Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: ADEM KARABAYIR

Antakya Rum Ortodoks Kilisesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay’da meydana gelen depremler sonrasında tamamen yıkılarak kullanılamaz hâle geldi. Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Hakan Hanna Çalışkan, “Tarihi dokuların tekrardan restore edilmesi, taşların da özellikle kaybedilmeden tekrardan yerine konulması gerekiyor” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay merkezli depremlerde de birçok bina yıkıldı ve ağır hasar aldı. Konutlarla birlikte bölgedeki pek çok tarihi ve kültürel yapı da çöktü veya zarar gördü. İlk depremlerde büyük bir kısmı yıkılan, tarihi 1800’lü yıllara dayanan Antakya Rum Ortodoks Kilisesi de Hatay merkezli depremlerin ardından tamamen kullanılamaz hâle geldi. Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Yönetim Kurulu üyesi Hakan Hanna Çalışkan, kilisenin bulunduğu alanda ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Çalışkan, şunları söyledi:

“ANTAKYA’YI TEKRAR AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

“Tarihi 1800’lü yıllara dayanan Antakya Rum Ortodoks Kilisesi’nin altında Antakya’nın kalbi olan Saray Caddesi mevcuttu. Pazartesi günü gerçekleşen ilk depremler etrafa büyük bir hasar verdi. Kilise zaten yıkıldı. İlk depremde yıkıldı, fakat buralara ilk depremde girilebiliyor, arama-kurtarma çalışmaları da yapılabiliyordu. Buralar, 6.4 depremiyle tamamen çökmüş hâle geldi. Eski görüntülerine eriştiğinizde, buranın ne kadar canlı olduğunu ve tarihi binalarla dolu olduğunu rahatlıkla görebiliyordunuz ama ilk deprem yıkıcı etki yarattı. İkinci deprem de bütün sağlam kalan veya yıkıntı olarak kalan bütün taşları indirdi. Antakya’da şu anda sağlam denilebilecek bina bulmak çok zor. Bundan sonra zaten Antakyalılar Antakya’yı kesinlikle bırakmayacağı için yetkililerimizle beraber tekrardan Antakya’yı kuracağız. Yavaş yavaş kurulacak. İlk önce yaraların sarılması gerekiyor. Hep birlikte yaralarımızı saracağız. Kayıplarımız da oldu. Kayıplarımızın matemini yaşayıp sonrasında Antakya’yı tekrar ayağa kaldıracağız.”

“İÇERİDEKİLERİN HİÇBİRİNİ KURTARAMIYORUZ”

Daha önceleri de kilisenin yıkılmasının gündeme geldiğini belirten Çalışkan, şöyle konuştu:

“1800’lü yıllarda yapıldı ve bugüne kadar, günümüzdeki ihtişamıyla günümüze kadar geldi. Sonrasında oluşan deprem dolayısıyla ağrı hasar gördü ve tamamen yıkıldı, kullanılamaz hâle geldi. Zaten buradan aşağıya, bütün Antakya’nın ana caddesi olarak, dönercileri olsun, çeşitli dükkanları olsun en canlı caddelerinden biriydi. Depremin etkisiyle yıkıldı. 6.4’lük depremin etkisiyle de yıkılmamış, ayakta kalmış olan parçaların da hepsi beraberinde gitmiş bulunuyor. Şu anda Antakya’nın yaralarının sarılması için belirli bir süre geçmesi lazım. İlk önce enkaz çalışmalarının yapılıp, enkazın kaldırılıp sonrasında tarihi -zaten buranın hepsi sit alanıydı- tarihi dokuların tekrardan restore edilmesi, taşların özellikle kaybedilmeden tekrardan yerine konulması gerekiyor. İçindekiler zaten hepsi tarihi kültürel varlıklarımızdı. Onların hiçbirini kurtaramıyoruz. Çünkü kilise komple çöktüğü için herhangi bir kurtarma çalışması yapılamıyor ve riskli. Kiliseye girmek de riskli. Depremden sonra tamamen giriş yolları kapandığı için zaten kimse girip şu anda kurtaramaz. İllaki yetkililerin gelip, yetkililerin gözetiminde kurtarılması gerekiyor içerinin.”

“EVLERE GİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL. ŞEHİR DIŞINA ÇIKTIK”

Depremde akrabalarını da kaybettiğini dile getiren Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kaybım var; anneannem, annemin amcası. Ses de veriyorlardı pazartesi günü. Öğlene kadar sesleri geldi. Sonrasında sesleri kesildi. Bir de kuzenim, kuzenlerimi kaybettim İskenderun’da. Zaten sarılı hâlde bulunmuşlardı. Çoğunun kaçmaya fırsatı olmamıştı. Yıkıcı etkisiyle depremin, herkes enkaz altında kaldı. Benim bulunduğum binanın yan 3 binası çöktü, bizim binaya çarptı. Zaten deprem anında ben çatıya çıktım. 4’üncü katta olduğumuz için çatıda 3 saat bekledik. Daha sonrasında yan binamız, bitişik nizam olan binamız bize vurdu ve aşağıya indi. Yanındaki 3 bina yıkıldı. Bizim binanın kolonları bile şu anda Allah’a şükür sağlam duruyor ama içeriden ağır hasar yaptı. Evlere zaten girmemiz mümkün değil. Ha bire artçı oluyor. Şehir dışına çıktık. Yani iş yerlerimiz, evlerimiz, hepsi ağır hasarlı. Girme imkanımız da yok şu anda.”

Kaynak: anka