Haber: GÜRKAN DEMİRTAŞ - Kamera: EYLEM LADİN DEĞER

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, Adalet Bakanlığı’nın “bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra enkazların kaldırıldığı” açıklamasına ilişkin “Şu anda bunu söylemeniz yetmiyor. Böyle olduğunu da göstermeniz gerekiyor insanlara orada. Gösterebiliyor musunuz? Hayır. Kaç tane binadan numune alındı? Kaç tane binada bu çalışmayı yapabildiniz siz? Özellikle koordinasyonda ve adli planlamada da şu anda bir şeylerin oturmadığını çok net biliyorum. Amacımız da hala söylüyorum; bizden de yararlansınlar, avukatlardan da. O bölgede hep beraber adaleti enkaz altından çıkaralım” dedi.

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, deprem bölgesinden izlenimlerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Köroğlu, şunları söyledi:

“Enkaz altından çıkmaya çalışıyor. Bunu kelime anlamıyla da söylemiyorum. Çünkü, insanlar hayatlarının bundan sonra nereye varacağına dair büyük bir umutsuzluk içinde bölgeden şu an akın akın Ankara’ya geliyorlar; Antalya’ya geliyorlar; Mersin’e geliyorlar. Biz 24 saat içinde Hatay’daydık. Oraya bir tır yardımla birlikte belki de ilk giren, yani AFAD’ın bile olmadığı noktada devlet hastanesinin bahçesine tırı bir çadıra indirip sağlık çalışanlarına battaniye dağıtan, oradaki ne yazık ki ölen insanları taşıyan, onlara yardımcı olan bir sürecin içerisinde bulduk kendimizi.

“ÖZELLİKLE ADIYAMAN’A İKİ, ÜÇ GÜN HİÇ KİMSENİN UĞRAMADIĞINI, BÜYÜK BİR YALNIZLIĞA TERK EDİLDİĞİNİ, KARANLIK BİR ŞEHİR OLDUĞUNU GÖRDÜK”

Hatay’ın köylerinde, ilçelerinde insanların sosyal medyadan ulaşmaları üzerine oralara yardım götürmeye çalışan ve daha sonra da hızlı bir şekilde Hatay’dan sonra Kahramanmaraş’a, Adıyaman’a, Malatya’ya oradan Antep’e ve Osmaniye’ye geçtik. Şunu gördük: Özellikle Maraş, Hatay ve Adıyaman, yani tabiri caizse haritadan silinmiş gibi ve tekrar nasıl burası yenilenir diye insanların baktığı bir yerdi. Özellikle Adıyaman’a 2-3 gün hiç kimsenin uğramadığını, Adıyaman’ın sanki büyük bir yalnızlığa terk edildiğini, karanlık bir şehir olduğunu, insanların kendi çabalarıyla ne olup bittiğini dahi anlamadan etrafa baktığını gördük.

“ANKARA BAROSU’NUN FOTOĞRAFÇILIK KLUBÜNDEKİ ARKADAŞLARIMIZI GÖNDERİP BİNALARIN FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİRDİK. DAHA SONRAKİ SÜREÇTE KULLANABİLMEK İÇİN”

Ondan sonraki süreçte buradan sağ olsunlar Ankara Barosu bu konuda büyük bir duyarlılık ve birliktelik gösterdi meslektaşlarımız. Aynı anda bu yerlerin ilçelerine dahi yardım ulaştırdık. Büyük bir soğuk, açlık, gıda, yiyecek… Bunlardan mahrumlardı. Sonra bölgede başka bir sorun ortaya çıkıyordu. Mesela insanların temel ihtiyaçları… İnsanların tuvalet ihtiyacını giderebileceği bir yer yok. Şimdi 10’uncu güne geldik. Halen bir plansızlık, programsızlık olduğunu bölgeden gelen; bölgeye arkadaşlarımızı gönderdik. Mesele üç büyük şehirde büyük yıkım olduğu için oraya Ankara Barosu’nun fotoğrafçılık kulübündeki arkadaşlarımızı gönderip binaların fotoğraflarını çektirdik daha sonraki süreçte kullanabilmek için. Halen onların bize verdiği bilgiler veya şu an Hatay’da olan ekibimizin verdiği bilgiler: Halen bölgede bir plansızlık var. Onun dışında bir de bölgeye yardımcı olmaya çalışan işte AHBAP gibi Babala gibi bizim gibi sivil toplum kuruluşlarının da işlerinin zorlaştırıldığını duyuyoruz. Biraz önce bana Adıyaman’da bir yardım tırının durdurulduğunu, AFAD’ın kendilerinin bu dağıtımı yapacağını söylediğini biliyoruz. Ama Gölbaşı’nın bir köyünde şu an yardım bekleyen insanlar var. Bize mesaj atan insanlar var.

“SORUMLULARI YARGI ÖNÜNE ÇIKARTIP BU KONUDA GEREKLİ CEZALARI ALMALARINI SAĞLAMAK İÇİN UĞRAŞACAĞIZ”

Biz zaten şu anda tüm toplum, dernekler, sivil toplum kuruluşları, barolar… Hepimiz oradaki insanlara yardım götürüp insanları ayakta tutup daha sonra da adaleti enkaz altından çıkartmaya, sorumluları yargı önüne çıkartıp bu konuda gerekli cezaları almalarını sağlamak için uğraşacağız.

“ENKAZLARIN EVET ÖRNEK ALINMADAN KALDIRILMAYACAK DİYOR SAYIN BAKAN. ŞU ANDA BUNU SÖYLEMENİZ YETMİYOR. BÖYLE OLDUĞUNU DA GÖSTERMENİZ GEREKİYOR İNSANLARA”

Yeterli değil ama sadece sayı anlamında demiyorum. Bölgeden gelir gelmez ilk işim bu konuda aynı zamanda Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı çalışmada kardeş adliye olarak belirlediler. Mesela Hatay’da Ankara Adliyesi kardeş belirlenmişti. Ankara Başsavcılığı’ndan savcılar gönderilmişti. Biz de buna bağlı olarak, kardeş baro olarak Hatay’ı seçtik. Bölgedeki izlenimlerimi ben önce Ankara Başsavcılığımıza daha sonra HSK Daire Başkanlığı’na giderek, genel sekreter yardımcılarına giderek aktardım. Bölgede neyin eksik neyin gerekli olduğunu, bu anlamda barolar olarak biz de desteğe hazırız dedim. Burada sadece giden savcı sayısı değil giden savcıların da bölgede karşılaştığı bir plansızlık… Nasıl yapılacak, mesela yeterli teknik eleman gitmedi ki bilirkişiye, 12 ya da 16 kişi gitti. 3’er kişilik heyetler halinde gittiklerinde kaç gündür o meşhur Rönesans denilen sitenin oradalar. Hala o binadalar. Bütün binalarda daha hızlı bir çalışma yapılması için meslek odalarıyla, özellikle de mühendislerle çalışılıp oraya bölgeye daha hızlı bir şekilde yardımların lojistiği, kalma sorunlarının vesaire de çözülerek, enkazların evet örnek alınmadan kaldırılmayacak diyor Sayın Bakan. Şu anda bunu söylemeniz yetmiyor. Böyle olduğunu da göstermeniz gerekiyor insanlara orada. Gösterebiliyor musunuz? Hayır. Kaç tane binadan numune alındı? Kaç tane binada bu çalışmayı yapabildiniz siz? Özellikle koordinasyonda ve adli planlamada da şu anda bir şeylerin oturmadığını çok net biliyorum. Amacımız da hala söylüyorum; bizden de yararlansınlar, avukatlardan da. O bölgede hep beraber adaleti enkaz altından kaldıralım.”

 

 

Kaynak: anka