü kadınlar hikayesini ortaya çıkartır. Sandığın üzerine oturulur, güvenlik güçlerine sandık teslim edilmez. Demokrasiye biz orada sahip çıkarız. Her bir sandığın üzerine otururuz sandığı teslim etmeyiz. Almaya kalkarlarsa da orada demokratik mücadelemizi veririz. Seçimden sonra da yasayı çiğneyen ve YSK’nın kararına karşı kim aykırı hareket etmişse onlar hakkında da yargı süreçlerini başlatırız bunun hesabını sorarız. Jandarma gelip de sandığı almaya sandık sonuç tutanağını almaya kalkamaz. Ürkek bir şekilde çok çok şunu yapar. Kapıya doğru yaklaşır kendisini de bir şekilde gizleyerek sandık sonuçlarını çeteleyle tutmaya çalışır. En fazla yapabileceği şeyler bunlardır. Ama itiraz edildiğinde sandık bölgesinden onlar uzaklaştırılır.

SOYLU ERDOĞAN’A MESAJ VERİYOR: AK Parti açısından da bir paranoya var. Onlar da Türkiye’de kendilerinin haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar ve bazı yerlerde oyların çalındığını düşünüyorlar. AK Parti açısından böyle bir psikoloji var ama Süleyman Soylu açısından bu geçerli değildir. Süleyman Soylu kendini göstermeye çalışıyor. Ama Soylu ‘AK Parti yapamıyor sandıkları koruyamıyor. Ben bakanlık olarak bunları yaptım, yapacağım’ şeklinde Erdoğan’a bir mesaj vermeye çalışıyor. Siyasi geleceğini tahkim etmeye çalışıyor. Bütün derdi bu.

KENDİSİNİ BAŞKA GÖREVLERE HAZIRLAMA ÇABASI: Bu iş, İçişleri Bakanlığı’nın işi değildir. Hatta kanun da böyle bir yetki vermiyor. Hatta bırakın yetkiyi bir önceki Anayasamız olsaydı Süleyman Soylu zaten görevinden ayrılmak zorunda kalacaktı. Onun yerine bağımsız, tarafsız bir İçişleri Bakanı’nın atanması gerekiyordu Anayasa gereği. Bu hamlesi, seçimden sonra başka görevlere kendisini hazırlama çabası.

DEMOKRASİYİ TEHLİKEYE ATIYOR: Aslında AK Parti’yi de zor durumda bırakıyor. Sanki AK Parti’nin içtihatları yetersiz şeklinde bir imaj doğuyor. Türkiye’deki seçimlerin üzerine gölge düşürecekse en önemli sebeplerden bir tanesi Süleyman Soylu’nun anlamsız, hukuksuz davranışları olacaktır. Kendi geleceği için Türkiye demokrasisini tehlikeye atıyor.

BEYHUDE ÇABA: Altı parti arasında Seçim Güvenliği Komisyonu var ve sık sık toplanıyor. Bu da seçim güvenliğinin bir parçası. O sandıklarda bizlerin sandık kurulu üyeleri ve sandığın karşısında da müşahitlerimiz var. Biz orada ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarını işin başında alacağız. Bunu aldıktan sonra Süleyman Soylu’nun yapmak istediği kanunsuz davranışlar beyhude çabalardır. Sivil toplum sandığın başında ve vatandaşlarımıza da zaman zaman seslendik.

DEMOKRASİYİ KORUMA KOLLAMA GÖREVİ VATANDAŞIN: Demokrasiyi kollama koruma görev, vatandaşlarımızındır. Öncelikle onlar oy kullandıkları sandıkların başına tekrar dönsünler. Saat 5’te yeniden oraya gelsinler sayım, döküm işlemlerine nezaret etsinler kendi sandık sonuç tutanağının fotoğrafını çeksinler. Vatandaşlarımız bunlar yaparlarsa, sandığa sahip çıkarlarsa Süleyman Soylu gibi kanun tanımaz hukuk tanımaz insanların beyhude çabalarını da boşa çıkarmış oluruz.”

 

Kaynak: anka